Girdi yapan Nurköy

GÖNENLİ HAFIZ MEHMED ÖĞÜTÇÜ

  Balıkesir’e bağlı Gönen İlçesinde 1903 yılında dünyaya gelen Mehmed Öğütçü, Gönenli Hoca, Gönenli Mehmed Efendi olarak tanınmıştır. İlk öğrenimini ve hıfzını Gönen’de tamamladıktan sonra 1920 yılında İstanbul’a gelir. 1925 yılında kıraat ilminden icazet alır. Medreselerin kapatılması üzerine, İmam Hatip Mektebinin son sınıfına kabul edir ve bu okuldan mezun olur. Gönenli Mehmed Efendi ilk görevine […]

BEN BİR CENAZEYİM

Ölüm hakikatini her daim aklımızda tutmak, o gerçekle yaşamak için ne yapmalıyız? Ölüm hak hükmünün tasdik etmek ve bu hakikat ile hayatımızı düzenlemek için Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Lem’alar adlı eserinden On Birinci Lem’a da bizlerin nazarına sunulan şu bölümü tekrar tekrar okuyup ders almaya çalışmalıyız. Ölüm hak, ölümü düşünmek, alemin yok olacağını bilmek, hayalen, fikren […]

DEHŞETLİ YANGINDAN KURTULMAK İÇİN…

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَداً دَاۤئِمًا Aziz, sıddık kardeşlerim; On Dokuzuncu Sözün âhirinde Kur’ân’daki tekrarın ekser hikmetleri, Risale-i Nur’da dahi cereyan eder. Bilhassa ikinci hikmeti tam tamına vardır. O hikmet şudur: Herkes her vakit Kur’ân’a muhtaçtır. Fakat herkes, her vakit bütün Kur’ân’ı okumaya muktedir olamaz. Fakat […]

ABDULLAH BİN ÖMER (RA)

Abdullah bin Ömer, Ebu Abdurrahman olarak bilinse de, künyesi Ebu Abdurrahman Abdullah bin Ömer bin Hattabel Kureyşi el Adevidir. Hz. Ömer(RA)hın büyük oğlu, Peygamber Efendimiz(ASM)ın kayınbiraderidir. 613 yılında Mekke’de doğdu, babası Hz. Ömer ile birlikte müslüman oldu. Ailesiyle birlikte Medine’ye hicret etti. Bedir ve Uhud Gazvelerine katılmak istemesine rağmen yaşı küçük olduğu için Peygamber Efendimiz(ASM) […]

RIZIKSIZLIK YÜZÜNDEN ÖLENLER YOKTUR

BİRİNCİ NOKTA: وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اللهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ ”Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlı vardır. Onları da sizi de rızıklandıran Allahtır.” Ankebut Sûresi, 60.nci ayeti” اِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ ”Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan, ancak Allah’tır.” Zâriyat Sûresi, 58.nci ayeti” âyetlerinin sırrınca, […]

BURSA TALEBELERİNDEN ERDOĞAN(RIDVAN) UTANGAÇ

Erdoğan (Rıdvan) Utangaç, 1939 yılında Bursa’nın Aksu köyünde dünyaya gelmiştir. Meslek olarak meyvecilik ve çiftçilikle ugraşan Erdoğan(Rıdvan) Ağabey, hem üretim hem de alım satım işleri ile meşgul olmuştur. 1951 yılında 12 yaşındayken Risale-i Nur’ları tanıdığını dile getiren Rıdvan Ağabey o günleri hatıralarında şöyle anlatır: ”Köyümüzde Yaşar Şahin Ağabey vardı, ehl-i tarik bir ağabeydi ama Risale-i […]

DÜNYAYI BANA ZİNDAN ETTİNİZ

BİRİNCİSİ: Ehl-i dünya bana diyorlar ki: “Bizim usul-ü medeniyetimizi, tarz-ı hayatımızı ve suret-i telebbüsümüzü niçin sen kendine tatbik etmiyorsun? Demek bize muarızsın.” Ben de derim: Hey efendiler! Ne hakla bana usul-ü medeniyetinizi teklif ediyorsunuz? Halbuki siz, beni hukuk-u medeniyetten iskat etmiş gibi, haksız olarak beş sene bir köyde muhabereden ve ihtilâttan memnu’ bir tarzda ikamet […]

SAKIN SAKIN HOCALARLA MÜNAKAŞA ETMEYİNİZ

Aziz, sıddık kardeşlerim ve mübarek vârislerim ve emin vekillerim; Evvelâ: Size kat’î haber veriyorum ki, hakkımızda ve Risale-i Nur hizmetinde, inayet-i Rabbaniye ve tevfikat-ı Samedaniye devam ediyor. Zahiren çirkin perdeler altında, gayet güzel neticeler var. Bir zararımıza bedel, yüz menfaat bizlere ihsan ediliyor. Onun için, geçici, muvakkat sıkıntılara ve sarsıntılara ehemmiyet vermemek lâzımdır. Saniyen: Mümkün […]

MİDLAC BİN AMR (RA)

Amr bin Sumeyt’in oğlu olan Midlac bin Amr, Mekke’de dünyaya gelmiştir. Beni Abd-i Şems’in müttefiki, Beni Süleym’in bir kolu olan Beni Hicr kabilesine mensuptur. İslamı tebliğin başladığı ilk yıllarda müslüman olan Midlac bin Amr, Mekke’li müşriklerin her türlü eza, cefa ve işkenlerine imanı ie karşı koymuştur. Midlac, iki kardeşi Sakf ve Malik bin Amr ile […]

BU BİR İNSAN İŞİ OLAMAZ

Acaba birtek âyetin birtek işareti gözümüz önünde ulûm-u İslâmiyede müteaddit ilmî ve kevnî hakikatleri meyve veren bir kitabın binler böyle şehadetleriyle ve dâvâları ile, güneş gibi zuhur eden iman-ı haşrî hakikatsiz olması, güneşin inkârı belki kâinatın ademi gibi hiçbir cihet-i imkânı var mı? Ve yüz derece muhal ve bâtıl olmaz mı? Acaba, bir sultanın birtek […]