EHL-İ KALB BİR TALEBE ŞEYH MUSTAFA
Hacı Hafız Mustafa Üstün, Eğirdir’de Hacı ibrahim’in oğlu olarak l890 yılında dünyaya gelmiştir. Risale-i Nur’larda ve Eğirdir’de, “Hacı Aziz, Hacez,Hafız Mustafa, Şeyh Mustafa, Aziz’in Mustafa, İmamoğlu Hafız Mustafa” isimleriyle tanınmaktadır. Altı yaşında hafız olan Şeyh Mustafa, İstiklâl Harbi gazilerindendir.
Eğirdir ilçesinde ismi çok bilinen ve duyulan bir nur talebesidir. Lakap olarak Hacı Aziz veya kısaca Hacez diye anılır. Hatta kerametleri çok açık olarak göründüğünden dolayı deyim’i de çıkmıştır. Eğirdir de ve yakın köylerde, ”Hacez gibi yerinde duramaz”,” bir bakarsın şurda bir bakarsın burda” diye konuşularak anılmaktadır.
Ehl-i ilim, ehl-i keramet ve ehl-i hal olan Şeyh Mustafa gazi maaşını almayı da istememiştir. Keramet hallerinden biri Cuma namazına yarım saat kala iki-üç saatlik mevkilerde ayrı ayrı yerlerde Cuma Namazında görenler olmuştur.
Hulusi Ağabeyi, Üstad Hazretleri ile tanıştıran kişi, Şeyh Mustafa (Hacı Hafız Mustafa Üstün)dır.
Bu konuyu Hulûsi Ağabey hatıralarında şöyle anlatmaktadır:
“l929 yılı baharında Barla’ya gittim. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine beni götüren, Mustafa isimli mübarek bir insandı, O’na Şeyh veya Hafız Mustafa’da denirdi. Eğirdir’de iken, bana ”Efendim sizin ilacınız Barla’da bir zat var, O’ndadır” dedi. Yine, Merhum Hulûsi Yahyagil Ağabey, Şeyh Mustafa ile evlerinin komşu olduğunu, böylece tanıştıklarını, ilk risaleyi onda gördüğünü, Üstad Hazretlerini kendisine tavsiye eden ve götüren kişinin de Şeyh Mustafa olduğunu söyler.
Barla Lâhikası’nda Hulûsi Beye yazılan bir mektupta Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Şeyh Mustafa’dan şöyle bahsetmektedir:
“Şeyh Mustafa’ya benim tarafından geçmiş olsun de ve şu hikâyeyi ona söyle:
“Eskide iki ciddî ahiret kardeşleri var imiş. Biri hasta düşer, ötekisi ziyaretine gitti. Dua eder, hasta iyi olmaz. ‘Öyle ise sen kalk, ben yatacağım’ demiş. Hasta kalkmış, onun yerine hasta olarak yatmış. Her ne ise…
Demek Şeyh Mustafa ile kardeşliğimiz ciddîleşmiş ki, ben hastalığına dua ettim, kabul olmadı. Fakat birkaç gün devamı mukadder olan hastalığının bir parçası bana verildi. İnşaallah ona bir parça hiffet gelmiştir.”(Barla Lahikası, 211 Mektub)
Üçüncü Mektub’da, Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Şeyh Mustafa’ya selâm söylemekte ve yazdığı Kader Risalesi’nden dolayı memnuniyetini ifade etmektedir.Risale-i Nur’larda birçok yerde ismi geçmektedir. Keza bir mektubta yine Üstad Hazretleri, Şeyh Mustafa şöyle hitap etmekte:
”Kardeşim, şu gurbet, esaret, yalnızlık vahşetinde Şeyh Mustafa, Hakkı Efendi, sen ve Hüseyin Efendi gibi nurlu dostlarla ünsiyet edip tesellî buluyorum. Cenâb-ı Hak beni de, sizi de tarik-i Haktan şaşırtmasın. Âmin.(Barla Lahikası, 208 Mektub)
l959 sonlarında Akpınar köyünden aşağıya doğru inerken düşüp vefat eden bu ehl-i kalb Şeyh Hacı Hafız Mustafa Ağabey’imize Nurkoy olarak Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!