ÖLÜM BİATI VEREN ZÜBEYR BİN AVVAM (RA)

Zübeyr bin Avvam, İslam’ı duyunca O’nu kabul edip gönül veren ilk müminlerdendir. Zübeyr’in annesi Peygamber Efendimiz (ASM)ın halası Hz. Sa­fiyye ve babası da Hz. Hatice(RA)ın kardeşi Avvam’dır.Cennetle müjdelenen 10 sahabiden birisidir.

Küçük yaşta yetim kalan Zübeyr, annesi tarafından büyütülür. Oğlunun terbiyesinde çok titiz davranan Hz. Safiyye,bu konuda şöyle konuşur:

“Benim Zübeyr’i dövmem, onu sevmediğimden değildir. Ben onu akıllanma­sı, adam olması ve ilerde orduları bozguna uğratarak ganimetle dönecek bir kahraman olması için terbiye ediyorum.”

Cesareti ve kahramanlığı ile tanınan Zübeyr,iman ettikten sonra müşriklerin çeşitli işkence ve zulmüne maruz kalır. Bu işkenceler onun mücadele gücünü arttırır. Amcası ona işkenceler ederek dininden dönmesi için zorlarken, Zübeyr, “Amca, artık ebediyen küfre girmem.” diye haykırır.

Mekke de zulüm ve işkencelerin artması üzerine önce  Habeşistan’a hicret eden Zübeyr, daha sonra oradan Medine-i Münevvereye hicret eder.

Medine’de Re­sû­lul­lah(ASM)la birlikte Bedir, Uhud, Hendek başta olmak üzere bütün savaşlara katılmıştır. Her savaşta Peygamber Efendimiz (ASM)ın yanında yer alan Zübeyr, O’na gelebilecek tehlikelere göğ­sünü gerip kendisini feda eder. Bu hususta Hz. Zübeyr şöyle der: “Re­sû­lul­lah ile beraber katıldığım savaşlarda yara almayan hiçbir yerim yok­tur.”

Hz. Zübeyr, Bedir’de başına sarı bir sarık sarar,karşısına çıkan hasımlarını birer birer yere serer. Zübeyr’in düşman karşı­sında şah­lanışını gören Allah’ın Resûl’ü, onun şecaat ve kahramanlığını şöyle över:

“Meleklerin, sarı başlıklarla Zübeyr’in suretinde indiklerini görüyordum.”

Hz. Zübeyr Uhud Savaşı öncesi Peygamber Efendimiz(ASM)a “ölüm” üzerine biat eder.Uhud Savaşının en şiddetli anında Peygamberimiz(ASM)ın çevresinde kendisini kalkan yaparak bahadırlık gösteren, hayatlarını Re­sû­lul­lah’ın hayatına feda eden gözüpek sahabilerden birisi de Zübeyr’di.

Hendek Savaşın da Hz. Zübeyr, Hz. Ali ile birlikte büyük gayret ve kahramanlık göstererek, müşriklerin hücumlarını püskürtmüştür.

Kurayza Yahudilerinin Peygamberimizle yapılan anlaşmayı bozmalarından sonra Pey­gamberimiz, onların üzerine gidecek bir kumandan arıyordu. “Kim gidecek?” sualine hep Zübeyr cevap verdi. Peygamberimiz, Hz. Zübeyr’in gönüllü hizmete talip olmasından çok memnun oldu ve “Anam babam sana feda olsun, ey Zübeyr!” diyerek iltifatta bulunmuştu.

Cihat meydanlarında hep ön saflarda yer alan ve her seferinde bileğinin gücünü, kılıcının hakkını veren Hz. Zübeyr, Hayber’de karşısına çıkan, Yahudile­rin en gözde yiğitlerinden Yâsir’le mücadele ediyordu. Şiddetli bir çarpışma anında Annesi Safiyye de cephe gerisinde idi. Sabırsızlanıyor, evlat şefkatiyle yerinde duramıyordu. Dayanamayarak Peygamberimize yak­laştı:

“Yâ Re­sû­lal­lah, oğlum şehit mi oldu, yoksa?!” diye sordu. Peygamberimiz:

“Hayır, inşaallah oğlun onu öldürecek!” cevabını verdi.

Bu cevaptan kısa bir zaman sonra da Hz. Zübeyr, hasmını yere serdi.

Mekke’nin Fethi’nde Hz. Zübeyr, Peygamberimizin sancaktarı idi. Huneyn Savaşı’nda Peygamberimizin etrafında kalan, onu yalnız bırakma­yan fedailer içinde Hz. Zübeyr de vardı. Boylu poslu, güçlü kuvvetli bir insan olan Hz. Zübeyr, müşrikleri birer birer savuşturuyor, düşman sürüsünü Pey­gamberimize yaklaştırmıyordu.

Tâif Muhasarası’nda ve Tebük Seferi’nde de hazır bulunan Hz. Zübeyr, Veda Haccı’nda yine Peygamberimizin yanındaydı.

Hz. Zübeyr, Hz. Ömer devrinde fetih ordusuna tekrar katıldı. Yermük Sava­şı’nda İslam mücahitlerinin önünde çarpışan Hz. Zübeyr’in, zaferin elde edilme­sinde büyük hissesi vardı.

Suriye ve Mısır topraklarının İslam beldesi hâline gelmesinde Hz. Zübeyr gi­bi müm­taz sahabilerin büyük payı vardır. Cihatla fethedilen bu ülkeler sonun­da birer İslam beldesi oldu.

Hz. Zübeyr celadet, şehamet ve cesareti, savaş meydanlarında gösterdiği üs­tün kahramanlığı ile beraber, son derece takva sahibi, merhametli, hakperest, ince ruhlu ve temiz huylu, seçkin bir şahsiyetti.

İnancı uğruna bütün varlığını feda edecek derecede fedakâr, azimli, kararla­rında hak­kı takip eden, mert bir zattı. Geçimini ticaretle sağlayan Hz. Zübeyr zengin sahabi­ler­­dendi. Bununla birlikte, son derece cömert ve eli açık, kerem sahibiydi. Birçok fakir Müs­lüman’ın geçimini üzerine almıştı. Onların her türlü ihtiyacını görürdü. Borç isteyenlere yardım eder, mücahitleri cihada hazırlardı. O kadar bol serveti ve malı olmasına rağmen son derece sade yaşar, mütevazi giyinirdi.

Sevgili Peygamberimiz(ASM)ın, “Talha ile Zübeyr, cennette benim komşularımdır.” müjdesine mazhar olan Hz. Zübeyr(RA) hicretin 36 ncı yılında 64 yaşında şehit oldu. Allah ondan razı olsun.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir