VAN’LI TALEBE SELAHATTİN AKYIL

1933 Van doğumlu Selahattin Akyıl Risale-i Nur’larla 1953 yılında tanışır. İlki 1956 yılında olmak üzere Üstad Bediüzzaman Hazretlerini birçok defa ziyaret eder. Kitap okumaya çok meraklı olduğu anlatan Selahattin Ağabey, o yılları şöyle dile getirir:

”1953 yılında Molla Hamid Ağabey bana ilk defa Risale-i Nur’lardan Elhüccetü’z-Zehra risalesini verdi. Kitap daktilo yazısı ile yazılıydı. Baştan anlayamadım. Biraz ağır geldi, fakat kitabı elimden bırakamadım. Sonra Bolu’ya askere gittim. Bayram izninde Adapazarı’na tanıdık bir otelcinin yanına gittim. Orada bir kitabevinde Eşref Edip’in Tarihçe-i Hayatını gördüm, hemen satın aldım. Otelci ile birlikte okumaya başladık.

1955 yılında tezkere alınca, Üstad Hazretlerini ziyaret etmek için Isparta’ya gittim.O sırada Üstad orada yoktu görüşemedim. Van’a döndüm. Bir yıl kadar yazılan bütün Risale-i Nur’ları okumaya çalıştım. 1956 yılında tekrar Üstad’ı görmek için Isparta’ya geldim. Ziyaretim esnasında, Üstad,”Sözler Mecmuası çıkarsa Van’a geleceğim.” dedi. O sırada Sözler matbaada basılıyordu. Daha sonra Üstad, Van’daki talebelerini sordu. Çaycı Emin’i merak ettiğini söyledi.

Daha sonraları ise Üstad ile görüşebilmek için, dükkanımıza ayakkabı çeşidi koydum. Zira, Üstad,”Bir iş için gelinmeyince ziyareti kabul etmiyor, benim için gelmişseniz gelmeyin” diyordu. Ben iş için geldiğimden beni kabul ediyordu. 1956 yılı bayram zamanı, ben iki gün önce Isparta’ya, ”Üstad’dan önce kimse ile bayramlaşmayacagım” diye geldim. Kastamonu, İnebolu heryerden insanlar gelmişti. Bayram namazından sonra toplandık, fakat Üstad, ”Rüştü Efendi’yi vekil tayin ettim, sizinle bayramlaşsın” diye haber gönderdi. Bizlerde memleketimize döndük.”

Selahattin Akyıl, hatıralarında Üstad ile son görüşmesini ise şöyle anlatır:

”Son görüşmemiz, 1960 da vefatından bir ay evvel oldu.Ben İzmir’deki Gençlik Rehberi ve Tesettür Risalesi Mahkmesine gelmiştim. Oradan dönüşte Emirdağ’da bulunan Üstad’ı ziyarete gittim. Üstad, ”Kardeşim! Allah benim sesimi de kesti, Risale-i Nur’lara perde yapmamak için. Bütün müşkülleri Risale-i Nur halletmiş” dedi.”

Hakkında yirmiye yakın mahkeme açıldığını da anlatan Selahattin Ağabey, ”Elhamdülillah hiçbirinden ceza almadık, hepsinden beraat ettik. Üstad’ın vefatından iki ay sonra ihtilal oldu. İhtilalin beşinci günü mahkemeye gittik. Netice de beraat ettik. Van’da 1967’de yedi ay hapis kaldık. Mahkeme yedi sene devam etti, yine beraat ettik. 1973 yılında evimiz medrese idi. Yedi buçuk ay hapiste kaldık, yine beraat ettik. Hapse girdiğimizde herkes bize soru sorardı, biz de cevabını verirdik. Hapishane de bir gün baktım iki adam peşimden koşuyor. Dediler, ”Hoca, çıkart defteri bizi de yaz!”, ”Ne yazayım” dedim. Bizi Nurculuğa kaydet. Bende, ”Bunun kaydı yoktur. Kaydı, bu kitapları okumaktır. Bak koğuşta ders yapıyoruz, gel sen de dinle.” diye cevab verdim. Bu mahkememizden de beraat aldık.”

İman Kur’an davası Risale-i Nur’larla bir ömür geçiren Selahattin Akyıl Ağabey, 15 Eylül 2020 de vefat eder. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir