Girdi yapan Nurköy

HASLAR ERKANLAR NAŞİRLER

Risale-i Nur da talebelerin hasları, sahipleri, erkanları ve varisleri ifadeleri yer almakta, bunlar ne anlamlara gelmektedir? Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Nur dairesini genel anlamda, üç ana gruba ayırmaktadır. 1. Talebeler 2. Kardeşler 3. Dostlar Bu tarifin içinde yeralan talebeler grubununa ise, Risale-i Nur’u kendi telifi ve malı gibi kabul edip, onun neşrine ve gelişmesine […]

AMİR BİN EBİ VAKKAS (RA)

Sad bin Ebi Vakkas’ın kardeşi olan Amir bin Ebi Vakkas, ağabeyi vasıtasıyla İslamiyetin ilk yıllarında müslüman olmuştur. Annesi, Sad gibi, Amir’in de Müslüman olmasından rahatsız oldu. Sad bin Ebi Vakkas ve kardeşi Amir bin Ebi Vakkas’ın müslüman olmaları üzerine anneleri Hamne¸ oğulları tekrar eski dinine dönünceye ka­dar yiyip içmeyeceğine ve gölgede oturmayacağına dair yemin etmişti. […]

İNSAN MODEL VE MANKEN

Yirmi Altıncı Sözde sırr-ı kadere dair beyan edildiği gibi, musibet ve hastalıklarda insanların şekvâya üç vecihle hakları yoktur. BİRİNCİ VECİH: Cenâb-ı Hak, insana giydirdiği vücut libasını san’atına mazhar ediyor. İnsanı bir model yapmış; o vücut libasını o model üstünde keser, biçer, tebdil eder, tağyir eder, muhtelif esmâsının cilvesini gösterir. Şâfî ismi hastalığı istediği gibi, Rezzak […]

ÜMMİ TALEBE VEZİRZADE MUSTAFA

Risale-i Nur’un,Isparta talebeleri arasında yeralan Vezirzade Mustafa, 1902 yılında İslamköy’de dünyaya gelmiştir. Ümmi ve kalemsiz olduğu halde iman, Kur’an hizmetinin ön saflarında bulunmuştur. Geçimini seyyar manifaturacılık yaparak geçiren Vezirzade Mustafa, ticaret için gittiği köylerde nurun postacılığını da yapmıştır. Barla’da Üstad Bediüzzaman Hazretlerinden teslim aldığı risale ve mektubları İslamköy’de Hafız Ali Ağabey’e teslim eder, O’ndan aldığı […]

CUMA VE SAKAL MESELESİ

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Cuma Namazına gitmeyişi ve sakal bırakmaması niçin bazı çevrelerce yanlış yorumlanıyor? Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Cuma Namazına gitmemesi ve sakal bırakmaması bazı özel sebeplere dayanır. Kendisi bu iki konuyu lahika mektubunda şöyle açıklamaktadır: ”Bana itiraz edenler, gizli ayıplarımı bilmiyorlar. Yalnız zahirî bazı hatalarımı bahane edip ve yanlış olarak Risale-i Nur’u benim malım zannedip […]

RİSALE-İ NUR DEĞERİNİ İSTİKBALDE GÖSTERECEK

Afyon Emniyet Müdürlüğüne; Ben, sizin, insaniyet ve vicdanınıza itimaden, mahrem işlerimi size beyan ediyorum. Hem vazife itibarıyla, siz, bizimle pek çok alâkadarsınız. Çünkü Risale-i Nur’un âsâyiş noktasında yirmi seneden beri yüz bin şakirdinden hiçbir vukuat olmadığı gibi; pek çok zabıta memurlarının itiraflarıyla ve birşey aleyhimizde kaydetmemeleriyle bunu ispat eder. Buraya, Ankara Emniyet-i Umumiye Müdürü geldiğini […]

ELÇİ SAHABE ABDULLAH BİN HUZAFE(RA)

İlk müslümanlar arasında yeralan Abdullah bin Huzafe, Mekkeli müşriklerin işkence ve zulümlerine ugradı. İslamiyet’in yayılmaya başladığı ilk günlerdeki çileli hayatı O da yaşadı. Kardeşi, Kays bin Huzafe ile birlikte ikinci Habeşistan hicretine katıldı. Hicretten sonra Medine’ye geldi. Resulullahla birlikte bütün savaşlara katılan Abdullah bin Huzafe, Peygamberimiz(ASM) tarafından 50 kişilik bir seriyyenin kumandanlığına da getirilmişti. Peygamber […]

EHLİ SÜNNET VE CEMAAT

Amma Şîa-i Hilâfet ise, Ehl-i Sünnet ve Cemaate karşı mahcubiyetinden başka hiçbir hakları yoktur. Çünkü bunlar Hazret-i Ali’yi (r.a.) fevkalâde sevmek dâvâsında oldukları halde tenkis ediyorlar ve sû-i ahlâkta bulunduğunu onların mezhepleri iktiza ediyor. Çünkü diyorlar ki, “Hazret-i Sıddık ile Hazret-i Ömer (r.a.) haksız oldukları halde, Hazret-i Ali (r.a.) onlara mümâşât etmiş, Şîa ıstılahınca takiyye […]

İMAN HİZMETİNDE ÖN SAFTA İLAMALI SABRİ

Genç yaşında Üstad Bediüzzaman Hazretlerine talebe olan İlamalı Sabri Gönenç, 1900 yılında Isparta’nın İlama Köyünde doğmuştur. İlamalı Sabri, genç yaşına rağmen iman Kur’an hizmetinde ön saflarda bulunmuştur. Zulüm ve baskı döneminde Üstad Bediüzzaman Hazretlerini yalnız bırakmayanlar içinde yeralan İlamalı Sabri, Üstad ile sabah namazı kılmak için hergün İlama’dan Barla’ya kadar yürüyerek gelip namaz kılıp sonra […]

MUSİBET VE HASTALIKLAR

Musibetler, hastalıklar, sıkıntıların insana faydası olduğu söyleniyor, bu fayda nasıldır? اَشَدُّ النَّاسِ بَلاَءً اَ ْلاَنْبِيَاۤءُ ثُمَّ اْلاَوْلِيَاۤءُ، ثُمَّ اْلاَمْثَلُ فَاْلاَمْثَلُ ”İnsanların en çok bela ve musibete maruz kalanları peygamberlerdir. Sonra evliyalar sonra da derecesine göre diğer salih insanlar gelir.” Hadis-i Şerif’e göre, başta enbiyalar,sonra evliyalar sonra salih insanlar, çektikleri musibet ve hastalıklara Allah rızası için […]