RİSALE-İ NUR TALEBELERİ TEK VÜCUD GİBİDİR

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حَاصِلِ ضَرْبِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ رَمَضَانَ فِى حُرُوفِ مَاكَتَبْتُمْ مِنَ الرَّسَاۤئِلِ

Aziz, sıddık kardeşlerim;

Hem mübarek Ramazanınızı, hem inşaallah hakkınızda bin ay kadar meyvedar leyle-i Kadrinizi, hem saadetli bayramınızı, hem çok kıymettar hizmetinizi bütün ruhumla tebrik ve tes’id ederim. Kardeşlerim, bu defa kudsî kalemle hediyeleriniz o kadar beni minnettar ve mesrur etti ki, güya dünyayı ışıklandıracak bir Nur fabrikası ve mazi ve istikbali râyiha-i tayyibesiyle muattar edecek bir gül fabrikası semâdan bizim imdadımıza gönderilmiş ve benim arkamda kuvvetü’z-zahr olarak duruyor ve mütemadiyen çalışıyorlar diye mesrur oluyorum. Yüz binler Elhamdülillâh!

Sabri kardeş; senin fasılalı iki mektubun, hizmetinin makbuliyetine iki şahid-i gaybî gösterdi. Senin tabirinle Nur fabrikasına ben de “Elfü elfi maşâallah, bârekâllah, veffekakellah” derim. Sen ile Sıddık Süleyman, benim nazarımda ve fikrimde ve duamda daima beraber bulunduğunuzdan, seninle konuştuğum vakit, omuz omuza ikinizi beraber görüyorum. Mâsum ve mübarek çocuklarınız duadan hissedardırlar.

Hâfız Ali kardeş; senin mektubundaki tevazuun ve ihlâsın ve Hüsrev’e ait medhin ve Risale-i Nur talebeleri birtek vücut hükmündeki kanaatin, senin hakkında büyük bir ümidimi ve hüsn-ü zannımı tam kuvvetlendirdi. Risale-i Nur’un iki Lütfü’leri ve Mustafa’ları ve Hâfız Ali’leri, Küçük Sabri olan Nureddin ile beraber has talebeler dairesinde, Ramazan feyzine, mânevî kazançlara inşaallah hissedar kabul edildi. Herbir sahifelerini birer kıymettar hediye hükmünde olan nüshaların yüzünden, ben sana çok, hem pek çok borçlu kaldım.

Hüsrev kardeş; kasem ederim, benim elimden gelseydi, yalnız bu defa altın yaldızla yazdı,şamlı,kastamonuğın Mu’cizât-ı Ahmediyeye mukabil herbir sahifesine, yalnız maddî bir ücret olarak birer altın hediye edecektim. Hakikaten ebedî bir gül fabrikasına kâtip tayin edildiğinize kanaatim kat’iyet kesb etti. Rabb-i Rahîme hadsiz hamd ü senâ olsun. Tasavvurumda Hüsrev, Rüştü birtek isim gibi olmuş. İkinizi, Risale-i Nur’a ait herşeyde beraber biliyorum ve buluyorum.

Size اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا âyetine ait ve birden hatıra gelen ve Sabri’nin iki mektubunun daha gelmeden mânevî tesiriyle yazılan bir tetimmeyi gönderdim. Bir derece mahremdir, has ve eminlere mahsustur. Şamlı Tevfik, Âyetü’l-Kübrâ Şuâını, Hâfız Ali’nin otuz üç لاٰ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ ile tevafuklu tarzda bana yazsa iyi olur. Kardeşlerime birer birer selâm.
Duanıza muhtaç
Said Nursi(Kastamonu Lahikası)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, mektubları ile talebeleri arasında bir iletişim kuruyor. Onların yazdıkları risaleleri ve hizmetleri tebrik edip, onları teşvik ediyor. Bugün maddi sahada insanlar dünyanın heryeri ile telefonlar sayesinde iletişim kurduğu gibi, manevi sahada da bu iletişim kurulabilir.

Onun için, biri doğuda, biri batıda, biri dünyada, diğeri berzahta da olsa, aralarında irtibat sağlayabilirler; onları madde ve zaman sınırlandıramaz. Madde için mümkün olan bu kural, maddeden ve zamandan sıyrılmış kalp ve duygular için daha kolaydır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir