EĞİRDİRLİ HAFIZ VELİ HUBAN
Hafız Veli Huban, 1898 yılında Eğirdir Nis Adasında, bugün Yeşil Ada mahallesi adı ile anılan yerde dünyaya gelmiştir. Nis Adası Cami İmamı olan Hafız Veli, Eğirdir Nur Talebeleri içinde hizmette bulunmuştur. Genç yaşta nurlara talebe olan Hafız Veli, Üstad Hazretlerini birkaç defa Nis adasından Barla’ya kendi kayığıyla götürmüştür.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri,Hafız Veli’ye eski bir dost nazarıyla baktığını ifade ettiği mektubunda. ”O bana mektup yazmıştı, vakit bulamıyorum ki mektubuna cevap vereyim. Ehl-i kalp için bazen sükût dahi bir konuşmaktır.” görüşüne yer vermiştir.
Onuncu Söz’ün tabından sonra tehlikeden muhafaza için kaç ay hanesinde saklayan Hafız Veli Huban,ile ilgili lahika mektublarının bazısı şöyle:
”Onuncu Sözün âhirinde yazıldığı gibi, altı yüz sahifeden ziyade bir mübarek kitabın tevafukatı yüz yirmi beş çıktı. Üç yüz elli sahifeden ibaret diğer bir kitabı yine saydım. Elli tevafuk çıkmadı. Yine eskiden kendi telifatım Türkçe ve Arabî olan iki yüz seksen sahifeden ibaret bulunan kitabın elif’lerini saydım, tevafukatı kırkı tecavüz etmedi.
Demek bu Onuncu Sözde ve İşârâtü’l-İ’câz’daki ekseriyet-i mutlakanın tevafukatı, gizli bir işaret-i gaybiyeyi tazammun ediyorlar. Mecmuunda işaret bulunsa yeter. Her cüz’ünde işareti göstermek lâzım değildir; fakat her cüz işaretin malıdır ve onun hikmetine tâbidir. Size acele edip, en evvelki işaret olunan nüshayı göndermiştim. Az haşiyeleri sonra ilâve ettik. Bu defa Süleyman Efendiyle gönderilen nüshayla mukabele ediniz, tekmil ediniz ve Halil İbrahim Efendiyle gönderilen nüshayla, yine bu nüshayla mukabele ederek, sonra Âsım Beye gönderiniz.
Bu defaki Hulusi Bey’in mektubunu size gönderdim. İşaret ettiğim iki kavis içerisinde bulunan kısım, Yirmi Yedinci Mektup’un Dördüncü Zeylinde yazılacak. Kavisler haricinde bulunan ve üzerlerine kırmızı çizgi çekilenler yazılmayacaktır. Hâfız Ahmed ve Mehmed Celal ve Hâfız Veli gibi kalbi cezbeli dostlarıma ve tarîk-ı hakikatte sair kardeşlerimize selâm ediyorum. Hâfız Veli ile çendan geç görüştük fakat Hâfız Veli’nin burada Mehmed Usta isminde, on senelik hâlis bir dostu bulunduğundan ve o Mehmed Usta benim sekiz senedir tarîk-ı âhirette gayet ciddi bir kardeşim olduğundan, Hâfız Veli’ye de o münasebetle eski dost nazarıyla bakıyorum. O bana mektup yazmıştı, vakit bulamıyorum ki mektubuna cevap vereyim. Ehl-i kalp için bazen sükût dahi bir konuşmaktır. (Barla Lahikası)
”Ben, o ikisini, Risale-i Nur’un vefat eden şakirtleri içinde dualarımıza dahil ettik.
Rüştü Efendi benim tarafımdan, Şükrü Efendiye, çocuk taziyenamesi olan On Yedinci Mektubu benim yerimde okusun.
Risale-i Nur’un kaptanı Sabri, Nis Adasındaki bir kardeşimiz ve Onuncu Söz’ün tabından sonra tehlikeden muhafaza için kaç ay hanesinde saklayan ve peder ve validesiyle, bizimle ciddi alâkadar bulunan Veli Efendi’nin peder ve validesinin vefat haberlerini yazıyor. Cenab-ı Hak onlara rahmet eylesin. Ben inşâallah çok zaman onları manevî kazançlarıma şerik edeceğim.(Kastamonu Lahikası)
1962 yılında Eğirdir’de vefat eden Hafız Veli Huban’ın mezarı Nis Adası Cami Mezarlığındadır. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!