Girdi yapan Nurköy

KARABÜK NUR TALEBELERİNDEN SÜLEYMAN ASLAN

1940 Karabük doğumlu olan Süleyman Aslan, Mustafa Sungur Ağabey’in akrabasıdır. Aslan, 1958 senesinde Emirdağ’da Üstad Bediüzzaman Saidn Nursi Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüş ve duasını almıştır. 1958 yılında Emirdağ’a giden Süleyman Aslan, Üstad Hazretleri ile ilk görüşmesini şöyle anlatır: ”Emirdağ’da Üstad Hazretlerinin evine vardım, bana ”Üstad kıra çıktı.” dediler, biraz sonra ise ”Üstad geldi.” dediler. […]

HULEFA-YI RAŞİDİN KİMLERDİR

Hulefa-yı Raşidin ne demek? Hangi döneme verilen isimdir? Hulefa halife kelimesinin Raşidin ise ”doğru yolda olan, doğruya, hakka sımsıkı sarılan” manasındaki raşid kelimesinin çoğuludur. Peygamber Efendimiz(ASM)ın vefatından sonra Hz. Ebu Bekir ile başlayan Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali ile sona eren döneme İslam Tarihinde Hulefa-yı Raşidin dönemi denilir. Bu dönemin bu adla anılması […]

REHBERİM ÜSTADIM RİSALE-İ NUR’DUR

Ahmed Nazif’in bir fıkrasıdır. Kıymetli Üstadım, Yüksek şahsiyetinizin aczi ve fakrı içinde inâyet-i Rabbaniye ve rahmet-i İlâhiyeyle Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın i’câzlarını güneşin parlak ve keskin şuaları gibi kalblerimize nüfuz ettiren ve hakaik-i diniye ve imaniyenin, dalâlete yüz tutan zaif ve âciz mü’minlerin halâsı ve selâmeti ve hidayete çıkarılmasına hâdim ve kudsî Risale-i Nur’un, elbette bir hâdi […]

AMR BİN AVF (RA)

Hayatı hakkında az bilgiye sahip olduğumuz sahabelerden birisi de Amr bin Avf’tır. İslamiyetin ilk yıllarında müslüman olan Amr, Medine’ye hicret emri çıkınca diğer sahabilerle birlikte oda Medine’ye hicret etti. Hendek Gazvesine katılan Amr, bu savaşta büyük kahramanlıklar göstermiştir. Amr bin Avf, Tebük Gazvesine katılmayı çok istemesine rağmen maddi sıkıntısı olduğundan yol hazırlığı yapamıyordu. O yıllarda […]

KARDEŞİN ÖLDÜ CENNETE GİTTİ

BİRİNCİ NOKTA Âhiret akîdesi, hayat-ı içtimaiye ve şahsiye-i insaniyenin üssü’l-esası ve saadetinin ve kemâlâtının esasatı olduğuna, yüzer delillerinden bir mikyas olarak yalnız dört tanesine işaret edeceğiz: Birincisi: Nev-i beşerin hemen yarısını teşkil eden çocuklar, yalnız Cennet fikriyle, onlara dehşetli ve ağlatıcı görünen ölümlere ve vefatlara karşı dayanabilirler. Ve gayet zayıf ve nazik vücutlarında bir kuvve-i […]

İLK KATİP MOLLA HABİB

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ders halkasında bulunan en sevdiği talebelerinden ve ilk katiplerinden olan Molla Habib’in hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece İşaratü’l İ’caz tefsirinde ve Emirdağ Lahikalarında ismi geçmektedir. Doğu beyazıt’lı olduğu ifade edilen Molla Habib, Birinci Dünya Savaşının ilan edilmesiyle Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte gönüllü alay vaizi olarak Erzurum cephesine gider. Başkomutan Enver […]

MÜSLÜMANLAR ARASINDA MERHAMET

Dünya tarihine adalet timsali olarak geçen Halife Hz. Ömer (RA),bir grup müslümanlar ile sohbet halindeydi. İki güçlü delikanlının bir kişiyi kolllarından tutup kendilerine doğru geldiklerini gördü: ”Nedir bu haliniz, bu adamı niye böyle getirdiniz?” diye sordu. ”Ya Ömer! Bu adam bizim babamızı öldürdü. Biz de adaletin gerçekleşmesi için bu adamı tutup sana getirdik. Sizden adaleti […]

VAZİFEMİZ DÜNYAYA BAKMAK DEĞİLDİR

Çok aziz, sıddık, kahraman, bahtiyar Emirdağlı kardeşlerim; Geçirdiğiniz çok büyük âfeti müş’ir, mübarek efendimiz hazretlerinin, çok ehemmiyetli ve çok kıymetli ve perde altında çok müjdeli lütufnamelerini aldık. Her birerlerinize, hususan bu yangında daha çok tehlike atlatan kardeşlerime, bura ve bu civar talebeleri namına büyük geçmiş olsun der ve bu vesile ile dehşetli küfr-ü mutlak yangınının […]

NEVFEL BİN HARİS (RA)

Mekke’de doğan Nevfel bin Haris’in künyesi Ebu’l Haris Nevfel bin Haris bin Abdülmuttalip el Haşimi el Kureyşi’dir. Peygamber Efendimiz(ASM)ın amcası Haris’in oğludur. Kureyş’in Haşimoğlu kabilesinden İslama giren en yaşlı sahabi. Nevfel, Rasulullah’ın İslamiyeti bütün insanlara duyurmaya çalıştığı ilk tebliğ yıllarında müslüman olmamış, fakat karşı da çıkmamıştı. Bedir Gazvesine istemediği halde müşriklerin zoru ile katıldı, bu […]

SALTANATIN BİR SULTANI OLUR

BİRİNCİ SURET Hiç mümkün müdür ki, bir saltanat, bahusus böyle muhteşem bir saltanat, hüsn-ü hizmet eden muti’lere mükâfatı ve isyan edenlere mücazatı bulunmasın? Burada yok hükmündedir. Demek, başka yerde bir mahkeme-i kübrâ vardır. İKİNCİ SURET Bu gidişata, icraata bak: Nasıl en fakir, en zayıftan tut, ta herkese mükemmel, mükellef erzak veriliyor. Kimsesiz hastalara çok güzel […]