Girdi yapan Nurköy

SİKKE ve MÜHÜR

Risale-i Nur’un birçok yerinde Sikke ve Mühür anlatılıyor. Sikke ve mühür aynı manada mıdır? Sikke,daha ziyade paranın üzerine vurulan damgaya verilen isimdir. Paranın nereye ve kime ait olduğunun bilinmesi için konulan işarettir. Mühür manasına da kullanılır. Mühür eskiden imza yerine basılan yazılı damga, günümüzde ise bir yazının kime ve hangi makama olduğunu gösteren damgadır. Bediüzzaman […]

HATEM-İ TAİ

Hatem-i Tai yaptığı işlerde ve misafirperverliğinde Allahın rızasını kazanmayı gaye edinmiş,yaşantısı ve fikirleriyle cahiliye devrinde eşine az rastlanan kimselerden biridir. İslamiyetin zuhurundan evvel vefat ettiği halde İslam ahlakıyla yaşamaya gayret etmiştir. Hatem,mühür manası ile birlikte, bir manası da eli açık,cömert,misafirperverdir. Hatem-i Tai ile ilgili bir kıssa; Risale-i Nur’da izzet ve kemal sebebi olan iktisad konusunun […]

AHMED HÜSREV ALTINBAŞAK

1899 Isparta doğumlu olan Ahmed Hüsrev Altınbaşak, risalelerin neşrinde büyük hizmet ve fedâ­kâr­lıklar göstermiştir. 1931 yılında Bediüzzaman’la tanıştıktan sonra,memuriyeti bırakıp Kur’ân hizmetine hayatını vakfetmiştir. Bediüzzaman Hazretleri onun gelişini, “Isparta’da ciddî, gayretli, metin, dirayetli bir arkadaş, bir talebe arıyordum. Beş sene bekledim, bulmadım. Sen o talebelerden birisi olmaya çalış. Sende öyle bir istidad hissediyorum.” ifadeleriyle, karşılamıştır. […]

BİNBAŞI ASIM BEY

Barla Lâhikası, Tarihçe-i Hayat, Şualar ve Mektubat gibi eserlerde ismi, yazdığı mektup ve şiirlerde imzası bulunan, Binbaşı Âsım Bey, l877 yılında İzmit’te dünyaya geldi. Âsım Bey, Trablusgarp, Şam, Muğla ve Manisa’da subay olarak görev yapmıştır. Binbaşı Asım Bey’le ilgili Tarihçe-i Hayat’ın “Eskişehir Hayatı” kısmında şu ifadeler yer almakta : “Binbaşı merhum Âsım Bey isticvap edildi; […]

ŞEYTAN VESVESESİNE İLAÇ VE MERHEM

” Ey sû-i vesveseden meyus nefsim! Tedâi-yi hayalât, tahattur-u faraziyat, bir nevi irtisam-ı gayr-ı ihtiyarîdir. İrtisam ise, eğer hayırdan ve nuraniyetten olsa, hakikatin hükmü bir derece suretine ve misaline geçer: güneşin ziyası ve harareti, âyinedeki misaline geçtiği gibi. Eğer şerden ve kesiften olsa, aslın hükmü ve hassası, suretine geçmez ve timsaline sirayet etmez. Meselâ necis […]

DOKTORLARA TAVSİYE

İnsan maddi hastalıklara maruz kaldığı gibi, manevi hastalıklara da tutulur.Hastalık ve musibetler Kur’an talebesi insanlar için, bir tesadüf değil Şafî Hakiki tarafından insana gönderilen bir hediye, bir ikaz veya bir ihsandır. Kainatın yaratılmasındaki gaye,esmayı görmek ve göstermek olduğundan musibetlerde bu gayeye yöneliktir.İnsan, bu hallerle Allah’ın birçok isimlerinin tecellisini üzerinde görebilir. Üstad Hazretlerine göre,”asıl musibet dine […]

İNSAN HAVASIZ, SUSUZ YAŞAYABİLİR Mİ?

İnsan havasız ve susuz yaşabilir mi? Bu mümkün değil,insan bünyesi hava ve su olmadan hayatiyetini devam ettiremez. İnsanın cesedi,vucüdu,azaları biran bile havasız susuz yaşayamaz. Aynı şekilde, insanda manevi duygu ve hissiyatlar vardır ki, onlar da Allah ismine ve manasına muhtaçtırlar. Allah ismi onların havası ve suyudur. İnsanın ceset ve azalarını suya ve havaya muhtaç bir […]

İBADETTE HEDEF ALLAH RIZASI

İnsanın yaptığı ibadetin asıl gerekçesi Allah’ın emri ve yasaklamasıdır. İbadetten asıl maksat Allah’ın rızasıdır. Başka bir maksat olmaz,olamaz.Oruç, Allah’ın Ramazan ayında tutulmasını emrettiği bir ibadettir. O ayda tutulmazsa, Oruç ibadeti yerine gelmez. Fakat Oruç’un tıbbı bir takım faydaları da olabilir, bu faydalar insana verilen ikramlardır. Bu fayda için oruç tutulmaz. Dua ve virdler de kulluk […]

MÜSLİM ve MÜMİN

İslam ve iman konusunu biraz açabilir miyiz? İslam, Hazret-i Muhammed Aleyhisselatü Vesselamın kendisine gelen vahiy ile tebliğ buyurduğu din. İnsanın benimsediği,kabul ettiği ve ona taraftar olup onu uygulamasıdır. İman, İslamın inanç ve akaid kısmını içine alıp bir insanın kabul etmesidir. Allah’ın hükümlerini ve kanunlarını hayatında hakim kılmak isteyendir. Allah’ın kanun ve kurallarının tamamı olan İslamı […]

NASUHİZADE ŞEYH MEHMED

Barla Lâhikası’nda mektubu ve şiiri bulunan Nasuhizade Şeyh Mehmet Balkır,1878 yılında doğmuş.Şeyh Hacı Rahmi Sultan’ın halifelerindendir. Burdur’da bulunan Şeyh Nasuhizade Mehmed Efendi, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri,1925 yılında Burdur’a gelince, ”Bu büyük bir zattır” diyerek ziyaretine gidiyor. Üstad’ı görünce hemen tanıyıp Risale-i Nur Talebeleri kervanına katılmıştır. ”Bülbül-i Bağistan-ı Kur’ân, Üstad-ı Ekremim, Efendim Hazretleri; Mürşid-i ekmel, şeyhim […]