ON İKİNCİ İŞARET

On Birinci İşaretle alâkadar olan üç misal, fakat gayet mühim misallerdir.

BİRİNCİ MİSAL: وَماَ رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللهَ رَمٰ “Attığın zaman sen atmadın; ancak Allah attı.” Enfâl Sûresi, 17 nci ayeti)
nass-ı kat’îsiyle ve ehl-i tahkik umum müfessirlerin tahkikiyle ve umum ehl-i hadîsin ihbarıyla, Gazve-i Bedir’de, şu âyet haber veriyor ki:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir avuç toprakla küçük taşları aldı, küffar ordusunun yüzüne attı, شَاهَتِ الْوُجُوهُ “Bu yüzler kahrolsun!” dedi. شَاهَتِ الْوُجُوهُ “Bu yüzler kahrolsun!” kelimesi bir kelâm iken onların herbirinin kulağına gitmesi gibi, o bir avuç toprak dahi herbir kâfirin gözüne gitti. Herbiri kendi gözüyle meşgul olup, hücumda iken, birden kaçtılar.

Hem Gazve-i Huneyn’de, başta İmam-ı Müslim olarak ehl-i hadîs haber veriyorlar ki: Gazve-i Huneyn’de, Bedir gibi, küffar şiddetle hücum ederken, yine bir avuç toprak atıp, شَاهَتِ الْوُجُوهُ “Bu yüzler kahrolsun!” diyerek, herbirinin kulağına bir شَاهَتِ الْوُجُوهُ “Bu yüzler kahrolsun!” kelimesi girdiği gibi, biiznillâh herbirinin yüzüne bir avuç toprak gitti, gözleriyle meşgul olup kaçtılar.

İşte, Bedir’de ve Huneyn’deki harika olan şu hâdise, esbab-ı âdi ve kudret-i beşer dahilinde olmadığından, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan
وَماَ رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللهَ رَمٰى
“Attığın zaman sen atmadın; ancak Allah attı.” Enfâl Sûresi, 17 nci ayeti) ferman eder. Yani, “O hâdise kudret-i beşer haricindedir. Kuvve-i beşeriye ile değil, belki fevkalâde bir surette, kudret-i İlâhiye ile olmuştur.”
İKİNCİ MİSAL: Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki: Gazve-i Hayber’de bir Yahudi kadını, bir keçiyi biryan yapıp pişirmiş, gayet müessir bir zehirle zehirlemiş, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma göndermiş. Sahabeler yemeye başladılar. Birden ferman etti: اِرْفعُواۤ اَيْدِيَكُمْ اِنَّهَاۤ اَخْبَرَتْنِى اَنَّهَا مَسْمُومَةٌ Yani, “Pişirilen keçi bana der ki,‘Ben zehirliyim” diye haber veriyor. Herkes elini çekti. Fakat o şiddetli zehirin tesirinden, Bişr ibni’l-Bera’ aldığı birtek lokmadan vefat etti.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, o Zeynep ismindeki kadını çağırdı. Ferman etti: “Neden böyle yaptın?” O menhuse dedi: “Eğer peygambersen sana zarar vermeyecek. Eğer padişahsan, insanları senden kurtarmak için yaptım.” Bazı rivayette onu öldürtmemiş, bazı tarikte öldürtmüş. Ehl-i tahkik demiş ki: Kendi öldürtmemiş; fakat Bişr’in veresesine verilmiş, onlar öldürmüşler.(Mektubat)

Efendimiz (ASM)ın attığı bir avuç toprak her bir müşriğin yüzüne, gözüne bir avuç toprak olarak gitmesi anlatılıyor. Bir kelimenin dağılmadan her kulağa gitmesi gibi bir avuç toprakta Allah tarafından parçalanmadan yüzlerce kişinin yüzüne gözüne birer avuç olarak girebilir ve girmiştir.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir