Girdi yapan Nurköy

LATİN HARFLERLE RİSALE BASIMI

Aziz, sıddık kardeşlerim; Sizin bu defa neş’eli, güzel mektuplarınız, Risale-i Nur’un serbestiyeti ve matbaa kapısıyla intişarı hakkında beni çok mesrur eyledi ve kahraman Tahirî’nin yine bu ehemmiyetli işte çalışması için buraya gelmesi, beni şiddetle dünyaya bakmaya sevk etti. Kalben dedim: Madem kardeşlerim bu derece istiyorlar, çaresini arayacağız. Gecede kalbime geldi ki: İki ehemmiyetli sebepten inayet-i […]

ELÇİ SAHABİ AYYAŞ BİN EBU REBİA(RA)

Ayyaş bin Ebu Rebia, Ebu Cehil’in kardeşidir. İslam davetine ilk uyanlardan birisi olan Ayyaş, Peygamber Efendimiz(ASM)ın, İlahi dini ilan ettiği ilk günlerde iman kervanına katılmıştır. Müşrik­lerin işkencelerinden dolayı Habeşistan’a hicret eden ikinci kafilede hanımı Esma ile beraber o da bulunuyordu. Ayyaş bin Ebu Rebia ile hanımı Esma, Habeşistan’dan döndüklerinde, yeni bir hicret Medine’ye başlamıştı. Peygamberimiz […]

İNSANOĞLU SONSUZLUĞA AŞIK

İKİNCİ NÜKTE İnsanın fıtratında bekàya karşı gayet şedit bir aşk var. Hattâ her sevdiği şeyde, kuvve-i vâhime cihetiyle bir nevi bekà tevehhüm eder, sonra sever. Ne vakit zevâlini düşünse veya görse, derinden derine feryat eder. Bütün firaklardan gelen feryatlar, aşk-ı bekàdan gelen ağlamaların tercümanlarıdır. Eğer tevehhüm-ü bekà olmazsa muhabbet edemez. Hattâ denilebilir ki, âlem-i bekànın […]

NURUN AVUKATI AHMED HİKMET

1912 Afyon doğumlu olan Ahmet Hikmet Gönen, Üstad Bediüzzaman Hazretleri ve talebelerinin 1948 Afyon Mahkemesi avukatlığını yapmıştır. Risale-i Nur’da, ‘Avukat Hikmet’ olarak adı geçen Ahmet Hikmet Gönen, Afyon Baro Başkanlığı görevinde de bulunmuştur. Ahmet Hikmet Gönen, 1948 yılında,adliyeye Üstad Bediüzzaman’ı ziyarete gitmiş, ilk defa adliye koridorunda karşılaşıp selamlaşmıştır. Avukat olduğunu söyleyince, Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “Allah […]

AKREBİYET VE KURBİYET-İ İLAHİYE

Akrebiyet-i İlahiye ile, Kurbiyet-i ilahiye arasındaki fark nedir? Akrebiyet, Allah’ın kula olan yakınlığı hissedip bu noktada marifet kazanmak iken,Kurbiyet, kulun kendi gücü ve çalışması ile Allah’a yaklaşma çabasıdır. Güneş ısı ve ışığı ile bizim göz bebeğimize kadar girmiştir; biz bunu hissedip bu noktadan güneşe baksak güneşi hakiki anlamda tanıyabiliriz. Lakin güneşi tanımak için güneşin üzerimizdeki […]

NURANİ TOHUMLARIN MAHSULATI

Aziz, sıddık kardeşim; Camide az görüştük, lüzumlu bazı şeyler söyleyeceğim, hatırında kalsın. Evvelâ: Bedre’deki yüz senelik vazifeyi on sene zarfında gören Sabri kardeşimizin samimî dostları olan Hakkı, Hulûsi, (?) Mehmed ve Barla’da Şamlı, Süleyman, Bahri gibi kıymettar kardeşlerimize benim tarafımdan çok selâm ediyorum. Saniyen: Küçük Ali’nin büyük kardeşi mübarek Mustafa’nın Abdurrahman’dan irsiyet aldığı vazifesini, kahraman […]

SUFFE ASHABINDAN AMİR BİN FÜHEYRE(RA)

Amir bin Füheyre, İslamı ilk duyunca,kelime-i şehadet getirip müslüman olan kölelerdendir. Peygamber Efendimizin,ilk daveti ile, İlahi aşka tutulan Amir bin Füheyre köle olmasına rağmen,kalbinde duyup,vücudunun bütün zerrelerinde hissettiği îman lezzetini açıkca ilan etti. Amir, “Bu vücut mutlaka birgün toprak olacak, nefsin elinde bir oyuncak olan bu beden mutlak çürüyecek, öyleyse bu dünyada bu kadarcık işkenceye […]

TELAŞ, MERAK, ENDİŞE HASTALIĞI ARTTIRIR

İKİNCİ MESELE: Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür. Meselâ, gecelerde insanın gözüne bir hayal ilişir. Ona ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet verilmezse kaybolur. Hücum eden arılara iliştikçe fazla tehacüm göstermeleri, lâkayt kaldıkça dağılmaları gibi, maddî musibetlere de büyük nazarıyla, ehemmiyetle baktıkça büyür. Merak vasıtasıyla o musibet cesetten geçerek kalbde de kökleşir, bir mânevî musibeti […]

MÜBAREKLERLER KAHRAMANLARINDAN HAFIZ AHMED

Mübarekler Heyetinden Kuleönlü Mustafa Hulusi’nin oğlu  olan Hafız Ahmed 1929 yılında Kuleönün de doğmuştur. Büyük Ruhlu Küçük Ali’nin de yeğenidir. Hafız Ahmed, Risale-i Nur’da peder ve amcaları sisteminde Risale-i Nur’a hizmet etmiş bir nur talebesi olarak ismi geçmektedir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bir mektubunda Hafız Ahmed’in Risale-i Nur’a hizmet etmesini yeniden Abdurrahman’ın dünyaya gelmesi gibi kendisini […]

NUR TALEBESİ KERAMET İSTEMEZ

Risale-i Nur Talebeleri manevi keşfiyat ve kerametleri dünyada aramıyorlar acaba neden? Bir Nur Talebesinin en büyük hedefi, vazifesi tahkiki imanı elde edip, sonra başka muhtaç gönüllere ulaştırmaktır. Şahsı için manevi keşif ve keramet peşinde koşmak Risale-i Nur Talebelerinin ihlasla yapmaya çalıştıkları iman hizmetine uygun olmaz. Bu sebeble, Risale-i Nur şakirtleri manevi zevk ve manevi kerametleri […]