İBADETTE HEDEF ALLAH RIZASI

İnsanın yaptığı ibadetin asıl gerekçesi Allah’ın emri ve yasaklamasıdır. İbadetten asıl maksat Allah’ın rızasıdır. Başka bir maksat olmaz,olamaz.Oruç, Allah’ın Ramazan ayında tutulmasını emrettiği bir ibadettir. O ayda tutulmazsa, Oruç ibadeti yerine gelmez. Fakat Oruç’un tıbbı bir takım faydaları da olabilir, bu faydalar insana verilen ikramlardır. Bu fayda için oruç tutulmaz.

Dua ve virdler de kulluk vazifeleridir. İhtiyaç ve menfaatler o duanın vaktinin geldiğini gösteren işaretlerdir. Yoksa bu ihtiyaç için dua ve vird okunmaz.Şayet kişi maddi ve manevi menfaat için dua etse bu Allah katında makbul olmaz. O duanın özellik ve tesirini göremez. İnsan herşeyi Allah rızası için yapacak.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Külliyatında Lem’alar adlı eserde bu konuda bize şu dersi veriyor :

”Ubudiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-yı İlâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Haktır. Semerâtı ve fevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zayıflar için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler. Eğer o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz’ü olsa, o ubudiyeti kısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez.

İşte bu sırrı anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faydası bulunan Evrâd-ı Kudsiye-i Şâh-ı Nakşibendîyi veya bin hâsiyeti bulunan Cevşenü’l-Kebîr’i, o faydaların bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydaları göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de hakları yoktur. Çünkü o faydalar, o evradların illeti olamaz ve ondan, onlar kasten ve bizzat istenilmeyecek. Çünkü onlar fazlî bir surette, o hâlis virde talepsiz terettüp eder. Onları niyet etse, ihlâsı bir derece bozulur. Belki ubudiyetten çıkar ve kıymetten düşer.

Yalnız bu kadar var ki, böyle hâsiyetli evrâdı okumak için, zayıf insanlar bir müşevvik ve müreccihe muhtaçtırlar. O faydaları düşünüp, şevke gelip, o evrâdı sırf rıza-yı İlâhî için, âhiret için okusa zarar vermez. Hem de makbuldür. Bu hikmet anlaşılmadığından, çoklar, aktabdan ve Selef-i Salihînden mervî olan faydaları görmediklerinden şüpheye düşer, hattâ inkâr da eder.” (Lem’alar, 17 Lem’a)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir