MEKTUP YAZDI DİYE TUTUKLANAN TALEBE: EMİN TEKİNALP

1914 doğumlu Emin Tekinalp, Safranboluludur. Mustafa Sungur Ağabey’le kardeş torunlarıdır. Emin Tekinalp, Risale-i Nuru ilk defa Sungur Ağabey vasıtasıyla tanır.

İktisat Risalesini yazıp, okuduğu günlerde Safranbolulu olan Mustafa Osman ve Hıfzı Bayram’ın hapse girdiğini öğrenen Emin Tekinalp, Afyon Cezaevine bir mektup yazar. Mektubunda “Bin senedir Kur’ân’a hizmet eden Türk milletinin torunlarını Kur’ân okumaktan mahkum eden kahraman Türk milletinin torunları mıdır? Yoksa mahkemelerimiz yabancılara mı geçmiştir?” diyen Emin Tekinalp için Afyon Savcısı yakalanıp Afyon’a getirilmesini ister.

Sadece bir mektup yazdığı için tutuklanan Emin Tekinalp, Safranbolu’da bir ay tutuklu kalır ve 1948 yılında Afyon Cezaevine getirilir. Afyon Cezaevinde Üstad Hazretlerini ziyaret eden Emin Tekinalp, bu konuyu hatıralarında şöyle dile getirir:

”Haşim Hoca, “Kapıyı çal” dedi. Kapıyı çaldım. İçeriden “Gel” sesi geldi. Kapıyı açtım. İçeriye geçerken o gördüğüm heybetli şahıs beni kucakladı. “Kardeşim hoşgeldiniz, safa geldiniz, Kardeşim, üşüyor musunuz, paranız var mı? Zındıklar size karışıyor mu? Bir noksanınız var mı?” diye biraz iltifat etti. Ben o arada Üstadı arıyordum.

Sonunda beni kucaklayan Zat-ı Muhtereme baktım ki, Üstad, ondan başka odada kimse yok. Düşünce hayalim alt üst oldu. O arada abdeste sıvandı. Dedim: “Müsaade ederseniz, abdest suyunuzu dökeyim.” “Dök” dedi. Abdest suyunu döktüm. Elhamdülillah. Abdest aldıktan sonra dışarıya nasıl çıktım bilmiyorum. Geldim, baktım, Üstad hapishanenin penceresinde oturuyor.”

Üstad Hazretlerinin tetkik edip altını imzaladığı “inşaallah kurtulur” dediği Emin Tekinalp’ın Afyon Ağır Ceza Mahkemesinde savunması ise şöyle:

“Sayın Hakimler!

“Dinî ve ilmî kitaplar okumam, sırf dini bilgimi artırmak gayesine matuftur. Bunlardan evimde bulunan ve müsadere edilen kitaplardan yalnız Said Nursî’ye ait olanlar, müsadere edilip, diğerleri iade olunmuştur. Ona nazaran ben yalnız Risale-i Nura ait eserleri değil, şimdiye kadar neşredilmiş bütün dini kitapları okumaktayım. Hoca Efendiye ait olan kitaplarda ise ne bir tek cemiyet kelimesi ve ne de siyasete ait bir tek kelime görmedim. Cemiyet ismini de hükümet dairesine gelmeyince duymadım. Hem ben fakir bir köylüyüm. Cemiyet ve siyasetle ne alakam olur? Köyümüz ihtiyar heyetinden sorabilirsiniz. Hükümet aleyhinde halka bir tek kelime söylemedim. Vatanı tehlikeye düşürecek bir tek harekette bulunmadım. İcap ederse tehlike zamanında rıza-ı İlahi için dövüşmeye hazırım ve dövüşmüş bir vatan evladıyım. Hıfzı Efendiye yazdığım mektup hususidir. Mahkeme reislerinden birini hedef yapmadım. Kendi hususi fikirlerimi bir ahbabıma yazmamda bir kastım mevcut değildir.”

“Hususi olarak yazdığım mektupta Risale-i Nur’un yegâne düşmanlarının bolşevikler, bolşevik ruhlu ahmaklardır demem, asırlardan beri Türkleri ve Müslümanları ezmeye çalışan, din, kitap tanımayan bolşeviklere hitaben, bolşevik Ruslar demem, arasıra resmi gazetelerde işittiğimiz haberlerde: Hasan Ali Yücel bolşevikleşmiş, komünistmiş, bilmem ne mektep talebesi komünist suçu ile mahkemede, dolabında Stalin’in resmi bulunmuş gibi haberlerle memlekette tek tük bu fikirde olan şahıslara istinaden kendi fikirlerimi bir arkadaşıma yazdım, kanun ve adliyeye bir kasıd ve maksad ile yazmadım. Ben bu l8 milyon içinde hiç bir din adamının dinî âlet ederek derslerini dinliyen bir kısım ehl-i iman ile isyan edip hükümetle mücadele ettiğini tarihte ne okudum, ne de işittim. Böyle bir şey aklıma gelmediği için elime geçen dini kitapları okur, imanın kuvvetlenmesine çalışırım. Hatta Hoca Efendiyi buraya gelinceye kadar da görmemiştim. Faraza (Üstad yazmış) ortada böyle bir cürüm var ise bile, bu cürme masum iştirak etmiş olduğumdan, elde bir delil mevcut olmadığına, yedimde bulunan kitapları, sırf din bilgimi artırmak gayesiyle okumuş olduğuma göre beratime karar verilerek, tecziyeme gidilecekse cezanın te’ciline karar verilmesini yüksek adaletinizden dilerim.”

9 Nisan 2004’te rahmet-i Rahman’a kavuşan Emin Tekinalp’e Allah’tan rahmet dileriz.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir