Girdi yapan Nurköy

DÜNYA BİR YOLCU GEMİSİDİR

Birincisi: Birkaç gün evvel bir misafirim bana sual etti. O şüpheli sualin esası şudur: “Cennet ve Cehennem pek çok uzaktırlar. Haydi, ehl-i Cennet, lütf-u İlâhî ile, berk ve burak gibi uçarak haşirden geçerler, Cennete giderler. Fakat ehl-i Cehennem, sakil cisimleri ve büyük ve ağır günahların yükleri altında nasıl gidecekler? Hangi vasıta ile?” İşte hatıra gelen […]

İNSANIN İKİ TÜRLÜ FİİLİ VAR

İnsanın kaç türlü fiili, yani işi vardır, hangisinden sorumludur? İnsanda iki türlü fiil cereyan eder, birisi ihtiyarî(insanın istegine bırakılmış) diğeri ise ızdırarî(uyması mecburi olan iş).Birincisinin ortaya çıkmasına insan iradesi şart kılınmış, ikincisi ise tamamen onun iradesi dışındadır. İkincisinde kulun hiçbir rolü, hiçbir vazifesi yoktur. Dileyen de Allah’tır yaratan da. Organlarımızın çalışması, cinsiyetimiz, boyumuz, rengimiz, ırkımız […]

BU NEHİRDE AZİM ŞİFALAR VAR

”İşte, o risaleler ki, herbiri başlı başına menbaları ve mecraları ayrı ve fakat bir bahr-i muhît-i ummana dökülen nehirler gibidir. Sonsuz olan bu nehirlerin, hangisine varsa nasıl doyuncaya kadar su içmez? El ve yüzlerini temizlemek isteyenler, nasıl oluyor da, bu enhardan istifade etmez? Veyahut arazilerini iska için cetveller yaparak hangi tarafa götürülse, azîm cemaatler nasıl […]

NEFSİ TERBİYE ETME YOLU

Halimi, istirahatimi düşünen ve her musibete karşı sabırla sükûtumu istiğrap eden dostlarımın şöyle bir sualleri var ki: “Sana gelen zahmetlere, sıkıntılara nasıl tahammül ediyorsun? Halbuki eskiden çok hiddetli ve izzetli idin; ednâ bir tahkire tahammül edemezdin.” Elcevap: İki küçük hâdiseyi ve hikâyeyi dinleyiniz, cevabını alınız. Birinci hikâye: İki sene evvel benim hakkımda bir müdür sebepsiz, […]

HER MAHLUKUN BİR GAYESİ VAR

İnsan ile hayvan ve mahlukat arasındaki farkı kısaca nasıl özetleyebiliriz? Kainatta, her varlığın bir vazifesi ve gayesi vardır. Tavuk yumurta yapmakla vazifelidir. İneğin işi süt vermektir. Ağacın işi meyve vermektir. Hayvanlar ve diğer mahlukatın çok sade bir hayatları vardır. İlâhî ilhamla görevlerini yerine getirirler. İnsan dışındaki bütün mahlukatın yapacağı işler ve rızıkları İlâhî ilham ile […]

ZAMAN İMAN KURTARMA ZAMANIDIR

بِاسْمِهِوَ  اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَاۤئِلِ النُّورِ وَمَعَانِيهَا الْمُتَمَثِّلَةِ فِى الْهَوَاۤءِ وَفِى اْلاَفْهَامِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ Aziz, sıddık ve sadık kardeşlerim; Bu defa pek çok alâkadar olduğum zâtların dört adet mektupları beni o kadar mesrur etti ve Risale-i Nur hesabına o kadar memnun eyledi ki, güya […]

İNSAN DUYGULARINI SÖKÜP ATAMAZ

“DÖRDÜNCÜ SUAL: Mahbuplara olan aşk-ı mecazî aşk-ı hakikîye inkılâp ettiği gibi, acaba ekser nasta bulunan, dünyaya karşı olan aşk-ı mecazî dahi bir aşk-ı hakikîye inkılâp edebilir mi?” Elcevap: Evet. Dünyanın fâni yüzüne karşı olan aşk-ı mecazî, eğer o âşık, o yüzün üstündeki zeval ve fenâ çirkinliğini görüp ondan yüzünü çevirse, bâki bir mahbup arasa, dünyanın […]

AKILLI, GÜÇLÜ, ZEKİ OLANLAR

Canlılar rızıklarını kendi aklılları ve güçleri ile mi elde ederler? Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nur adlı eserinde şöyle bir ifade dikkatimizi çekmektedir: ”Rızık,iktidar ve ihtiyarın derecesine göre değil, belki acz ve iftikarın nisbetinde geliyor.”(İftikar:Yoksulluğunu, fakirliğini açığa vurmak. Çok ihtiyacı olmak.) Üstad Bediüzzaman Hazretleri, rızkın canlıların kendi güçleriyle aldıkları bir mal olmadığını, doğrudan doğruya rahmet ve […]

MANEVİ KURTULUŞ REÇETESİ

Ey fedakâr kardeşlerim; Sizinle dört beş kelime konuşacağım. Birincisi: Bu defaki mektuplarınızın verdiği şevk ve sürurla derim ki: Ben, hizmet-i Kur’âniyedeki tam sadakat ve gayret ve sebat ve metanetinizi gördükten sonra tam bir istirahat-i kalble mevti ve eceli kabul eder, arkamda siz varsınız yeter diyerek dünyadan sürurla vedaya hazırım. İkincisi: Burada, Âyetü’l-Kübrâ’nın birinci tebyizi, aynen […]

ÖLÜMÜN İÇİNDEKİ GÜZELLİKLER

”Amma mevt nimet olduğunun ciheti ise, çok vücuhundan dört vechine işaret ederiz. Birincisi: Ağırlaşmış olan vazife-i hayattan ve tekâlif-i hayatiyeden âzâd edip, yüzde doksan dokuz ahbabına kavuşmak için âlem-i berzahta bir visal kapısı olduğundan, en büyük bir nimettir. İkincisi: Dar, sıkıntılı, dağdağalı, zelzeleli dünya zindanından çıkarıp, vüs’atli, sürurlu, ıztırapsız, bâki bir hayata mazhariyetle, Mahbûb-u Bâkînin […]