Girdi yapan Nurköy

HANEFİ MEZHEBİ VE RE’Y YOLU

Mezhepler içinde Hanefi Mezhebinin dini meseleleri çözümünde ortaya koyduğu kaide ve usuller nasıldır? Dini problemler nasıl halledilmiştir? Hanefi mezhebinde İmam-ı A’zam, talebelerinin ve kendisine sual soranların dini müşküllerini hallederken ortaya dört esas koymuştur. Ortaya konan bu usul, Hanefi mezhebinin temel kaideleri olmuştur. İmam-ı A’zam, dini müşküllerin hallinde sırasıyla şu kaynaklara başvurarak,insanların problemlerini çözmüştür: 1. Kur’an-ı […]

HADİ, RİSALE-İ NUR’DUR

Şu fıkra Hulûsi’nindir. Esasen siyaset anlamadığım bir iş; şunun bunun âmâline hizmet, menfurum. Zilletle yaşamak, tahammül edemediğim hallerdir. Felillâhilhamd, Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, dînimiz bir, ilâ âhir. Bu bir birler, bize yekdiğerimizi Allah için sevmek kaydını sağlamlaştırmakla beraber, ruhî, kalbî, ebedî, lâyemût bir birlik temin etmektedir. Hamd ve şükürler olsun, mü’miniz. Hayatta tesadüf […]

KIRK VEFİYATTAN BİRKAÇ TANESİ

Herkesin, iman mukàbilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor. Hattâ bir ehl-i keşif ve tahkik, bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını […]

ÇALIŞKAN AİLESİNDEN, HALİL ÇALIŞKAN

1930 Emirdağ doğumlu Halil Çalışkan, Çalışkan Hanedanından Osman Çalışkan’ın oğludur. Üstad Hazretlerinin, 1944 yılında Emirdağ’da bulunduğu zamanlarda, Çalışkanlardan Ceylan Ağabey’in yanına Halil’inde iman Kur’an hizmeti ile meşgul olmasını istemiştir. Halil Çalışkan’da, bir süre  sonra Ceylan Ağabey gibi Üstad Hazretlerinin hizmetine girmiştir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri o yıllarda iki amca oğluna Ceylan ve Halil Çalışkan’a yazdığı bir […]

KABE, BİR KALB GİBİDİR

Kabe’yi insan kalbine benzetilebilir miyiz? Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan müslümanların, ibadet, zikir ve tesbihlerini Kabe’ye yönelerek yaparlar. Kabe, bütün müslümanların kıblesidir, merkezidir. Kabe’nin bu konumunu bir kalb şeklinde yorumlayabiliriz. Kabe, Allah tarafından tayin edilmiş kudsi bir mekandır.Buraya hac ve umre için ziyarete giden müslümanlar samimi bir niyet ile, Allah rızası için giderler. Bu da buranın […]

MÜHİM BİR SUALE HAKİKATLİ BİR CEVAP

Mühim bir suale hakikatli bir cevaptır. Büyük memurlardan bir kaç zât benden sordular ki: “Mustafa Kemal sana üç yüz lira maaş verip, Kürdistana ve vilâyât-ı Şarkiyeye, Şeyh Sinûsî yerine vâiz-i umumî yapmak teklifini neden kabul etmedin? Eğer kabul etseydin, ihtilâl yüzünden kesilen yüz bin adamın hayatlarını kurtarmaya sebep olurdun” dediler. Ben de onlara cevaben dedim […]

GENÇLİĞİ NASIL KULLANMALIYIZ

Hergün ve her yerde ve her vakit vefiyatların gösterdikleri dehşetli hakikat-i mevt ise, size-başka gençlere söylediğim gibi-bir temsil ile beyan ediyorum. Meselâ, burada, gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango-fakat pek büyük bir ikramiye biletleri veren-dairesi var. Biz, buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz, bizi çağıracaklar. […]

BARLA TALEBELERİNDEN BAHRİ ÇAĞLAR

l899’da Isparta’nın Barla nahiyesinde doğan Bahri Çağlar’ın Emirdağ Lahikası’nda ismi  geçmektedir. Barla’da Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin ilk muhatap ve talebelerinden Muhacir Hafız Ahmed Efendinin damadıdır. Bahri Çağlar, “Yirmi Dokuzuncu Söz”deki “Elifler Kerameti” bahsinin şâhitlerinden olan Eşref Beyin oğludur. “Yirmi Dokuzuncu Söz’ün kâtipleri birbirlerinden habersiz olarak yazarlar. Bu sözde bütün risalenin ilk satırlarında elif harfleri alt alta […]

RİSALE İ NUR HAREKETİNDE GAZETELER

Risale-i Nur hareketi içinde gazetenin yeri ve ortaya çıkışı nasıl olmuştur? Bu konudaki görüşünüz nedir? Risale-i Nur, ”nurculuk hareketi” diye adlandırılan hareketin içinde gazetelerin iki devre halinde yer aldığını görürüz. Birinci devrede  haftalık ve daha sonra ise günlük gazete çıkartılır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin vefatından sonra yaşanılan sıkıntıların ardından, o dönemim menfi yayınlarına cevap […]

MAHKEMELER EN UFAK BİR SUÇ BULAMADI

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُوَ  اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَداً دَاۤئِمًا Emirdağ’daki kardeşlerime! Benim hakkımda evham edenlere deyiniz ki: Biz, hizmet ettiğimiz bu adamın yirmi senelik hayatının bütün mahrem ve gayr-ı mahrem mektuplarını ve kitaplarını ve esrarını hükûmet şiddetli taharriyatla elde etti. Dokuz ay, hem Isparta, hem Denizli, hem Ankara adliyeleri […]