İLK BASILAN RİSALE, HAŞİR RİSALESİ

 

Risale-i Nur’un matbaada ilk basılan eseri hangisidir? Ne zaman basılmıştır?

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin matbaalarda ilk basılan eseri Onuncu Söz Haşir Risalesi adlı eseridir.Risale-i Nur’un en önemli eserlerinden biri olan Haşir Risalesi öldükten sonra dirilmenin ispatının yapıldığı, insanın nefsini, aklını, kalbini doyuran bu risale Mart 1926 yılında Barla’da yazılmıştır.

Bu eseri Barla’lı Tüccar Bekir Dikmen, İstanbul’a götürür, orada Üstad Hazretlerinin eski talebelerinden Müküs’lü Hamza Efendi ile birlikte eski harflerle, Ahmed Kamil ve Şeriki Matbaasında Bin nüsha olarak bastırılır. Eski harflerle basılan Onuncu Söz 63 sayfadır. Bin nüsha basılan eser bir sandıkla Eğridir’e oradan da kayıkla Barla’ya getirilip Üstad Hazretlerine teslim edilir. Onuncu Söz risalesinin bir kısmını Ankara’ds mebuslara ve devlet memurlarına gönderen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, eserin diğer kısmını da talebelerine verir.

O yıllarda Abdullah Cevdet, aldığı talimatla ”Allah’a imanın büyük bir safdillik” olduğunu söyleyerek, öldükten sonra dirilmeyi red edecek bir eser yazmak ve bu konuda konferanslar vermek üzere İstanbul’a gelir. Haşir inancı konusunda İslam alimlerinin neler yazdığını araştırır. Bu arada kendisine matbaa da yeni basılan Onuncu Söz Risalesi verilir. Daha sonra kendisine sorulur, niye Haşir’le ilgili eser yazmadın?. Buna cevabı şöyledir, Abdullah Cevdet’in,

”Said Nursi, bu eseri ile benim elimden tuttu, Haşir meydanlarını, sokaklarını, caddelerini bana gezdirdi. Ben bunları nasıl inkar edeyim. Bu eseri okuyunca, aksi bir eser yazılamıyacağına inandım. Haşri nasıl inkar edeyim.”der.

Risale-i Nur’un yazılan ilk eseri olan Haşir Risalesi ile ilgili Üstad Hazretlerinin birçok ifadeleri vardır. Bir insanın bu risaleyi izan ve idrakle hakkıyla okuması halinde imanının tam olarak kurtaracağını söyleyerek, ”eğer okuyup Haşre inanmazsa, gelsin iki parmağını gözüme soksun. Meğerki vicdanı bozulmamış, çürümemişse, vicdanı çürümüşse ona anlatamam,” der. Keza Üstad Hazretleri,”Kalbi ölmemiş, aklı sönmemiş bir insan bu risaledeki isbata karşı izn-i İlahi ile imana gelir, imana gelmezse inkardan vazgeçer.”

Bu eser ile ilgili Üstad Hazretleri,”Lâtif bir inâyet-i Rabbâniyedir ki, bundan otuz sene evvel Eski Said, yazdığı tefsir mukaddimesi Muhakemat namındaki eserin âhirinde,

“İkinci Maksat: Kur’ân’da haşre işaret eden iki âyet tefsir ve beyan edilecek. نَخُو بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ   deyip durmuş, daha yazamamış. Hâlık-ı Rahîmime delâil ve emârât-ı haşriye adedince şükür ve hamd olsun ki, otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi.”(Zeylin birinci Parçası) ifadesi ile Haşir konusunda bir eser yazmak niyet ediyor, fakat yazamıyor. Ne zamanki, Haşir’le ilgili problemler başlayacak, o zaman bu eser yazdırılıyor.

Üstad Hazretleri, daha sonra”Haşri inkar idealinin, gayesinin tam ortaya çıkacağı zaman Onuncu Söz çıktı. Onların inkar gayelerini kalblerine sıkıştırdı, daha dışarı çıkamadılar” diyor.

30 sene sonra bazı talebeleriyle Barla’yı ziyaret eden Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bu eserin nasıl yazıldığı hakkında bilgi vermiştir. Eğirdir Gölü’ne uzanan bahçe ve bağlarda dolaşırken okuduğu bir ayetin kendisine açıldığını söyleyerek:

”Bundan otuz sene önce aynı bu mevsimde, şu bahçelerde geziyordum. Badem ağaçlarının da çiçek açtığı bir zamandı. Birden Rum Suresinin 50 nci ayetini,
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْيِ الْمَوْتٰىۚ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
”Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine. Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor. Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir. O herşeye hakkıyla kadirdir.”
ayeti hatırıma geldi. Bu ayet bana o gün açıldı. Hem geziyorum, hem de bağıra bağıra bu ayeti okuyorum. O gün kırk defa okudum. Geldik, akşam Şamlı Hafız Tevfik’le Onuncu Söz’ü telif eyledik. Ben söyledim, Hafız Tevfik yazdı.”

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir