AYDIN’LI HİLMİ ÇELİK
Hilmi Çelik,1937 yılında Aydın’ın Karacasu ilçesinde dünyaya gelmiştir.1955 yılında İzmir Gaziemir Hava Uçak Bakım Okulundan Jet Makinisti olarak mezun olmuştur. 1956 yılında Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Makinist Astsubay olarak görev yapmıştır.
Gördüğü bir rüya ve Tarihçe-i Hayat adlı Risale-i Nur eseriyle Risale-i Nurları tanıyan Hilmi Çelik, 1958 yılında Üstad Bediüzzaman Hazretlerini, Isparta’da ziyaret eder, elini öper duasını alır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile görüşmesinde ”Nerelisin” sorusuna ”Aydın’lıyım ve oraya gidecem” demesi üzerine Üstad Hazretleri, ”Zübeyr, bu Aydın Hapishanesine gitsin, Dört Mehmed’leri ziyaret etsin, onlara selam söylesin, merak etmesinler ilk celsede çıkacaklar.” der.
O yıllarda Risale-i Nur davasından Terzi Mehmed, Keresteci Mehmed, Otelci Mehmed, Sarraf Mehmed, Aydın Hapishanesinde bulunuyordu.
Hilmi Çelik, Risale-i Nur’ları nasıl tanıdığını şöyle anlatır:
”1956 yılında rüyamda, ”Sahabeler atlar üzerinde, harpten geliyorlar ve bana incir ağacının altıda bir zatı işaret ediyorlar.” Ben daha o zaman Üstad Hazretlerini tanımıyordum. Daha sonra Astsubay arkadaşım Necdet Fırat bana Eşref Edib’in ”Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatı” adlı eserini okumam için verdi. Kitabın içinde Üstad’ın Fatih Camiinde çekilmiş resmini görünce, rüyamda bana işaret edilen Zat’ın, O olduğunu anladım.”
1958 yılının Haziran Ayında, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etmeye karar veren Hilmi Çelik, o günün şartlarında bir kamyon ile Bolvadin’e gider. Isparta’ya gitmek için önce Çay İstasyonuna oradan trenle ikindi vakti Isparta’ya gelir. Elindeki adres Nuri Benli’nin dükkanıdır. Nuri Benli’ye selam verip içeri giren Hilmi Çelik’e,”Nerdesin kardeşim, Ağabeyler seni almaya geldiler.”der.
Tahiri ve Sungur Ağabeyler gelmişler, Hilmi Çelik geç kalınca gitmişler. ”İkindiden sonra, Üstad kabul etmiyor.” denilince Hilmi Çelik o geceyi orada geçirir. Sabah olunca doğruca Üstad Hazretlerinin kaldığı eve giden Hilmi Çelik, kapıyı çalar, kapıyı Zübeyr Ağabey açar.
”Kardeşim, Üstadımız çok hasta, ziyaretçi kabul edemiyor.” Üstad’ın yanına çıkar ve iner, ”Üstad seni talebeliğine kabul etti.” der. Bu sözü duyan Hilmi Çelik, bir anda ağlamaya başlar. Bu durumu gören Zübeyr Ağabey, ”Dur kardeşim ben seni Üstad ile görüştüreceğim.” diye onu teselli eder. O sırada Üstad, Barla’ya gitmek ister. Ceylan Ağabey, bir kamyonet bulmaya gider. Hilmi Çelik 50 metre ileride bekler. Üstad kapıya gelince onu görür ve yanına çağırır. Koşarak Üstad’ın yanına giden Hilmi Çelik, elini öper, sarılır. Üstad, ”Maşaallah! Kardeşim” der, eliyle başını alnına kadar sıvazlar. Üstad, ”Nereden geliyorsun” der. Balıkesir’den geldiğini söyleyen Hilmi Çelik, Muzaffer Erdem, Tabancalı Hüseyin, Ömer Alaçam ve diğer ağabeylerin selamını söyler. Üstad, ”Aleyküm Selam” ve ”Nerelisin” diye sorar.
Aydınlı olduğunu ve Aydın’a gideceğini söyleyen Hilmi Çelik’e, Üstad, ”Zübeyr, bu Aydın Hapishanesine gitsin, dört Mehmed’leri ziyaret etsin, onlara selam söylesin, merak etmesinler ilk celsede çıkacaklar.” müjdesini verir. Bu sırada Ceylan Ağabey üstü açık bir kamyonetle gelir. Üstad Haretleri Zübeyr ve Ceylan Ağabeylerle beraber Barla’ya giderler.
Isparta’da Üstad Hazretlerini ziyaret eden Hilmi Çelik, Aydın’a gider. Hapishanedeki, Dört Mehmed Ağabeylerle görüşür onlara Üstad Hazretlerinin selam ve müjdesini verir. 1962 yılında Hilmi Çelik hakkında Risale-i Nur dersleri sebebiyle dava açılır, bu davadan beraat eder. Berat etmesine rağmen, astsubaylıktan ihraç edilir.
Hayatını İman-Kur’an hizmeti Risale-i Nur’larla geçiren Hilmi Çelik 31 Ekim 2017 yılında vefat eder. Kendisine, Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!