”BEN KAYBOLUP GİDENLERİ SEVMEM”

 

Hz. İbrahim Aleyhisselam’ın, ”Ben kaybolup gidenleri sevmem” demesinden neleri anlamalıyız?

Hz. İbrahim (AS)ın Kur’an-ı Kerim’de En’am Suresi 76 ncı ayetinde geçen, “Gece bastırınca İbrahim bir yıldız gördü, ‘Rabbim budur!’ dedi. Yıldız sönünce de, ‘Ben öyle sönüp batanları tanrı diye sevmem’ (dedi).” bu kıssayı Cenab-ı Hakk Rasulullah’a vahy etmiştir. Efendimiz (ASM) da bunu Mekke halkına anlatarak onları putperestlikten vazgeçirmeye çalışmıştır. Zira o dönemde Arap halkı ve Mekke’liler İbrahim Aleyhisselam’ı Peygamber olarak biliyorlardı.

İbrahim Aleyhisselam, gök cisimlerine tapanları kınamak yanlış yolda gittiklerini bildirmek, onları irşat edip, aydınlatmak için bu metodu kullanmıştır. Yıldız’a bakıyor, ”Bu mu benim rabbim?” diyor, yıldız kaybolunca, ”bu batmaya mahkum şey ilah olamaz.” diyerek kavmine ders veriyor.

Ay batınca da, ”Eğer Rabbim beni doğru yola sevk etmeseydi, yemin olsun ki, sapık kavimden olurdum.” Güneşin batması ile de ”Ey kavmim! Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.”buyuruyor.

İbrahim Aleyhisselam, bu ayetle de noktayı koyuyor:

اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ
”Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”(Enam Suresi 79 ncu ayeti)

Biz müminler de bu ayetten şu dersleri alabiliriz. ”La uhibbül afilin” sözü ile, bizi unutan ve gizlenen dünyayı, bütün fani sevdiklerimizi, noksanlı, fakir mahlukları, sevmek yerine kalbimizin muhabbetiyle tatmin olduğu Mahbub-u Bâkî’ye bağlamaya gayret etmeliyiz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir