,

MUKAVKİSE GÖNDERİLEN MEKTUB

Peygamber Efendimiz (ASM) hangi devlet başkanlarına İslam’a davet mektubu göndermiştir? Mukavkis’e de davet mektubu göndermiş midir?

Bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz(AS) İslam dinini tebliğ etmek üzere Bizans İmparatoruna, İran, Mısır, Habeşistan, Umman ve Bahreyn devlet başkanlarına davet mektubları göndermiştir. Hicri 6 ncı yılda yapılan Hudeybiye anlaşmasından sonra Peygamber Efendimiz (ASM) hükümdarlara mektup yazdırmak ister, sahabelerden bazıları,”Ya Rasulullah! Onlar bir mektubu mühürlü olmadıkça okumazlar.” derler. Bunun üzerine Rasulullah, üzerinde Allah, Resul, Muhammed kelimeleri nakşedilen gümüş bir yüzük yaptırır. Bu yüzüğü mektuplarında mühür olarak kullanmıştır.

Rasulullah, hükümdarlara gönderdiği elçiler Sahebelerin en seçkinleriydi. Suretleri, sözleri güzel, hitapları tesirliydi. Bir gün Peygamber Efendimiz(ASM) sahabelerine şöyle hitap etti:
”Ey Ashabım! Mükafatı Allah’tan beklemek üzere şu mektubu, Mısır Kralı Mukavkis’e kim götürür?” Birden ayağa fırlayan Hatib bin Ebi Beltea, ”Ya Rasulullah! Ben götürürüm” dedi. Rasulullah, ona dönerek, ”Ey Hatib! Bu vazifeni Allah senin hakkında mübarek eylesin.” buyurdu. Hatib, Rasulullah’tan mektubu aldı, veda etti, evine gitti. Hazırlıklarını yapıp yola çıktı. Mısır’a geldi. Muvakkis’i orada bulamadı. İskenderiye’ye gitti. Orada hükümdarı buldu. Kapıcıya geliş sebebini söyledi. Kapıcı ona hürmet ederek içeri aldı. Hatib içeri girince Rasulullah’ın mektubunu eline alıp Muvakkis’e gösterdi. Mektubu gören Mukavkis, Hatib bin Ebi Beltea’yı yanına getirmelerini emretti. Mukavkis, mektubu Hatib’ten aldı. Mektub şöyleydi:

”Bismillahirrahmanirrahim,

Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den, Kıbt’ın (Eski Mısır halkının) büyüğü Mukavkis’e!

Selam, hidayete uyanların üzerine olsun. Seni selamet bulman için İslam’a davet ederim. Müslüman ol ki, selamet bulasın ve Allah’ın iki kat ecrine nail olasın. Eğer yüz çevirirsen senin ve Kıbt’ın günahı senin üzerine olur:

”Ey kitab ehli!(Yahudiler ve Hıristiyanlar) gelin bizimle sizin aranızda eşit olan bir kelimede birleşelim. Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim, Ona hiçbir şeyi eş ve ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp da birbirimizi Rab’lar (ilahlar) edinmeyelim. Eğer kitab ehli bu davetten yüz çevirirlerse (Siz şahit olunuz ki) bizler müslümanız deyiniz.”(Al-i İmran Suresi 64 ncü ayeti)

Rasulullah’ın mektubunu okununca Mukavkis,Hatib’e, ”Hayırlısı olsun” dedi. Mısır hükümdarı, kumandanlarını, devlet adamlarını topladı, Hatib’e bazı sorular sordu. Cevaplardan sonra Hatib, Mukavkis’i açık bir şekilde İslamiyete davet edince, Mukavkis, ona, ”Ben bu peygamberin dinini inceledim. Gördüm ki, ondan ne dünyadan el etek çekilmesi emrediliyor ne de mergub ve makbul şeyler yasaklanıyor. O ne yolunu şaşırmış bir sihirbaz ne de gaipten haber aldığını iddia eden bir yalancıdır. Bilakis onda peygamberlik alametleri vardır. Buna rağmen biraz düşünmek isterim.”dedi.

Mukavkis, daha sonra arapça yazan katibini çağırttı. Rasulullah’a şöyle cevap yazdırdı:

”Abdullah’ın oğlu Muhammed’e, Kıptilerin büyüğü Mukavkis’ten, Selam senin üzerine olsun. Gönderdiğin mektubu okudum.Yaptığın daveti anladım. Ben bir Peygamberin geleceğini biliyordum. Ama onun Şam’dan çıkacağını zannediyordum. Elçine ikramda bulundum. Sana Kıbtilerin yanında büyük değeri olan iki cariye ile giyecek elbise ve binmen için iki binek hayvanı hediye ettim.”

Bundan sonra herhangi bir şey yapmayan Mukavkis, müslüman olmadı. Hatib’e hemen memleketine dönmesini söyledi. Hatib, mektubu ve hediyeleri alıp, Mısır’dan çıkıp, Medine’ye geldi.

Medine’ye gelen Hatib, Rasulullah’ın huzuruna çıktı. Mukavkis’in hediyelerini ve mektubunu verip, onun sözlerini nakletti. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
”Ne kötü adam!Saltanatına kıyamadı. Halbuki iman etmesine mani olan saltanatı kendisinde kalmayacak.”

Mukavkis, Rasulullah’ın mektubuna çok hürmet etti. Bir kutuya koyup mühürletti. Bu mektub 1850 senesinde Mısır’ın Ahmin bölgesinde eski bir manastırda bulunmuş, Padişah Abdülhamid Han tarafından satın alınarak, Topkapı Sarayına getirilmiş, halen orada Mukaddes Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir