Girdi yapan Nurköy

DÜNYAYA DİNE TERCİH

Evvelce, hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye tercih etmeye dair yazılan iki parçaya tetimmedir. Bu acip asrın hayat-ı dünyeviyeyi ağırlaştırması ve yaşamak şeraitini ağırlatması ve çok etmesi ve hâcât-ı gayr-ı zaruriyeyi görenekle, tiryaki ve müptelâ etmekle hâcât-ı zaruriye derecesine getirmesiyle hayatı ve yaşamayı, herkesin her vakitte en büyük maksat ve gayesi yapmıştır. Onunla hayat-ı diniye ve ebediye […]

MİSBAH BİN ÜSASE (RA)

Kureyş Kabilesinin Muttalib oğulları koluna mensup olan Misbah bin Üsase, Mekke’de doğmuştur. Asıl ismi Avf olmasına rağmen lakabı Misbah ile tanınmıştır. Annesi Ümmü Misbah bint-i Ebu Ruhm, Hz. Ebubekir (RA)ın teyzesinin kızıdır. Babası Üsase bin Abbad’tır. Küçük yaşta babasını kaybettiği için yetim büyümüştür. Misbah, Peygamber Efendimiz’in Mekke’de insanları gizli olarak İslama davet ettiği dönemde davete […]

HARİKA VE CİHANGİR BİR ZAT

Üçüncü Hakikat Müdebbiriyet ve idare hakikatidir. Yani, gayet dehşetli ve sür’atli ecram-ı semâviyeyi ve gayet istilâcı ve karıştırıcı unsurları ve gayet ihtiyaçlı, zaafiyetli mahlûkat-ı arziyeyi kemâl-i intizam ve muvazene ile idare etmek, birbirlerine muavenettar yapmak ve imtizaçkârâne idare etmek ve tedbirlerini görmek ve bu koca âlemi bir mükemmel memleket, bir muhteşem şehir, bir müzeyyen saray […]

OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

Osman Yüksel Serdengeçti, 15 Mayıs 1917 yılında Antalya’nın Akseki ilçesinde dünyaya gelmiştir. Asıl ismi Osman Zeki Yüksel’dir. Akseki Müftülerinden Salim Yüksel’in oğlu, Eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ahmed Hamdi Akseki’nin de yeğenidir. İlkokulu Akseki’de, ortaokulu Antalya’da, liseyi de Ankara’da okumuş, Dil Tarih Cografya Fakültesi Felsefe bölümü son sınıfında okurken 3 Mayıs 1944 de meydana gelen talebe […]

KUR’AN’LA MUARAZA KABİL DEĞİL

Eğer denilse: “Nasıl biliyoruz ki, kimse muaraza edemedi ve muaraza kàbil değil?” Elcevap: Eğer muaraza mümkün olsaydı, herhalde teşebbüs edilecekti. Çünkü muarazaya ihtiyaç şedit idi. Zira dinleri, malları, canları, iyalleri tehlikeye düşüyor; muaraza edilseydi kurtulurlardı. Eğer muaraza mümkün olsaydı, herhalde muaraza edecektiler. Eğer muaraza edilseydi, muaraza taraftarları kâfirler, münafıklar çok, hem pek çok olduğundan, herhalde […]

RİSALE-İ NUR YALVARMAZ

Aziz kardeşim; Senin mektuplarını iyi gördüm. Fakat şimdiki gazeteciler ve baştakiler, hakikatleri tam takdir edemiyorlar. Hem Risale-i Nur yalvarmaz; onlar yalvarmalı ve aramalı. Ve kıymetini takdir edip müşteri olduktan sonra onların yardımını kabul eder. Hem şimdi nazar-ı dikkati Risale-i Nur şakirtlerine celb etmemek münasiptir diye düşünüyorum. Fakat yedi sene Harb-i Umumîye bakmayan ve yirmi beş […]

TUFEYL BİN HARİS (RA)

Peygamber Efendimiz (ASM)’ın dedesi Abdülmuttalib’in amcasının oğlu olan Tufeyl bin Haris Mekke doğumludur. Babası Haris bin Muttalib, annesi Sühayle bint Huzai bin Huveyris’tir. Abdümenafoğulları kabilesine mensuptur. Tufeyl bin Haris, İslamiyeti henüz gizli tebliğ yıllarında Darul Erkam’dan önce kabul edip müminler arasına katılmıştır. Tufeyl, kardeşleri Husayn, Ubeyd bin Haris, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Osman bin Maz’un, […]

GÜNLÜK NAMAZ İBADETİMİZ

Meselâ, fecir zamanı, tulûa kadar, evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtar eder. Zuhr zamanı ise, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder ve onlardaki tecelliyât-ı rahmeti […]

İZMİR NUR TALEBELERİNDEN MUSA YUKARI

1930 yılında Denizli’ye bağlı Tavas’ın Ovacık Köyünde dünyaya gelen Musa Yukarı İzmir Nur Talebeleri arasında yer almıştır. İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Ayrancılar mahallesinde ikamet eden Musa Yukarı, 1960 yılında Emirdağ’da Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüştür. Musa Yukarı Ağabey Risale-i Nur Talebeliğinde yolu mahkeme ve hapishanelerden de geçen ağabeyler arasındadır. Kur’an’ın bu asırdaki en […]

MAKAM-I İBRAHİM NEREDEDİR?

Makamı İbrahim nedir? Bu tabir, Kur’an’da nerede geçmektedir? Hazret-i İbrahim (AS)ın Kabe’nin inşaatı sırasında üzerine çıkıp duvar örmek üzere kullandığı taşa ”Makam-ı İbrahim” denilmektedir. Mescid-i Haram içerisinde Kabe’ye yaklaşık 15-16 metre uzaklıktadır. Üzerinde Hz. İbrahim Aleyhisselam’ın ayak izleri olarak kabul edilen iki çukur bulunur. İbrahim Aleyhisselam daha sonra bu taşın üzerine çıkarak insanları Hacc’a davet […]