Girdi yapan Nurköy

MİLASLI İNCE MEHMED

1897 de Muğla’ya Bağlı Milas’ta dünyaya gelen İnce Mehmed çevresinde nüktedan, konuşkan, becerikli bir insan olarak tanınmıştır. Milaslı İnce Mehmet, küçük bir un dükkanında unculuk yapıp, un alıp satardı. İnci gibi, çok güzel yazısı olan İnce Mehmed, matbaa gibi yazı yazardı. Milaslı İnce Mehmed, güzel yazısıyla yüzler­ce risale yazıp, ima­na su­sa­mış kim­se­le­re ulaş­tı­ran Nur Talebelerinden […]

MÜCEDDİD VE MÜŞTEHİD

Müceddid, müştehid nedir? Kimlere müceddid denilir? Müceddid, kelime manası olarak yenileyen, yeniden güçlendiren demektir. Müceddid, Peygamberimizin sünneti terk edilip Asrı saadetten sonra ortaya çıkan şeri bir delile dayanmayan inanç, ibadet ve davranışlar yayılınca insanlara yeniden dinlerini öğreten İslam alimine verilen isim. Peygamberimizin ümmetinden çıkan bu alimlere dini literatürde “müceddid” denilmektedir. “Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. […]

GÜL VE NUR FABRİKALARI

Aziz, sıddık kardeşlerim; Size bu defa iki parçayı gönderiyorum. Birisi: Evvelce bir kısmını size göndermiştim. Şimdi bir ihtar-ı mânevîyle o parça hem tekmil edildi, hem ehemmiyetli olduğu bildirildi. Eski Said’in siyasetle münasebettar, eski eserlerini görenlere fâidesi var; fakat bir parça mahremcedir, Lâhikaya girmeli. İkinci parça: Mânevî bir ihtara binaen Risale-i Nur’un hizmetine bilmeyerek zarar verebilen […]

ŞEMMAS BİN OSMAN (RA)

Şemmas bin Osman, Mahzumoğullarından olup asıl ismi Osman iken yüzünün güzelliği ve parlaklığı ile Şemmas (Güneş gibi parlak) lakabıyla tanınmıştır. İslam’ın ilk yıllarında Şemmas hanımı Ümmü Habib bint Said ile Mekke’de müslüman oldu. Müşriklerden gördüğü işkence ve zulüm üzerine İkinci Habeşistan hicretine katılıp,oraya göç edenler kervanında yeraldılar. Müşriklerin topluca Müslümanlığı kabul ettiklerine dair çıkan asılsız […]

VESVESEYE DÜŞMEMENİN YOLU

DÖRDÜNCÜ VECİH Amelin en iyi suretini taharrîden neş’et eden bir vesvesedir ki, takvâ zannıyla teşeddüt ettikçe, hal ona şiddetlenir. Hattâ bir dereceye varır ki, o adam amelin daha evlâsını ararken harama düşer. Bazan bir sünnetin araması, bir vâcibi terk ettiriyor. “Acaba amelim sahih oldu mu?” der, iade eder. Bu hal devam eder, gayet ye’se düşer. […]

KULEÖNLÜ HACI OSMAN GÖK

Kuleönü Nur Talebelerinden olan Hacı Osman Gök, 1892 yılında Isparta’ya bağlı Kuleönünde dünyaya gelmiştir. Ümmi olmasına rağmen ömrünün sonuna kadar Risale-i Nur’un hizmetinde bulunmuştur. Sarıbıçak Mustafa Hulusi, Büyük Ruhlu Küçük Ali’nin dayısı olan Hacı Osman, Üstad Hazretlerini Barla’da ilk ziyarete gittiklerinde kapı kilitli olmasına rağmen onlara kendiliğinden açılır ve Üstad Hazretlerini ziyaret ederler. Bu konu […]

VELAYET VELİ OLMAK

Velayet, veli olmak ve bu meslekte ilerlemek için neler yapmalıyız? “Veli” kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de dost, yardımcı, taraftar, hakim, vali, yönetici ve sırdaş anlamında kullanılır. “Veli” 24, “evliya” 62 defa olmak üzere Kur’an’da yeralmaktadır. Velî sözlükte “yardım eden, koruyan; yardım edilen, korunan” anlamlarına gelir. Genel anlamda her mümin Allah’ın dostudur ve O’nun velî kuludur. Özel anlamda […]

ALLAH’IN EZELİ İLMİ

Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Bu defa, Kenzü’l-Arş duasının feyzinden gelen İkinci ve Üçüncü Nüktelerle, zeylini hâvi mübarek mektubunuzu almakla cidden bahtiyarım. Bu âciz kardeşiniz, gelen mektubunuzun, gerek muhterem Üstadıma ve gerekse o havâlideki kıymetli arkadaşlarıma olan tesiri bana ait olmadığına ve belki benim bir vasıta olduğuma delildir. Çok tecrübe ettim, zât-ı fâzılânelerine mektup yazmak için, bazan […]

HATIB BİN AMR (RA)

Mekke’de doğan Hatıb bin Amr, Peygamber Efendimiz’in Erkam bin Ebil Erkam’ın evine taşınmasından sonra oraya gidip Efendimiz (ASM) görüp, kelime-i şehadet getirip İslamiyeti kabul etmiştir. Hatıb bin Amr, Müslüman olduktan sonra gerek ailesinden, gerek, Mekkeli müşriklerin şiddetli baskılarına maruz kalmıştır. Bu baskı ve işkencelere karşı gögüs gererek inancından hiç taviz vermemiştir. İslamiyet’in ilk yıllarında Kureyş’ten […]

MUSİBET ACZ VE ZAAF MADENİNİ ÇALIŞTIRIR

Hâtime Cenâb-ı Hak, hadsiz kudret ve nihayetsiz rahmetini göstermek için, insanda hadsiz bir acz, nihayetsiz bir fakr derc eylemiştir. Hem hadsiz nukuş-u esmâsını göstermek için insanı öyle bir surette halk etmiş ki, hadsiz cihetlerle elemler aldığı gibi, hadsiz cihetlerle de lezzetler alabilir bir makine hükmünde yaratmış. Ve o makine-i insaniyede yüzer âlet var. Herbirinin elemi […]