Girdi yapan Nurköy

MÜMİNİN MÜMİNE YARDIMI

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ  وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ ”Aziz kardeşim; Sizler sabah ve akşam duamda dahilsiniz. Siz dahi beni duanızda dahil ediniz. Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük yardımı dua iledir. Eğer bir adam, dostundan emin ise ki gurura girmez; onu şükre sevketmek için, tahdis-i nimet nev’inden ona ait […]

BEN İHTİYAR OLUYORUM

”Yeni Said niçin bu kadar şiddetle siyasetten tecennüb ediyor? Elcevap: Milyarlar seneden ziyade olan hayat-ı ebediyeye çalışmasını ve kazanmasını, meşkûk bir iki sene hayat-ı dünyeviyeye lüzumsuz, fuzulî bir surette karışmayla feda etmemek için; hem en mühim, en lüzumlu, en saf ve en hakikatli olan hizmet-i iman ve Kur’ân için şiddetle siyasetten kaçıyor. Çünkü, diyor: Ben […]

TAŞKÖPRÜLÜ SADIK (DEMİRELLİ) BEY

Binbaşı Mehmed Bey’in oğlu olan Taşköprülü Sadık Demirelli, 1902 senesinde Taşköprü’de doğdu. Asil ve eğitimli bir aileden gelen, Taşköprülü Sadık Bey, Sinop, Tosya, Kastamonu, Çankırı, Düzce ve Adapazarı havalisinin ün yapmış efesi idi. Kastamonu ve civarında, “Taşköprülü Sadık Bey” deyince dost ve düşman, O’na hürmetle saygı gösterirdi. Taşköprülü Sadık Bey, Ağa Adamdır. Onun bulunduğu yerde […]

KARINCA MİLLETİ

Risale-i Nur’larda geçen ”karınca milleti” ile ilgili bölümde anlatılmak istenen nedir? Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Denizli Mahkeme Müdafaasında, Eskişehir Mahkemesinde kendisine sorulan bir suale verdiği cevapta karıncaları misal vermektedir. Bu konu Üstad Hazretlerinin kendi kaleminden şöyledir: ”Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış, resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve lâtif bir vakıa-i […]

İNSANLARA SÖZLER’İ OKUMAK

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ     وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ ”Cemaate Sözler’i okumak zamanında, sendeki hissiyât-ı âliye ve fazla inkişaf ve fedakârâne hamiyet-i diniye galeyanının sırrı şudur ki: Velâyet-i kübrâ olan veraset-i Nübüvvetteki makam-ı tebliğin envarı altına girdiğin içindir. O vakit sen, dellâl-ı Kur’ân Said’in vekili, belki mânen aynı hükmüne geçtiğin içindir. Gurbet mektubuyla kamer ve zemin […]

SİHİR VE MUCİZE

”Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Kur’ân’dan sonra en büyük mu’cizesi kendi zâtıdır. Yani, onda içtima etmiş ahlâk-ı âliyedir ki, herbir haslette en yüksek tabakada olduğuna, dost ve düşman ittifak ediyorlar. Hattâ şecaat kahramanı Hazret-i Ali, mükerreren diyordu: “Harbin dehşetlendiği vakit, biz Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın arkasına iltica edip tahassun ediyorduk.” Ve hâkezâ, bütün ahlâk-ı hamîdede en […]

HİLMİ (SEMÂ) ERKAL

1891 yılında dogan Hilmi Semâ Erkal, Kastamonu’nun Tepelice köyündendir. Küçük Şeyhlerin Hilmi’si diye tanınmıştır. Dedelerinden kalma lakapları Semâ(Gök) olan Hilmi Bey, soyadı kanunu çıkınca aile olarak Erkal soyadını almışlardır. O yıllarda birçok mescid, tekke  yol ve park yapma bahanesi ile devrin idarecileri tarafından yıkılmaktadır. Atalarının, mübarek dergahlarını, mescidlerini yıkıp park yapmak isteyen Kastamonu Valisinin bu […]

DENİZLİ HAPİSHANESİ

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Isparta Savcısının talimatı üzerine 20 Eylül 1943 te Kastamonu’da tutuklanır, 13 Ekim 1943 tarihinde de Isparta’ya gönderilmek üzere yola çıkarılır. Kastamonu’dan alınan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Ankara üzerinden Isparta’ya sevk edilir. Yolculuk sırasında, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin sağ omuzunda muhafaza torbası içinde bir Kur’an’ı Kerim, sol omuzunda ise rulo yapılmış bir namaz […]

HAVUZU KAZANMANIN YOLU

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ     وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ ”Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı. Hususan benim gibi bir biçarenin kıymetinden bin derece ziyade ehemmiyet vermekle, bir batmanı kaldırmayan zaif omuzuna binler batman ağırlığı yüklense, altında ezilir. Lillâhilhamd, Risaletü’n-Nur, bu asrı, belki […]

MANEVİ ŞÜKÜR

”Evhamlı birkaç sualin cevabıdır. BİRİNCİSİ: Ehl-i dünya bana der: “Neyle yaşıyorsun? Çalışmadan nasıl geçiniyorsun? Memleketimizde tembelce oturanları ve başkasının sa’yiyle geçinenleri istemiyoruz.” Elcevap: Ben iktisat ve bereketle yaşıyorum. Rezzâkımdan başka kimsenin minnetini almıyorum ve almamaya da karar vermişim. Evet, günde yüz para, belki kırk para ile yaşayan bir adam, başkasının minnetini almaz. Şu meselenin izahını […]