EBU SAİD SA’D BİN MALİK BİN SİNAN EL-HUDRİ(RA)

Ebu Said Sa’d bin Malik bin Sinan el-Hudri, Medine’nin Hazrec kabilesindendir. Annesi Üneyse bint Ebu Harise Neccaroğulları kabilesine mensuptur. Babası Malik bin Sinan, Medine’de İslamiyetin yayıldığı ilk yıllarda müslüman olmuştur.

Uhud Gazvesi öncesinde Babası Malik, Ebu Said’i bu cenke katılması için Rasulullah’ın huzuruna çıkarır. Henüz On Üç yaşında olan Ebu Said’in gazveye katılmasına Rasulullah izin vermez.

Uhud Gazvesi sonrası, Rasulullah’ı görmek, hem de babasını karşılamak üzere annesiyle birlikte Uhud yolu üzerine çıkan Ebu Said, at üzerinde bulunan Rasulullah’a yaklaştı. Rasulullah, ona babasının şehid olduğunu haber vererek, ”Allah babana mükafatını versin!” buyurdu.

Ebu Said, On Beş yaşına gelince, Rasulullah ile birlikte Beni Mustalık Gazvesine katılır. Daha sonra Hendek Gazvesine katılan Ebu Said, savaşın en şiddetli anında Rasulullah’ın yanına gelir.
”Ya Rasulullah, canlarımız ağzımıza geldi. Okuyacağımız bir dua yok mu?” diye sorar. Rasulullah, ”Evet var.”buyurur. Sonra da, ”Ya Rab, düşmanın hücum edebileceği açık yerlerimizi kapat. Bizi bütün korktuklarımızdan emin eyle,diye dua edin.” buyurdu. Bütün sahabiler hep birden bu duayı yaptılar. Biraz sonra şiddetli bir fırtına çıktı. Düşman karargahlarını yerle bir etti. Müşrikler kuşatmayı kaldırıp, Mekke’ye döndüler.(Müsned, 3,3)

Ebu Said, genç yaştan itibaren Peygamber Efendimiz’in yanından ayrılmayarak, O’nun terbiyesi altında büyüyüp, İslamiyeti en iyi öğrenmeye gayret eder. Genç sahabiler arasında bir şeyi iyi anlayan ve derin bilgi sahibi olarak tanınan Ebu Said el-Hudri, imam, Medine müftüsü lakaplarıyla da anılmıştır. Rivayet ettiği 1170 hadisle, en fazla hadis rivayet eden yedi sahabiden birisidir. Onun rivayet ettiği bazı hadisler şöyledir:

”Kim helalinden yer, sünnete göre hareket eder, insanlara kötülük ve eziyet etmezse cennete girer.(Tirmizi, Kıyame 60)

”Mümin cennete kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete doymaz.(Tirmizi, İlim, 19)

Ebu Said, Peygamber Efendimiz (ASM)ın vefatından sonra hadis ve fıkıh ilimleriyle meşğul olur. Bu saha da birçok talebe yetiştirir. Vefatından bir süre önce Medine’de Cennet’ül Baki’ye defnedilmesini ister. Hicri 74 yılında 86 yaşında iken vefat eder. Oğlu Abdurrahman, Ebu Said el-Hudri’yi vasiyeti üzerine Cennet’ül Baki kabristanına defneder. Allah O’ndan razı olsun.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir