ESKİ DÖNEM MEDRESE HAYATI

Üstad Bediüzzaman Hazretleri,talebelerin yeme, içme gibi ihtiyaclarını nasıl gidermiştir?

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Eski Said döneminde; hem kendisinin, hem talebelerinin, hem de medresenin ihtiyaçı Van Evkafının medresesi için ayırdığı imkan ve paralarla karşılanmıştır.

Osmanlı döneminde, Evkaf Nezareti ulema ve medreseler için bir bütçe ayırıyordu. Bu bütçe her ilde ihtiyacı olan medreselere veriliyordu. Van Evkaf İdaresi de, Üstad Hazretleri’nin medrese hizmeti ihtiyaclarını ödenek ayırarak karşılamıştır.

Osmanlı döneminde, medrese hizmetleri şu şekilde yapılmıştır. Bir alim istediği bir köyde Allah rızası için bir medrese açar. Medrese talebelerinin ihtiyacı ya alim tarafından veya ahali tarafından karşılanırdı. Veya, Evkaf İdaresi bütçesinden masraflar ödenirdi.

Doğu Anadolu da ise, ”Ratıp” diye ifade edilen bir usulle de masraflar giderilirdi. Kürtçe bir ifade olan Ratıp, her bir talebe, bir köylünün evine kabını götürerek evde pişirilenden alır, medreseye getirirdi.Veya medrese sahibinin itibarı varsa yemek masraflarını köylüler üzerine alır. Yemek medreselerde pişirilirdi. Bu iki metoda Ratıp denirdi.

Tarihçe-i Hayatta bu konu şu şekilde yer almaktadır:

”Şarkî Anadolu’da medrese teşkilâtındaki hususiyetlerden birisi şudur ki: İcazet almış bir âlim, istediği köyde hasbeten lillâh bir medrese açar. Medrese talebelerinin ihtiyacı, iktidarı olursa medrese sahibi tarafından, iktidarı yoksa halk tarafından temin edilir; hoca meccanen ders verir, talebelerin iaşe ve levazımatını da halk deruhte ederdi. Bunların içinde yalnız Molla Said, hiçbir suretle zekât almıyordu. Zekât ve başkasının eser-i minneti olan bir parayı kat’iyen kabul etmiyordu.

HAŞİYE :
Zekât ve sadaka ve mukabilsiz hiçbir şey almadığının sebep ve hikmeti, Risale-i Nur’dan İkinci Mektup ve sair risalelerde beyan edilmiştir. Evet, Molla Said’in istikbalde Risale-i Nur’la göreceği hizmet-i imaniyeyi kemâl-i ihlâsla ifası ve bu hizmetin meydana gelebilmesi için “uhrevî hizmetin mukabilinde hiçbir şey talep etmemek” olan kudsî düsturun icmâlî bir fihristesi, daha küçük yaşında iken rahmet-i İlâhiye tarafından ruhunda yerleştirilmişti.”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir