Girdi yapan Nurköy

DİNİ İMANİ İNSANİ DERSLER

Şu fıkra Doktorundur. Hocam, emaneten bendenizde bulunan iki kitabı emrediyorsunuz. Bendeniz de yalvarıyorum ki, gelecek hafta takdim edeceğim. Çünkü, küçüğünü iki defa, büyüğünü bir defa okuyabildim. İhâtamın darlığı veya aczim dolayısıyla idrâkim de kıttır. Binaenaleyh, sizin o muhteşem temsillerinizi defalarca daha okumak istiyorum ki, cüz’î-küllî bir alâka hasıl olabilsin. Yâ Rab, o ne büyük mantık, […]

ABDULLAH BİN CAHŞ (RA)

Mekke’de İslamın davetini ilk kabul edenlerden birisi olan Andullah bin Cahş, Peygamber Efendimiz(ASM)ın halası Ümeyme’nin oğludur. İslamı kabul eden Abdullah, en büyük tepkiyi,eza, cefa ve işkenceyi en yakınlarından görmüştü. İnanç ve adetleri­ne körü körüne bağlı olan Mekkeliler, atalarının dinini terk edenlere büyük bir düşman kesilmişlerdi. Abdullah bin Cahş da müşrik hücumlarına maruz kalmış imanı uğrunda […]

ÇOCUK ANNE VE BABAYA BİR EMANET

Aziz âhiret kardeşim Hafız Halid Efendi, وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ-اَلَّذِينَ اِذَاۤ اَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قاَلوُاۤ اِنَّا ِللهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Sabredenleri müjdele. O sabredenler ki, başlarına bir musibet geldiği zaman ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz’ derler.” Bakara Sûresi, 155-156 ayeti) Kardeşim, çocuğun vefatı beni müteessir etti. Fakat, اَلْحُكْمُ ِللهِ “Hüküm Allah’ındır.” Mü’min Sûresi, 12 ayeti) kazaya […]

DADAYLI HAFIZ HASAN EFENDİ

Kastamonu Nur Talebeleri arasında yeralan Dadaylı Hafız Hasan Efendi (Güranlı), 1887 doğumludur.Muallim Hacı Hafız Hasan Efendi kültürlü tahsil görmüş ve öğretmenlikten emekli olmuştur.İki oğlundan biri doktor,diğeride mülkiye mezunudur. Daday’da Risale-i Nur hizmetkerini aşk ve şevkle yapan Hafız Hasan Efendi, doktor olan oğlu Hakkı Efendi’yle Üstad Bediüzzaman Hazretlerini, Kastamonu’da birçok kez ziyaret eder. Birçok insanın nurlarla […]

KULLUKTAN EMEKLİ OLMAK

”Kulluk’tan emekli olmak varmıdır?” Kulluktan emekli olmak, anca ölüm gelince vardır, yoksa emekli olmak yoktur, hüsnü hatime ile hayatını noktalayan insan için emekli oldu denilebilir. Zira dünya hayatı insan için bir imtihandır. İmtihanda ölümle sona eriyor. Hayatın sadece belli dönemlerinde İslamî çalışmalar içerisinde yer alıp sonrasında bir köşeye çekilip yaptığım hizmet bana yeter demek doğru […]

HAYRETTEN HAYRETE DÜŞTÜM

Bir Nur talebesinin fıkrasıdır. Bugün o yüksek kitabın ikmaline muvaffak oldum. Miracın ikmal ve mütalâasından mütevellid sürur ve saâdetimi tariften kalemim dûçâr-ı acz oluyor. Mütalâadan doğan duygularımı hülâsaten ve bir cümleyle arz edeceğim: Miracın mütalâasında hayatın felâket girdaplarını ve saâdet-i ebediyeye giden mânevî deryanın selâmet yollarını gösteren kalb dolusu bir nur ve ziya buldum. Evet, […]

CENNETLE MÜJDELENEN SAİD BİN ZEYD (RA)

Aşare-i Mübeşşere’den, yani dünyada iken  Cennetle müjdelenen On Sahabi’den birisi olan Said bin Zeyd, Mekke’de İslamı ilk kabul edenlerdendir. İslamiyet öncesi babası Zeyd bin Amr, putlara tapmaz, Allah’a inanırdı. Oğlu Said’e de sık sık, “Bir Allah’a mı? Yoksa bin ilaha, putlara mı inanayım?” der, onu Allaha inanmaya teşvik ederdi. Peygamber Efendimiz(ASM), Said’e Müslüman olmasını söyleyince, […]

DÜNYANIN İŞİNİ DAHİ BİLMİYORSUNUZ

”Ehl-i dünya, sebepsiz, benim gibi âciz, garip bir adamdan tevehhüm edip, binler adam kuvvetinde tahayyül ederek beni çok kayıtlar altına almışlar. Barla’nın bir mahallesi olan Bedre’de ve Barla’nın bir dağında bir iki gece kalmaklığıma müsaade etmemişler. İşittim ki, diyorlar: “Said elli bin nefer kuvvetindedir; onun için serbest bırakmıyoruz.” Ben de derim ki: Ey bedbaht ehl-i […]

NUR ŞAKİRDİ İHSAN SIRRI

(Risale-i Nur’un istikbalde ehemmiyetli bir talebesi olan İhsan Sırrı’nın bir fıkrasıdır.) بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Vâkıf-ı esrar-ı Sübhan, Ferîd-i Bedîüzzaman, Es-seyyid Saidü’l-Kürdî Hazretleri huzur-u sâmîsine, Esselâmü aleyküm ey mürşid-i kâmil! Kemal-i tazimle hâk-i pâyinize yüzlerimi sürmeme ve mübarek ellerinizi takbil etmeme müsaadenizi yalvarırım. Bendeniz, şu ilticanamemi zat-ı âlînize sunan Saraç Ahmed Efendi fakirinizin oğluyum. Üstad-ı […]

KUR’AN’I RUH KULAĞI İLE DİNLEMEK

Birinci sualiniz: Eğer Kur’ân okunurken, namazın, tesbihatın tetimmesi ise, kıbleye karşı duranlar, vaziyetlerini bozmamak evlâdır. Yalnız müezzinin önündeki adam arkasını çevirsin, yahut çekilsin. Eğer Kur’ân müstakil olarak okunursa, okuyana karşı teveccüh etmek evlâdır. Hem cihât-ı sitte ile mukayyed olmayan ruh kulağıyla dinleyen adam kıbleye karşı teveccüh etse; ve cismanî kulağıyla dinleyen adam, okuyana karşı teveccüh […]