Lahika Mektublarında, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, talebelerine sıklıkla, “Aziz, Sıddık, Fedakar, Kahraman Gayretli Kardeşlerim.” şeklinde hitap ediyor. Bu kelime ve tabirlerle verilmek istenen mesajı nasıl anlamalıyız? Evet, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bütün mektuplarının başında aziz, sıddık, fedakâr, kahraman, gayretli kardeşlerim gibi tabirleri kullanmıştır. Çok dürüst, çok doğru anlamında olan sıddık, ıstılah manada ise, […]

”Birinci neticesi: Sadakat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var. İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle, herbir hakikî sadık şakirdi binler dillerle, kalblerle dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisanla tesbih etmektir. […]

Risale-i Dünya işlerine alet edilmez, sözü ile anlatılmak istenen nedir? Risale-i Nur’u Allah’ın rızasına ulaşmada bir araç olarak görmek değil de, işlerim iyi gitsin, şu imtihanı geçeyim veya manevi bir makam elde etmede bir araç olarak görerek okumak doğru degildir. Eğer bu maksatlarla okunursa, ihlas kırılır. Burada insanın amacı Allah rızasıdır. Ama işlerimiz iyi gider, […]

Risalelerde geçen,”Ma-i Nisan” kelimesini nasıl anlamalıyız? Bahar aylarındaki yağmurlardan bilhassa, Nisan yağmuru bitki ve canlılar için hayati bir öneme sahiptir. Kış mevsiminde kurumuş, ölmüş yeryüzü, Nisan yağmuru ile bahar da yeniden hayat bulur. Çiftçilikle uğraşan insanlar, Nisan yağmurunun kıymetini iyi bilir. Nisan yağmurundan önce yedi ayda bir karış olan mahsul, Nisan yağmuru ile bir haftada […]

Bu asırda insanların en fazla şikayet ettiği konuların başında geçim sıkıntısı gelmekte. Zira insanlar eline geçenle yetinmemekte. Kanaat etmemekte, daima daha yüksek noktalara ulaşmayı hedeflemekte. Bu da onları şikayetçi hale getirmekte. Temel sebeb bize göre, insanın elindekine kanaat etmemesi. Risale-i Nur’u tanıyıp, O’nun dairesi içine giren insanların ise geçim derdinin azaldığı bir gerçek. Fakat, daire […]

”Risale-i Nur talebelerinden bir kısım kardeşlerimin, benim haddimin çok fevkinde hüsn-ü zanlarını ve ifratlarını tâdil etmek için ihtar edilen bir muhaveredir. Bundan kırk elli sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (rahmetullahi aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum. O merhum kardeşim, evliya-i azimeden olan Hazret-i Ziyaeddin’nin (k.s.) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane muhabbet […]

”Bu zamanda, lillâhilhamd, Sünnet-i Seniye dairesinde kemâl-i imanı kazanan Risale-i Nur şakirtleri evliyaların, mürşidlerin nazar-ı dikkatini celb edecek vaziyeti aldığından, her zamanda bulunan hakikî mürşidler, her halde bu zamanda Risale-i Nur şakirtlerine müşteri olurlar. Birisini elde etse, yirmi mürid kadar kıymet verirler. Hem, zevkli ve cazibedar velâyet tereşşuhatı karşısında Risale-i Nur’un hizmetindeki meşakkat, mücahede, külfet […]

”Feyzi kardeşim; Sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın. Hapishanede -Allah rahmet eylesin- mühim bir şeyh ve mürşid ve cazibedar bir Nakşî evliyasından bir zât, dört ay mütemadiyen Risale-i Nur’un elli altmış şakirtleri içinde celbkârâne sohbet ettiği halde, yalnız birtek şakirdi muvakkaten kendine çekebildi. Mütebakisi, o cazibedar şeyhe karşı müstağni kaldılar. Risale-i […]

İnsan, ibadetlerinin ve hizmetlerinin bazen neticelerini görmek istiyor. Birisi, insan, yaptığı ibadet ve hizmetin ruhuna verdiği huşu, huzur ve manevi lezzeti yaşaması. İnsanın bunu araması, umması ona zarar vermez, bizce bir sakıncası da yoktur. İkincisi ise, aradığı şey manevi makamlara yükselmekse bunda sakıncalar var. İnsanın nefsine teşvik için verilen manevi lezzetlere tutkun olmak insan için […]

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ”Risale-i Nur talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: “Bende unutkanlık hastalığı tezayüt ediyor, ne yapayım?” Ben de dedim: “Mümkün oldukça nâmahreme nazar etme. Çünkü rivayet var: İmam-ı Şâfiî’nin (r.a.) dediği gibi, haram nazar, nisyan verir.” Evet, ehl-i İslâmda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye heyecana gelip, vücudunda su-i […]