Risale-i Nur’un birçok yerinde Sikke ve Mühür anlatılıyor. Sikke ve mühür aynı manada mıdır? Sikke,daha ziyade paranın üzerine vurulan damgaya verilen isimdir. Paranın nereye ve kime ait olduğunun bilinmesi için konulan işarettir. Mühür manasına da kullanılır. Mühür eskiden imza yerine basılan yazılı damga, günümüzde ise bir yazının kime ve hangi makama olduğunu gösteren damgadır. Bediüzzaman […]

İnsan maddi hastalıklara maruz kaldığı gibi, manevi hastalıklara da tutulur.Hastalık ve musibetler Kur’an talebesi insanlar için, bir tesadüf değil Şafî Hakiki tarafından insana gönderilen bir hediye, bir ikaz veya bir ihsandır. Kainatın yaratılmasındaki gaye,esmayı görmek ve göstermek olduğundan musibetlerde bu gayeye yöneliktir.İnsan, bu hallerle Allah’ın birçok isimlerinin tecellisini üzerinde görebilir. Üstad Hazretlerine göre,”asıl musibet dine […]

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Risale-i Nur’un birçok yerinde, iman ve Kur’an hizmetinde olanları dost,kardeş ve talebe olarak sıralamıştır. Bu sıralanan özelliklerdeyse insanın kaldıramıyacağı bir zorluk yoktur. En önemlisi ise,dost ve kardeş olmadır. Zira bu İslamın emir ve yasaklarını dinlemektir. Talebeliğin şartı ise, yazılan Sözlere kendi malı gibi sahip olmadır. Bu konuda Barla Lahikasında şu […]

İnsan dünya misafirhanesinde kendisine sunulan nimetleri kötü kullanamaz,dökemez,zayi edemez. Allah’ın insana nimet olarak verdiği vücudunun, cisminin, azalarının sahibi değildir. Onlar, O’na emanettir, kullanması serbesttir. Yoksa onların sahibi değildir. İstifade etmesi için Allah, insana onları vermiş, mülk olarak vermemiştir. Mülk olarak verseydi, idaresini de ona bırakırdı. Halbuki insan aciz, bir midesinin bile idaresini yapamaz, kaldı gözün […]

İnsan başına gelen musibet, sıkıntı ve diğer hadiselere nasıl bakmalı? Olayları nasıl değerlendirmeli? Her hadisenin bir maddi cephesi, birde manevi cephesi vardır. Başa gelen her işte, iki sebeb görünür. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Mektubat adlı eserinde, insanların başına gelen işlerde iki sebeb olduğunu, hadiselere böyle bakmamızı bize öğretmekte. ”Başa gelen her işte iki sebep var: […]

Tahiri Mutlu Ağabey’in Isparta’da tutuklanması sırasında sorgusunu yapacak olan Savcı ve memurlar arasında geçen çok ilginç bir hikaye anlatılır. 1934 yılında Risale-i Nur Talebeleri yurdun çeşitli yerlerinden tutuklanarak Isparta’ya getirilir. Sorguları yapılmaya başlar. İlk sorgulananlar arasında Tahiri Ağabey’de bulunmaktadır. Nurkoy olarak sorguyu ve o zamanı anlatan bu hadiseyi sizlere sunarız. Isparta’da tutuklanan Nur talebeleri, savcı […]

Kemiyet,keyfiyet nedir? Risale-i Nur’da sıkça geçen bu iki kelime ile anlatılmak istenilen nedir? Kelime olarak kemiyet çokluk,sayı çokluğu,keyfiyet ise özellik kalite manasınadır.Şimdi sayı çokluğunun keyfiyet kalite karşısındaki durumuna bakalım. Birtek çiçekteki hayat şerefini milyarlarca taşta bulamayız. Keza bir böcekteki hayat,bütün bitkiler alemini tartar. Bir müminin şerefi dünyalar dolusu ateistle kıyaslanabilir mi? Tabiiki,hayır. İşte çiçekteki ”hayat” […]

”Risale-i Nur’da güneşin sekiz büyük ismin tecellisi olduğu belirtiliyor. Bu isimler hangileridir?” “Güneş mahbubumun hüsnünü görüp utanıyor; görmemek için bulut perdesini başına çekiyor.” Hey âşık efendi! Ne hakkın var, sekiz İsm-i Âzamın bir sahife-i nuranîsi olan güneşi böyle utandırıyorsun?”(Mektubat,Sekizinci Mektub) Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri,iman hakikatlerini izah ettiği Risale-i Nur’larda güneş ile ilgili çok orıjınal […]

” Risale-i Nur’larda dünya hayatının geçici olduğu ve insanın dünyaya bir misafirhane olarak bakmasının sebebi nedir?” ”Görüyorum ki, şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki, dünyayı bir misafirhane-i askerî telâkki etsin ve öyle de iz’an etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telâkki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızâyı çabuk elde edebilir. Kırılacak […]

Hazreti Üstad Bediüzzaman Said Nursi,muhabbetin,yani sevginin üç kaynağı olduğunu,bir insanın bir şeyi üç yönden sevdiğini söylemekte. Birisi cemal,güzellik,birisi kemal mükemmellik, diğeri ise ihsan ikram etme lütufta bulunma. İnsan bu üç kaynaktan dolayı bir şeyi seviyor. Ya güzel olduğu için, veya mükemmellikten, veya kendisine yapılan ikram ve lutuftan dolayı karşısındakini seviyor. ”Beşer, fıtraten, şu kâinatın Hâlıkına […]