GÖKYÜZÜ MUHTEŞEM BİR KİTAP

”Ve madem tanzim etmek ve bilhassa gayeleri takip etmek ve maslahatları gözeterek bir intizam vermek, yalnız ilim ve hikmetle olur ve irade ve ihtiyar ile yapılır. Elbette ve her halde, bu hikmetperverâne intizam ve bu gözümüz önündeki maslahatkârâne çeşit çeşit hadsiz intizamat-ı mahlûkat, bedahet derecesinde delâlet ve şehadet eder ki, bu mevcudatın Hâlıkı ve Müdebbiri birdir, fâildir, muhtardır. Herşey Onun kudretiyle vücuda gelir, Onun iradesiyle birer vaziyet-i mahsusa alır ve Onun ihtiyarıyla bir suret-i muntazama giyer.

Hem, madem bu misafirhane-i dünyanın sobalı lâmbası birdir ve rûznâmeli kandili birdir ve rahmetli süngeri birdir ve ateşli aşçısı birdir ve hayatlı şurubu birdir ve himâyetli tarlası birdir. Bir, bir, bir; tâ bin birler kadar…
Elbette, bu bir birler bedahetle şehadet eder ki, bu misafirhanenin Sânii ve Sahibi birdir. Hem gayet kerîm ve misafirperverdir ki, bu yüksek ve büyük memurlarını zîhayat yolcularına hizmetkâr edip istirahatlarına çalıştırıyor.”
(Şualar, Yedinci Şua)

Bir ülkedeki kanunlar, asayiş, hukuk, imar ve sistem o  memleketin bir sahibinin olduğunu ve bir hükümet tarafından idare edildiğini bize gösterir. Aynı şekilde şu kainat ve dünyadaki intizam, düzen, sistem, ahenk, kanunlar, unsurlar arasındaki yardımlaşma ve dayanışma, mükemmel icraat ve fiillerin bulunması, bu kainat ve dünyanın da sahipsiz olmadığını ve her şeyine hükmeden Rabbi’nin bir ve tek olduğunu bize gösterir.

Güneşin belli bir ölçü ve yörüngede dönmesi ve dönerken dünyamıza hem lamba hem de soba vazifesi görmesi, açık ve net bir dille, Allah’ın varlığını ve birliğini bize gösterir. Zira güneşin cansız ve yakıcı cisminin, hassas bir ölçü ile bir yörünge takip etmesi ve bizim dünyamızı bilip bize şefkat etmesi düşünülemez. Öyle ise güneşi çekip çeviren ve bize itaat ettiren şefkatli bir el var, bu da Allah’tan başkası değildir.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, burada dünyayı bir misafirhane olarak ele alıyor. Güneş’te dünya misafirlerine tayin edilmiş, bir soba ve lambadır. Dünya misafirleri, bu soba ve lamba ile ağırlanıyor. Ay ise, bu misafirlere takvim görevi yapmaktadır. Dünya, güneş ve ay arasında sıkı bir bağ var, birisi olmadan diğeri olamaz. Demek dünya kiminse güneş de onundur.

Aklı başında olan bir adam kainatı inceliğinde, onun sahip ve malikinin bir ve tek olduğunu rahatlıkla görür ve kabul eder.

Gökyüzü tevhidi ispat eden muazzam bir kitap, onun içinde bulunan sayısız yıldız ve galaksiler de bu tevhidi detayı ile izah eden sayfalar hükmündedir. Hepsi birden Allah’ın varlığına ve birliğine açık bir şekilde  şahitlik ediyorlar. İnsan kafasını kaldırıp gökyüzü kitabına ve onun parlak sayfalarına baksa, Allah’ın varlığına ve birliğine sayısız parlak delilleri görecektir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir