ELLİDÖRT AY HAPİS YATAN MUSTAFA CAHİD TÜRKMENOĞLU

Mustafa Cahit Türkmenoğlu 1930 Afyon Dinar doğumludur.Risale-i Nur’un matbaa ile basımını yapan ilk naşirlerindendir. 1952 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okurken Üstad Bediüzzaman Hazretlerini Beyazıt-Gülhane hattı Tramvayda görür, Hukuk Fakültesi talebesi olduğunu söyleyerek elini öper.

1952 yılı Ekim ayında İstanbul Hukuk Fakültesinden kaydını alıp Ankara Hukuk Fakültesine geçen Mustafa Cahid Türkmenoğlu, aynı faqkültede okuyan Atıf Ural ile tanışır. Risale-i Nur’a büyük hizmetleri olan Atıf Ural ile aynı sınıfta okuyan Türkmenoğlu, o yıllarda teksir makinesi ile risale basımını ise hatıralarında şöyle anlatır:

“1955 yılının ortalarında Atıf’la beraber Mamak’ta ev kiraladık ve beraber kalmaya başladık. Aynı zamanda evi dersane olarak kullanıyorduk. Haftada bir gün ders yapıyorduk. O sıralarda Atıf’ın ağabeyi, Kemal Ural Ağabey, bize bir teksir makinesi aldı. Bazı lahikaları teksir ettik. Bu arada ilk defa dosya büyüklüğündeki kağıtlara teksirle Haşir Risaleleri’ni bastık, akabinde teksir makinası ile Telviat-ı Tis’a ve bazı mektupları bastık.

Teksir makinesi ile baskı zor oluyordu. Bir gün Atıf’la bazı küçük risaleleri matbaada basmaya karar verdik. Matbaada İhlas Risalesi’ni bastık. Bastığımız İhlas Risalesi’nden bir kısmını Isparta’ya gönderdik. Bu eser Ankara’da matbaada basılan ilk eserdi.

İhlâs’ı bastıktan sonra akabinde Uhuvvet, İktisat, Ramazan Risaleleri’ni birleştirip matbaada bastık. İhlâs Risalesi’nin fiyatı 40 kuruş; Uhuvvet, iktisat ve Ramazan Risaleleri’nin fiyatı 100 kuruştu.

Bu kitapları bastıktan kısa bir süre sonra Isparta’dan bir mektup geldi. Büyük Sözler kitabının Diyanetçe basılması için teşebbüse geçmemiz, şayet onlar tarafından basılmazsa, bizim tarafımızdan basılması isteniyordu. Diyanet maalesef Sözler’i basmadı. Bunun üzerine Üstad Hazretleri’nin emriyle Atıf Ural ile bizim basmamız istendi.

Bunun üzerine Sözler mecmuasını 24 ncü Söze kadar Ayyıldız, 24 ncü Söz’den kitabın sonuna kadar da Doğuş matbaasına basmak üzere tashih ettiğimiz yeni yazı Sözler’i verdik. Sözler’i basım için matbaaya verdiğimizde Isparta’dan Üstad’ın emri ile Tahiri Ağabey ile Ceylan kardeş; İstanbul’dan Mehmed Emin Birinci, Ankara’ya bize yardım için geldiler. Sözler mecmuasının basımı devam ederken Said Özdemir kardeş de Risale-i Nur hizmetine fiilen girdi ve Ankara’da basılan bütün Risalelerde emeği geçti. Sözler’in basımı beş-altı ay gibi bir zamanda tamamlandı.”

Sözler Mecmuasının basımı bittikten sonra Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ni Isparta’da ziyaret ettiğini söyleyen Mustafa Türkmenoğlu, odanın kapısından içeri girip elini öpeceğim sırada bana ‘Ben seni tanıyorum’ dedi. Bana göre Üstad Hazretleri beni İstanbul’da tramvayda ilk gördüğü zamanı hatırladı.” diyerek Üstad Hazretleri’nden aldığım ilk ders, ”Kardeşim, bu zamanda azami ihlâs, azami fedakârlık ve azami sadakat ve azami dikkat lâzımdır.” oldu.

Mustafa Türkmenoğlu, Üstad Hazrtleri’nin emri ile Sözler’den sonra Lem’alar ve Mektûbat mecmuasını daha sonra da Küçük Sözler, Zühretü’n-Nur, Uhuvvet, Ramazan ve Hanımlar Rehberi gibi eserleri bastıklarını söyler.Ankara’da küçük bir matbaada Kastamonu Lahikasını, Doğuş Matbaasında İşârâtü’l-İcaz’ı bastıklarını, 1959 senesine kadar bütün risalelerin basımının yapıldığını anlatır.

Risale-i Nur Talebeleri içerisinde 54 ay hapis yatarak en uzun süre hapiste kalan kişi, Mustafa Cahid Türkmenoğlu’nun ilk hapis hayatı 1958 yılında başlar. Isparta’dan gelen bir mektubu matbaa da basmaları, sebebiyle İstanbul’da, Mehmed Emin Birinci ile birlikte tutuklanır ve Ankara’ya gönderilir. 30 Nisan 1958 ve 1-2 Mayıs 1958 tarihli bütün gazetelerde yer alan bu haberin en ilginç kısmı ise şöyle:

”Nurculardan Mehmed Emin Birinci, Mustafa Cahid Türkmenoğlu Sulh Ceza Mahkemesi Hakiminin, ne iş yapıyorsunuz? sorusuna:

”Risale-i Nur’un neşri ile meşguluz, başka iş yapmıyoruz.”

65 gün süren Mahkeme beraatle neticelenir.Mahkeme zabıtlarında şu kayıt yer alır:

“Mustafa Cahid Türkmenoğlu. Babası Mehmed Ali, annesi Saadet, (Aralık 1930) doğumlu. İstanbul-Kartal-Pendik 156’da kayıtlı. Ankara Turgut Reis Mahallesi Çamlıca sokak 27/3’e mukim. Hukuk mezunu, stajyer hâkim.”

1960 yılında Erzurum’da tutuklanan ve beş ay hapis yatan Mustafa Cahid Türkmenoğlu, sonra Salihli, 1967 de Mersin ve 1971 yılında da Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi kararı ile hapis yatar. Hayatının 54 ayını hapislerde geçirir.

1967 yılında Mersin’de sekiz aya yakın süren hapis hayatını, ”İnşaAllah, ihlasımızı bozmasın. Ahiretimiz için iyi oldu.” sözleriyle özetleyen Mustafa Cahid Türkmenoğlu, daha sonraki yıllarda hapis hayatı ile ilgili hatıralarını sorana, ”Çok hapis yattım, ama bu benim için rahmet oldu. Günahlardan temizlendik, İnşaAllah. Cenab-ı Hak, ihlastan ayırmasın.Talebe-i ulum sıfatıyla ruhumuzu kabzetsin. Amin” sözleriyle cevaplardı.

Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, hakim veya savcı olarak vatana millete hizmet edecek olan Mustafa Cahid Türkmenoğlu, Kur’an hakikatları, yolunda hayatını memleketin çeşitli zindanlarında geçirir ve 11 Temmuz 2007 günü Konya’da vefat eder. Cenab-ı Hak’tan kendisine binler rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir