DİLLERİ İLE SAVAŞANLAR

Cahiliye döneminde Hicaz bölgesinde arablar arasında dönemin en güçlü silahı güzel ve belagatli sözlerle şiir söylemekti. Bu şairler herkonuda şiirler söyler kendi yakınlarını coşturur rakiplerini ise demoralize ederlerdi.

Mekke’de İslamiyetin ilan edilmesi ve iman edenlerin artması üzerine müşrik şairler, şiir ve hicivleriyle Müslümanlara dil uzatıp onları rahatsız etmeye başladılar. Müslümanların bu müşrik şairlere cevap verecek bir şaire ihtiyaç­ları vardı. Zira o zamanlar Araplar şiire çok önem veriyorlardı. Böyle bir şairin arandığını duyan Hassan bin Sâbit hemen Re­sû­lul­lah (ASM)’ın huzuruna vardı. Dilini eliyle tutarak, “Yâ Re­sû­lal­lah! İşte ben size dilimle yardım etmeye hazırım, on­ları hicvederek haklarından gelirim!” dedi.

Hasan bin Sabit’in hicvederek yerin dibine batıracağı kimseler, Peygamber Efendimizin de mensubu olduğu Kureyş kabilesindendi. Onları hicvederken sözün Re­sû­lul­lah(ASM)’a dokunması ihtimali de bulunuyordu. Allah’ın Resûl’ü bu duruma şu sözlerle işaret et­ti:

“Sen onları nasıl hicvedeceksin? Biliyorsun, ben de neseben onlardanım.”

Hassan bin Sâbit bu sözlere şöyle cevap verdi:

“Yâ Re­sû­lal­lah, ben şiirlerimde mukaddes şahsiyetinizi hamurdan kıl çeker gibi Kureyş müşrikleri arasından nezaketle çeker, çıkarırım.”

Bunun üzerine Re­sû­lul­lah(ASM) ona izin verdi. Hasan bin Sabit böylece müşriklerle dili ile savaşmaya başlayan ilk şair oldu. Daha sonra, müslüman şairler arasına Abdullah bin Revâha ve Kâ’b bin Mâlik de katılmıştır. Bu üç meşhur şair, İslam’ı şiirleri ve dilleri ile müdafaa etmişlerdir. Kur’ân Şuara Suresinde bu şairlerin mücadelesini överek, onları müşrik şairlerden şöyle ayırır:

“Şairlere gelince, onlara da sapıklar uyar. Görmez misin ki, onlar her türlü öv­gü ve yergiye ölçüsüzce dalarlar ve yapmadıkları şeyleri överler! Ancak iman eden, güzel işler yapan, Allah’ı çokça zikreden ve zulme uğradıktan sonra ken­dilerini müdafaa edenler müstesnadır. O zalimler ise nasıl bir akıbete yuvarla­nacaklarını yakında bileceklerdir!”[Şuarâ Sûresi, 224-227 ayetleri)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir