HATEM-İ TAİ

Hatem-i Tai yaptığı işlerde ve misafirperverliğinde Allahın rızasını kazanmayı gaye edinmiş,yaşantısı ve fikirleriyle cahiliye devrinde eşine az rastlanan kimselerden biridir. İslamiyetin zuhurundan evvel vefat ettiği halde İslam ahlakıyla yaşamaya gayret etmiştir. Hatem,mühür manası ile birlikte, bir manası da eli açık,cömert,misafirperverdir.

Hatem-i Tai ile ilgili bir kıssa; Risale-i Nur’da izzet ve kemal sebebi olan iktisad konusunun işlendiği, Lem’alar’da şöyledir :

“Bir zaman, dünyaca sehâvetle meşhur Hâtem-i Tâî, mühim bir ziyafet veriyor. Misafirlerine gayet fazla hediyeler verdiği vakit, çölde gezmeye çıkıyor. Bakar ki, bir ihtiyar fakir adam, bir yük dikenli çalı ve gevenleri beline yüklemiş, cesedine batıyor, kanatıyor. Hâtem ona dedi:

“Hâtem-i Tâî, hediyelerle beraber mühim bir ziyafet veriyor. Sen de oraya git; beş kuruşluk çalı yüküne bedel beş yüz kuruş alırsın.”

O muktesit ihtiyar demiş ki: “Ben bu dikenli yükümü izzetimle çekerim, kaldırırım; Hâtem-i Tâî’nin minnetini almam.”

Sonra Hâtem-i Tâî’den sormuşlar: “Sen kendinden daha civanmert, aziz kimi bulmuşsun?”

Demiş: “İşte o sahrâda rast geldiğim o muktesit ihtiyarı benden daha aziz, daha yüksek, daha civanmert gördüm.”(19 Lem’a)

Burada üstün tutulan husus cömertlik değil, civanmertliktir. Yani o ihtiyar öyle mert ve vakarlıdır ki, kimsenin inayet ve sadakasına tenezzül etmiyor. Minnet altına girmek yerine, zor ve meşakkatli işleri tercih ediyor. Bu da gayet güzel bir haslettir.

Hatemi Tai’nin bu risalede örnek verilmesi, dikkat çekicidir. Hatemi Tai, Arabistan’da Tay kabilesinin reisi ve cahiliye devrinin ünlü şairlerindendir. Hatem-i Tai’nin ne zaman doğduğu bilinmediği gibi ölüm tarihi de kesin değildir. “Cahiliye Devri” olarak adlandırılan dönemde yaşamış ünlü bir şair olmakla beraber, mert kişiliğiyle ön plana çıkmış ve cömertliği ile tanınmıştır.

Hatem, babası Abdullah, çocukken vefat ettiği için annesi tarafından büyütülmüştür. Mertliği ve iyilikseverliği çok ilerde olan bu kadın,oğlunu da kendi gibi yetiştirmiştir. Hatem daha çocukken annesi gibi mertliğiyle meşhur olmuştur. Cömert, eli açık manasına gelen “Cevad” lakabıyla anılmaya başlanmıştır.

Hatem, hoşgörülü, cömert, tevazu sahibi, sadakatli, iffet sahibi ve vefakarlık gibi üstün meziyetlere sahip olup halk arasında bu özellikleriyle tanınmıştır. Şarap içmeyi, sefahati haram olarak kabul etmiştir. Kendisi, son Peygamberin (asm) getirdiği yeni dine yetişememiş ancak, oğlu Adîyy İslamiyeti kabul etmiş ve Hz. Ali (ra) zamanında İslam sancağını taşıma şerefine nail olmuştur. Diğer yandan, Peygamber Efendimiz (asm) zamanında Hz. Ali’nin (ra) Tay kabilesi üzerine yaptığı seferde Hatem’in kızı Seffane esir alınarak Medine’ye getirilmiş, meşhur Hatem’in kızı olduğu söylenince, Peygamber Efendimiz (sav), kendisinden babasının özelliklerini anlatması istemiştir. Babasını anlattıktan sonra, Peygamber Efendimiz Ona; “senin baban İslam’ın telkin ettiği faziletlerle süslü bir adamdı” deyip serbest bırakmıştır.

Hatem, şiirlerinde cömertliği övüp bencillikten kaçınmayı tavsiye eder. Allah’ın varlığına inandığını, çürümüş kemiklere can veren yaratıcıdan sözederek dile getirir. Cömertlikteki maksadın, Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu belirtir. Cömertlikte aşırıya gittiğini söyleyenlere; malın geçici olduğunu, kalıcı olanın ise iyi bir nam bırakmak olduğunu ifade etmiştir.

Arap, Fars ve Türk edebiyatında cömertlik konuları işlendiğinde, Hatem-i Ta i bir timsal olarak verilip hayat hikayesi de çok sevilmektedir.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir