Girdi yapan Nurköy

BELA VE MUSİBETLERE KARŞI SABIR

ÜÇÜNCÜ SUALİNİZ: Cenâb-ı Hak musibetleri veriyor, belâları musallat ediyor. Hususan masumlara, hattâ hayvanlara bu zulüm değil mi? Elcevap: Hâşâ! Mülk Onundur; mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Hem acaba, san’atkâr bir zât, bir ücret mukàbilinde seni bir model yapıp, gayet san’atkârâne yaptığı murassâ bir libası sana giydiriyor; hünerini, maharetini göstermek için kısaltıyor, uzaltıyor, biçiyor, kesiyor, seni […]

YARALI RUHLARA MERHEM

Sabri’nin fıkrasıdır. Üstad-ı Âzam Efendim Hazretleri; Bu defa hoş ve lâtif tevafukatıyla nuranî yolculara dest-i mânevîsini uzatarak, ziyâdar parmağıyla “Bizler başıboş, gelişi güzel serpilmiş şeyler değiliz. Belki muvazene-i tâm ve tevafuk-u hakikiye ve bir kıyâs-ı kat’iye ile inkişaf ve temevvüc eden kitab-ı semâviyye-i Kur’âniyenin misalsiz birer yıldızlarıyız” diyerek, bâlâsı zîrine, sağı soluna eyâdî-i mânevîsiyle musafaha […]

HZ. ABBAS’IN AZADLISI EBU RAFİ (RA)

Ebu Rafi, aslen Mısır’lı olup, Abbas bin Abdülmuttalip’in kölesidir. Asıl adı tam olarak bilinmemektedir. İslamiyetin ilk tebliğ yıllarında Müslüman olan Ebu Rafi, köle olması sebebiyle müşriklerin zulüm ve baskısından çekinip müslüman olduğunu açık etmemiştir. İslamiyeti ilk yıllarda kaabul eden Ebu Rafi, bu konuda şöyle der: ”Ben, Abbas bin Abdülmuttalip’in kölesi idim. İslamiyet ev halkı içinde […]

BASİT BİR TOPRAK VE DENİZDEN

Dördüncü Hakikat olan Otuz Üçüncü Mertebe rahîmiyet ve rezzâkiyet hakikatidir. Yani, umum zemin yüzünde ve içinde ve havasında ve denizinde bütün zîhayatın ve bilhassa zîruhun ve bilhassa âciz ve zaiflerin ve bilhassa yavruların, hem maddî ve midevî, hem mânevî bütün rızıklarını, şefkatkârâne, kuru ve basit bir topraktan ve câmid ve kemik gibi kuru odun parçalarından […]

VAN’LI TALEBE ABDÜLBAKİ ARVAS

Abdülbaki Arvasi, Van ilinin Arvas köyünde 1899 da dünyaya gelmiştir. Babası eski Van Müftülerinden Şeyh Masum Efendi, dedesi ise Seyyid Fehim Efendidir. 1.nci Dünya Savaşından önce Van’da idadi(lise) de okurken sık sık okula gitmeyip, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Horhor’daki medresesine gittiğini dile getiren Abdülbaki, o günleri şöyle anlatır: ”Üstad bana,”Niçin mektebe gitmedin, yine mi kaçtın?” derdi. […]

MAHREM BİR SUALE CEVAP

Mahrem bir suale cevaptır. Şu sırr-ı inâyet, eskiden mahremce yazılmış, On Dördüncü Sözün âhirine ilhak edilmişti. Her nasılsa ekser müstensihler unutup yazmamışlardı. Demek münasip ve lâyık mevkii burasıymış ki, gizli kalmış. Benden sual ediyorsun: “Neden senin Kur’ân’dan yazdığın Sözlerde bir kuvvet, bir tesir var ki, müfessirlerin ve âriflerin sözlerinde nadiren bulunur? Bazan bir satırda bir […]

ÜÇYÜZ BİN ALTIYÜZ YİRMİ HARF

Aziz, sıddık kardeşlerim; Sizi tebrik ediyoruz; hakikaten müdakkik hâfızlarsınız. Hüsrev’in yazdığı Kur’ân’da incecik sehivlerini bulmanız, hıfzınızın kuvvetine tam delâlet ediyor. Bizler size minnettar olduk ve teşekkür ediyoruz. Cenâb-ı Hak sizlerden ebeden râzı olsun. Bu münasebetle, Risale-i Nur’un bir kahramanı olan Hüsrev, Risale-i Nur’un hizmetinde gösterdiği harikaları nümune olmak için bir kısmını beyan edeceğiz. Şöyle ki: […]

ÜMMÜ FADL HATUN (R.ANHA)

Kinane kabilesine mensup olan Ümmü Fadl, Mekke’de doğmuştur. Asıl adı Lübabe’dir. Annesi Hind bint-i Avf, babası Haris İbni Hazendir. İlk çocuğu Fadl’dan dolayı Ümmü Fadl künyesi ile tanınmıştır. Peygamber Efendimiz’in amcası Abbas bin Abdülmuttalip’in hanımıdır. Hz. Hatice (RA)dan sonra Mekke’de İslamı kabul eden hanım sahabidir. İslamiyetin ilk yıllarında İslam’la şereflenen Ümmü Fadl’ın kız kardeşlerinden Esma, […]

ALLAH’IN RAHMET ESERLERİNE BAKMAK

Haşir Bahsi İHTAR: Şu risalelerde teşbih ve temsilleri hikâyeler suretinde yazdığımın sebebi, hem teshil, hem hakaik-ı İslâmiye ne kadar makul, mütenasip, muhkem, mütesanit olduğunu göstermektir. Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinâiyat kabilinden, yalnız onlara delâlet ederler. Demek hayalî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْـيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاؕ […]

MOLLA ABDÜLBARİ POLAT

Molla Abdülbari Polat, 1914 yılında Ağrı’da dünyaya gelmiştir. Eleşkirt ve Ağrı’da müftü olarak görev yapmıştır. Abdülbari Polat, din alimi ve mütefekkir olarak Ağrı’lı alimler arasında yer almıştır. 1957 yılında Ağrı’dan Molla Nazır ve Molla Muhammed adlı iki arkadaşı ile Isparta’da bulunan Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüştür. Emekli Müftü Molla Abdülbari Polat, […]