SADAKAT, SIDDIKIYET

Sadakat, Allah rızası için kalbden bağlılık, kalbi ve samimi dostluk ve bu dostlukta sebat, vefadarlık göstermektir. Hz. Ebu Bekir (RA)’in Hazreti Peygambere Aleyhisselatü Vesselama olan dostluğu ve sadakati gibi.

“Nübüvvet” makamından sonra,”Sıddıkiyet” makamı gelir, bu makamın piri Hazreti Ebu Bekir (RA)’dır.Kur’an-ı Kerim’de müminler sadık ve sıddık olmaları yönünde birçok ayetler bulunmakta, ve doğru yolda gidenler olarak tanıtılmaktadır.

Risale-i Nurlara sadakat göstermek ise Risale-i Nurları kendi telifi gibi bilip öyle sahip çıkmak ve bu yolda ciddi, samimi çalışmaktır.

Sıddık bir Nur talebesini, dünyanın hiçbir hâli sarsmaz ve onu yolundan çeviremez, imanı çelik gibi sağlamdır.

Risale-i Nur’da iman ve sadakatin önemi birçok mektublarda dile getirilmiştir. Bu konu bazı mektublar da şöyle yer almaktadır :

”Risale-i Nur kendi sadık ve sebatkâr şakirdlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymetdar neticeye mukabil fiat olarak, o şakirdlerden tam ve hâlis bir sadakat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat ister.” (Kastamonu Lahikası)

“Ve ben dahi, iman ve sadakat şartıyla, Risale-i Nur talebelerini bütün dualarıma ve manevî kazançlarıma, yirmi dört saatte, iştirak-i a’mâl-i uhreviye düsturuyla, bazan yüz defadan ziyade ‘Risale-i Nur talebeleri’ ünvanıyla hissedar ediyorum.”(Kastamonu Lahikası, 103 Mektub)

”Sonra Nuh’un hediyesi, yirmi beş liralık kıymetinde bir teneke, bizim namımıza geldiğini işittik. Arkadaşlarla beraber hesap ettik ki, biz burada hangi tarihte kitap hediyelerini Nuh için hazırlıyorduk aynı tarihte, Nuh, habersiz olarak, kırk gün mesafede, bize o nisbette ve mânâ cihetiyle onun gibi mübarek hediyeyi hazırlıyordu. Bu tevafuk kat’iyen tesadüf değil. Hattâ bir kısım dostlar dediler ki, bu Nuh Beyin kerametidir. “Acaba Nuh Beyin kerameti var mı ki, biliyormuş gibi mukabilini gönderiyor?” dediler. Dedim ki, “İhlâsın ve sadakatin dahi velâyet gibi kerameti var. Belki, bazan daha fevkindedir.”(Barla lahikası,212 Mektub)

”Şimdi, bundan on dakika evvel, cesurca, fakat kalemsiz iki adam, Risale-i Nur dairesine biri birisini getirdi. Onlara dedim ki: “Bu dairenin verdiği büyük neticelere mukabil, sarsılmaz bir sadakat ve kırılmaz bir metanet ister. Isparta kahramanlarının gösterdikleri harikalar ve cihan-pesendâne hidemât-ı Nuriyenin esası, harika sadakatleri ve fevkalâde metanetleridir. Bu metanetin birinci sebebi, kuvvet-i imaniye ve ihlâs hasletidir. İkinci sebebi, cesaret-i fıtriyedir.”

Onlara dedim: “Sizler cesaretle ve efelikle tanınmışsınız ve dünyaya ait ehemmiyetsiz şeyler için fedakârlık gösterirsiniz. Elbette Risale-i Nur’un kudsî hizmetinde ve cihana değer uhrevî neticelerine mukabil, merdâne ve fedakârâne cesaret ve metanet gösterip sadakatinizi muhafaza edersiniz” dedim. Onlar da tam kabul ettiler.”(Kastamonu Lahikası,94 Mektub)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir