Girdi yapan Nurköy

GÖZLERİM HAZİN HAZİN YAŞARIYORDU

İkinci Sabri ve ikinci Hüsrev ve birinci Ali’nin fıkrasıdır. Ey Yüce Üstad; Cenâb-ı Erhamü’r-Râhimîne çok şükürler ki, size, o muazzam Kitâb-ı Mübînin hazine-i hakâikinin miftahını, rahmetiyle ihsan buyurmuş. O hakaik-i azîme ki, bütün dünya halkının eşedd-i ihtiyaç ve atş ile, sabırsızlıkla, mütereddid, mütehayyir, “Acaba bir âb-ı hayat bulacak mıyız?” diye bir hâlette iken, o mahfuz […]

HİND BİNT-İ ATİK (R. ANHA)

Hind bint-i Atik, Miladi 586-590 yıları arasında Mekke’de doğmuştur. Annesi Hz. Hatice bint-i Huveylid, babası Atik bin Aiz bin Abdullah’dır. Hz. Hatice(RA), Peygamber Efendimiz(ASM) ile evlendiği zaman ilk kocasından iki oğlu ve ikinci kocasından da bir kızı vardı. Hind bint-i Atik, Rasulullah(ASM)ın terbiyesi altında yetişmiş ve O’nun ile Yirmi Beş yıl birlikte bir hayat yaşamıştır. […]

EMNİYETLİ SELAMETLİ BİR GEMİ

”İşte, o pek acip ve çok hazin hâlette iken, iman ve Kur’ân’dan gelen bir medetle, فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de […]

NUR POSTACISI ŞÜKRÜ ALTUĞ

Isparta’nın Sav Kasabasında 1917 yılında doğan Şükrü Altuğ, Risale-i Nur’da ”Savalı Ahmed” adı ile anılan Ahmed Altuğ’un kardeşidir. Şükrü Altuğ’da ağabeyleri Ahmed ve Süleyman gibi o yıllarda cesurca Risale-i Nur’a hizmet edenler arasında yeralmıştır. Üstad Hazretlerinin ifadesiyle ”Sav’ın baş talebesi” Ahmed’in küçük kardeşi olan Şükrü okuma yazma bilmezdi. O da yazılan Risale-i Nur’ları torbasına koyar […]

İSLAMİYETSİZ İMAN İNSANI KURTARIR MI?

Bir insan sadece iman ederek, İslamın bazı hükümlerini kabul etmezse kurtuluşa erebilirmi? Bir kişi, imanın altı şartını kabul ettiği halde, İslam’ın tek bir hükmünü tasdik etmezse imanı sahih olmaz. İslamiyetsiz iman insanı kurtarmaz. İmanın altı şartını kabul ettiği gibi, İslamın hükümlerini de kabul etmelidir. Bu konu Risale-i Nur’da şöyle açıklanmaktadır. ”Acaba İslâmiyetsiz iman, medar-ı necat […]

MANEVİ ÇOK GENİŞ BİR MECLİSTE

Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Sizin leyle-i Berâtınızı ve gelecek Ramazanınızı tebrik eder ve bu gelecek leyle-i Kadri hakkınızda ve hakkımızda bin aydan daha hayırlı olmasını ve defter-i a’mâlimize böyle geçmesini Cenâb-ı Haktan niyaz ediyoruz. Ve böylece, bayrama kadar اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ لَيْلَةَ قَدْرِنَا فِى هٰذَا الرَّمَضَانَ خَيْرًا مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ لَنَا وَلِطَلَبَةِ الرَّسَاۤئِلِ النُّورِ الصَّادِقِينَ duasını […]

MA’MER BİN HARİS (RA)

Mekke’de doğan Ma’mer bin Haris, Kureyş’in Cumah Oğulları koluna mensuptur. Sahabeden Osman Bin Maz’un yegeni olan Ma’mer bin Haris, Hatib ve Hattab bin Haris’in kardeşidir.  Rasulullah’ın Darül Erkam’a girip halkı gizlice İslama davete başlamasından önce müslüman olmuştur. İslamiyeti kabul eden Ma’mer, diğer müslümanlar gibi o da müşriklerin eza, cefa ve işkencelerine maruz kalır. İmanından zerre […]

KALB VE BAKIŞIN MADDİLEŞMESİ

İkinci varta ve çare-i necat: Bu dahi iki meseledir: Birincisi: Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya mâsiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli meseleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler. Evet, o mânen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve mâneviyatta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve […]

SAV KAHRAMANLARINDAN AHMED SOYLU

1913 yılında Sav Köyünde dünyaya gelen Ahmed Soylu, Sav Köyü Nur Talebelerindendir. Babası ile birlikte iman ve Kur’an hizmetinde bulunmuştur. Sav Köyünde o dönem en korkulu günlerde Risale-i Nurların elle çoğaltılıp, memleketin dört bir yanına gönderilmesi için büyük gayret gösterenler arasında yer alan Ahmed Soylu, babası Mehmed ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi ile birlikte Denizli […]

YAZI VARDI EBU CEHİL

İslamiyetten önceki dönemler niye Cahiliye dönemi ismi ile anılıyor, o dönemde yazı yokmuydu? Arapların, İslamiyetten önceki dönemine Cahiliye dönemi denilmesi yazı olmamasndan dolayı değildir. Cehalet, bilmemek değil, yanlış bilmektir. İslamiyet öncesinde Araplar putlara taptıkları için okumaya yazmaya ve kitaba önem vermiyorlardı. Fakat içlerinde okuma yazma bilenler bulunmaktaydı. Beni İsrail alimleri Tevrat’ın izahlarını yaptıkları yüzlerce kitapları […]