Girdi yapan Nurköy

KONYA TALEBELERİNDEN AHMED ATAK (AHMED REMZİ HATİP)

Ahmed Remzi Hatip, ya da Risale-i Nur’daki ismiyle Ahmed Atak, 31 Mart 1930 da Aydın Bozdoğan’da dünyaya gelmiştir. Babası İstiklal Savaşı Gazilerinden Kerküklü Miralay Hüseyin Cemaleddin Bey, annesi Sadiye Hanımdır. Cumhuriyet Senatosu Konya üyeliği ve 19. ncu dönem Konya Milletvekilliği yapmıştır. Lise yıllarında Konya’da Sabri Halıcı ve Zübeyr Gündüzalp’ın vesilesi ile Risale-i Nur’larla tanışmıştır.Ahmed Atak, […]

İLK BASILAN RİSALE, HAŞİR RİSALESİ

  Risale-i Nur’un matbaada ilk basılan eseri hangisidir? Ne zaman basılmıştır? Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin matbaalarda ilk basılan eseri Onuncu Söz Haşir Risalesi adlı eseridir.Risale-i Nur’un en önemli eserlerinden biri olan Haşir Risalesi öldükten sonra dirilmenin ispatının yapıldığı, insanın nefsini, aklını, kalbini doyuran bu risale Mart 1926 yılında Barla’da yazılmıştır. Bu eseri Barla’lı Tüccar […]

KÜFRÜ MUTLAKI ORTADAN KALDIRIR

Bu vatandaki milletin en büyük kuvveti olan âlem-i İslâmın teveccühünü ve hamiyetini ve uhuvvetini kırmak ve nefret verdirmek için, siyaseti dinsizliğe âlet ederek, perde altında küfr-ü mutlakı yerleştirmek isteyenler, hükûmeti iğfal ve adliyeyi iki defadır şaşırtıp, der: “Risale-i Nur şakirtleri, dini siyasete âlet eder; emniyete zarar vermek ihtimali var.” Halbuki, bu memlekete maddî ve manevî […]

İLK ŞEHİT YASİR BİN AMİR(RA)

Mezhiç kabilesinin Ans boyuna mensup olan Yasir bin Amir,  Yemen doğumludur. İslam’dan önce kardeşleri Haris ve Malik ile birlikte kayıp olan kardeşlerini aramak için Mekke’ye gelen Yasir, buraya yerleşir. O günün adeti üzere Mekke’li bir ailenin himayesine girip onunla anlaşma yapmak zorunda olan Yasir, Mahzumoğullarında Ebu Huzeyfe bin Muğire ile himaye anlaşması yapar. Ebu Huzeyfe […]

MADEM O VAR HERŞEY VAR

İşte, o pek acip ve çok hazin hâlette iken, iman ve Kur’ân’dan gelen bir medetle, فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de […]

BARLALI AHMED GÜVENÇ

Barla Nur Talebeleri arasında yeralan Ahmed Güvenç, Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Barla’da 8 yıl hizmetinde bulunan Marangoz Mustafa Çavuş’un oğludur. Üstad Hazetleri bir mektubunda Ahmed Güvenç’in kendisini ziyaretini babası hesabına kabul ettiğini ifade etmektedir. ”Nurların birinci medresesi olan ve ben ruhen çok alâkadar olduğum Barla’nın ehemmiyetli genç şakirdlerinden, aynen Denizli’den bana gelen Ahmed gibi Mehmed gibi […]

ÖMÜR SERMAYESİNİ İBADETE ÇEVİRMEK

Sünnet nedir? Sünnet-i Seniyye yolu, bu yolda gitmenin bize faydaları nelerdir? Allah’ın insanlardan uyulmasını istediği hayat tarzının bir nevi ifadesi ve Allah Rasulunun söz, fiil, emir, hareket tarzının ismi sünnet’tir. Peygamber Efendimiz (ASM)ın hali, sözleri, işlerine Sünnet-i Seniyye denilir. Efendimiz (ASM)ın yaşadığı, Allah’ın istediği,razı olduğu bir hayattır. İslam dini Kur’an, sünnet, icma-i ümmet, fakihlerin içtihatları […]

RUHUM GÜLLER GİBİ AÇIYOR

Sabri’nin bir fıkrasıdır. Eyyühe’l-Üstad; Eyyam-ı baharın herbir gününün, birer letâfet ve tarâvet-i bîmisâli ve acip tebeddülü, Fâtır-ı Akdes Hazretlerinin nihayetsiz kudret ve azametini irâe eylediği gibi, deryâ-yı Nurun da bînazîr ve hayret-bahş bir baharı; Minhaclar, Mirkatler, İstiâzeler ve emsâli lâtif, şirin, nuranî ezhâr ve esmâr-ı bînihayeleri, ehl-i iman ve tevhide taze hayat bahşediyorlar. Bu nurlar […]

ASHAB-I SUFFA’DAN MESUD BİN REBİ (RA)

Mesut bin Rebi, İslamiyetin ilk tebliğ yıllarında kelime-i şehadet getirip, Peygamber Efendimiz’e biat eden sahabeler arasında yer alır. Mekke’de müşriklerin çeşitli işkence ve zulümleri karşısında onlara imanı ile karşı koyar. Medine’ye yapılan hicrete kadar Mekke’de hayatını geçirir. Daha sonra Rasulullah’ın Medine’ye hicreti ile Mesut bin Rebi de Medine’ye yapılan hicrete katılır. Ashab-ı Suffa’nın vakur başlı […]

KAİNAT ANTİKA BİR SARAY

İkinci Hakikat Rahmâniyet hakikatidir Yani, gözümüzle görüyoruz: Birisi var ki, bize, zemin yüzünü rahmetin binlerle hediyeleriyle doldurmuş, bir ziyafetgâh yapmış ve Rahmâniyetin yüz binlerle ayrı ayrı lezzetli taamları içinde dizilmiş bir sofra etmiş; ve zemin içini rahîmiyet ve hakîmiyetin binlerle kıymettar ihsanlarını câmi’ bir mahzen yapmış; ve zemini, devr-i senevîsinde, bir ticaret gemisi hükmünde, her […]