Girdi yapan Nurköy

DERELİ MUTAF HAFIZ AHMED

Isparta Nur Talebeleri arasında yeralan Dereli Mutaf Hafız Ahmed 1897 Isparta doğumludur. Isparta’nın Dere Mahallesinde ikametinden dolayı Dereli lakabı ile tanınır.Risale-i Nurları el yazması ile yazarak iman Kur’an hizmetinde bulunmuştur. Mutaf lakabı da yaptığı işinden dolayıdır. Keçi kılından çul dokuyanlara o dönemde mutaf ismi verilirdi. Risale-i Nur’un elle yazılarak çoğaltıldığı dönemde yazı hizmetinin önemini anlatan […]

HİCRİ TAKVİM NASIL ORTAYA ÇIKTI

İslam aleminin kullandığı Hicri Takvim ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır? Hazret-i Peygamber(ASM)’ın Mekke’den Medine’ye hicretini tarih başlangıcı olarak alan takvime Hicri Takvim denilir. Medine’de İslam devletinin kurulmasından sonra Hazreti Ömer (RA) devrine kadar müslümanlar bazı önemli olayları tarih başlangıcı kabul edip buna göre zamanlarını tayin ediyordu. Mesela, Fil olayı, Zelzele yılı, Veda Haccı yılı […]

MAKSAT DOĞRU FAKAT HEDEF HATA

Telifinden otuz dört sene sonra, Münazarat namındaki esere baktım. Gördüm ki, Eski Said’in o zamandaki inkılâptan ve o muhitten ve tesirat-ı hariciyeden neş’et eden bir hâlet-i ruhiyeyle yazdığı bu gibi eserlerinde hatîat var. O kusurat ve hatîatımdan bütün kuvvetimle istiğfar ediyorum ve o hatîattan nedamet ediyorum. Cenâb-ı Hakkın rahmetinden niyazım odur ki, ehl-i imanın meyusiyetlerini […]

EMİRÜL MÜMİNİN ÖMER BİN HATTAB(RA)

İslam tarihinde, ”Emirül müminin” lakabına sahip olan Ömer bin Hattab, Peygamberliğin 6.ncı senesinde 27 yaşında iken müslüman olmuştur. Müslüman olduktan sonra, “Fârûk” yani “Hak ile batılı birbirinden ayıran” anlamındaki lakabı ile de bilinen Ömer(RA) vahiy katibi ve Aşere-i Mübeşşeredendir. Ömer bin Hattab, İslam öncesi hayatında iyi ata bindiği, iyi silâh kullandığı ve pehlivan yapılı olduğu […]

ŞEFKAT BİR İKSİR-İ NURANİDİR

ÜÇÜNCÜ NOKTA Vefat eden çocuk, bir Hâlık-ı Rahîmin mahlûku, memlûkü, abdi ve bütün heyetiyle onun masnuu ve ona ait olarak ebeveyninin bir arkadaşı idi ki, muvakkaten ebeveyninin nezaretine verilmiş. Peder ve valideyi ona hizmetkâr etmiş. Ebeveyninin o hizmetlerine mukàbil, muaccel bir ücret olarak, lezzetli bir şefkat vermiş. Şimdi, binden dokuz yüz doksan dokuz hisse sahibi […]

GENÇLERİ RİSALE-İ NUR’A ÇAGIRAN ZEKAİ

”Her söz beşeriyetin müptelâ olduğu mahfî emrâzı [gizli hastalıkları] gösteriyor ve nurlarıyla teşhis ederek tedavi ediyor. Pekâlâ, pek rânâ anlıyorum ki, benim gibi yaralı, mânen zarardide olmuş bir genç için, muhtaç bulunduğum teselliyetkâr şeyler, hep Risale-i Nur’dandır. Kalbime tesellî nurlarını serpen Hâlık-ı Âzama binlerce şükür…” diyen Mehmed Zekai Ağabey, Isparta Atabey Nur Talebelerindendir. Atabeyli Küçük […]

KUDÜS VE FİLİSTİN

Kudüs’te, İsrail müslümanlara karşı hüküm sürmesinin altında yatan gerçek nedir? Kudüs, Sinagogların, Kiliselerin ve Camilerin yüzyıllardır iç içe olduğu ve üç semavi Dinin mensuplarının da beraber yaşadığı mukaddes bir şehirdir.Üç dinin mensupları asırlardır bu şehri sahiplenmek için mücadele etmiş ve defalarca değiş tokuş yaşanmıştır. Çok kısa olarak Kudüs’ü özetlemeye çalıştık. Bu soruya benzer bir soru […]

DİNİ İMANİ İNSANİ DERSLER

Şu fıkra Doktorundur. Hocam, emaneten bendenizde bulunan iki kitabı emrediyorsunuz. Bendeniz de yalvarıyorum ki, gelecek hafta takdim edeceğim. Çünkü, küçüğünü iki defa, büyüğünü bir defa okuyabildim. İhâtamın darlığı veya aczim dolayısıyla idrâkim de kıttır. Binaenaleyh, sizin o muhteşem temsillerinizi defalarca daha okumak istiyorum ki, cüz’î-küllî bir alâka hasıl olabilsin. Yâ Rab, o ne büyük mantık, […]

ABDULLAH BİN CAHŞ (RA)

Mekke’de İslamın davetini ilk kabul edenlerden birisi olan Andullah bin Cahş, Peygamber Efendimiz(ASM)ın halası Ümeyme’nin oğludur. İslamı kabul eden Abdullah, en büyük tepkiyi,eza, cefa ve işkenceyi en yakınlarından görmüştü. İnanç ve adetleri­ne körü körüne bağlı olan Mekkeliler, atalarının dinini terk edenlere büyük bir düşman kesilmişlerdi. Abdullah bin Cahş da müşrik hücumlarına maruz kalmış imanı uğrunda […]

ÇOCUK ANNE VE BABAYA BİR EMANET

Aziz âhiret kardeşim Hafız Halid Efendi, وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ-اَلَّذِينَ اِذَاۤ اَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قاَلوُاۤ اِنَّا ِللهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Sabredenleri müjdele. O sabredenler ki, başlarına bir musibet geldiği zaman ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz’ derler.” Bakara Sûresi, 155-156 ayeti) Kardeşim, çocuğun vefatı beni müteessir etti. Fakat, اَلْحُكْمُ ِللهِ “Hüküm Allah’ındır.” Mü’min Sûresi, 12 ayeti) kazaya […]