KARADENİZ FEDAKARLARINDAN MUAMMER ŞENEL

Risale-i Nur’ların Karadeniz bölgesinde tanınmasında ön saflarda yeralan Muammer Şenel, 1909 Bafra doğumludur. Samsun’a bağlı Bafra’da esnaflık yapan Muammer Şenel, kendisini ”Ben armutçu, çarıkçı,tuzcu, nurcu sabıkasız cahil, Muammer Şenel”diye tanıtırdı.

25 yaşına kadar gaflet içinde yaşadığını anlatan Muammer Şenel kendisinde bu yaşta bir uyanış olduğunu ve hocalara merakla soru sormaya başladığını, en sonunda kendisine ”hakiki bir şeyh ara”denmiş. Bundan sonra Bafralı Muammer Bey, yollara düşmüş, o şehir senin bu şehir benim. Gittiği her belde de soruyor, araştırıyor, kendine bir şeyh, bir hoca bulmak isteği ile yanıp tutuşuyordu. Bir şeyh, bir mürşid peşinde oradan buraya gidiyordu. 15 yıl böyle şeyh, mürşid aramakla geçer. Günlerden bir gün birisi Muammer Efendi’nin eline “Said Nursi, Afyon’un Emirdağ kazası” diye bir adres yazılı kağıt verir, o da alır cebine koyar.

Şeyh ve mürşid peşindeki Muammer Efendi, arkadaşı Reşad ile beraber 1950 yılında trenle Afyon’a ve sonrada Emirdağ’a vasıl olur ve önüne gelene elindeki ismi sorar, her sorduğu şahıs korku içinde ondan uzaklaşır, nihayet Zübeyr Ağabey vasıtasıyla Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin huzuruna çıkar.

Muammer Efendi, o anları şöyle anlatır:” Odasına girdik,selam verdik, odada bir somya,bir soba vardı.Yerde ne kilim,ne hasır
hiçbir şey yoktu. Oda bomboştu. Üstad Hazretleri,bize hitaben:

”Biz de tarikat yok, hakikat var. Risale-i Nur var.”dedi. Ben, Üstad Hazretlerini ilk görüyor ve Risale-i Nur’u ilk defa duyuyorum. Ne olduğunu bilmiyorum, ”Bize, Risale-i Nur ver” dedim. Üstad, ”Kardeşim, bende kitap yok, siz İnebolu’ya gidip, İbrahim Fakazlı’dan alacaksınız.” dedi.

Daha sonra bana, ”Evlat, gel” dedi. Açtı gögsünü bir madalya gibi, etiyle derisi arasında gömgök bir zehir tabakası var. Kurumuş kalmış. ”Bak bana tam On Dört defa zehir verdiler. Halık’ın öldürmediğini kimse öldüremez” dedi. Yine, ”Biz de tarikat yok, Risale-i Nur var.” dedi. Ben tekrar, ”Hazır gelmişiz bize biraz ver” dedim. Üstad Hazretleri, tekrar: ”Kardeşim bende kitap yok, sizi talebeliğe kabul ettim. Bafra’yı aynen Barla gibi kabul ediyorum.” dedi.

Memleketine dönen Muammer Efendi, artık iman Kur’an hizmeti Risale-i Nur’un Karadeniz’de ön saflarda yeralan bir fedakarıdır. İnebolu’ya gider, Fakazlı Ağabey’i bulur, kitap ister o ise bizde kitap yok der. Sonra ertesi gün, ona bir küçük paket verir. İnebolu’dan gemiye biner paketi açar içinde Küçük Sözler, Haşir risalesi, Meyve Risalesi gibi on tane küçük risale çıkar. Kitapların arkasında fiatları ve yanında da bir adres vardır. Parayı o adrese gönderen Muammer Efendi, başlar kitapları okumaya ve okutmaya. Böylece iman Kur’an hizmeti ile dolu yıllar yaşanmaya başlar.

Yıl 2000, Muammer Şenel, abdest almakta. Sağ ayağını yıkamış, sol ayağını yıkarken sırtüstü düşer hastahaneye götürülür ve orada vefat eder. 91 yaşında vefat eden Muammer Şenel’e, Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir