Girdi yapan Nurköy

BİR ADAMIN İMANI

Nur fabrikasının sahibi Hâfız Ali’nin ve mübareklerin köyleri ortasında, duada, Sav Köyü mevki almış. Tam bir senedir ahyâ yüzünden emvat dahi hisse alıyorlar. Risaletü’n-Nur’un hizmetinde ekser şakirtleri birer nevi keramet ve ikram-ı İlâhî hissettikleri gibi, bu âciz kardeşiniz çok muhtaç olduğu için, çok nevilerini ve çeşitlerini hissediyorum. Ve bu sıralarda bu havalideki şakirtler, yeminle itiraf […]

AKILDAN ZİYADE KALBE BAKAR

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ’in binler esrarından altı sırrına dairdir. İHTAR: Besmelenin rahmet noktasında parlak bir nuru, sönük aklıma uzaktan göründü. Onu, kendi nefsim için, nota suretinde kaydetmek istedim. Ve yirmi otuz kadar sırlar ile, o nurun etrafında bir daire çevirmekle avlamak ve zaptetmek arzu ettim. Fakat, maatteessüf, şimdilik o arzuma tam muvaffak olamadım. Yirmi […]

SURET,SİRET,SİMA

Suret, Siret, Sima kelimeleri arasındaki farklılıklar nelerdir? Suret, kelimesi biçim, görünüş,dıştan görünen şekil anlamına geliyor. Siret, ise bir kimsenin iç hâli, hareketi, ahlâkı, insanın tutmuş olduğu manevi yol gibi anlamları taşır. Sima ise yüz, çehre anlamınadır. Surette, dış görüntü öne çıkıyor. Simada belli bir bölge özel bir kimliktir. Sirette ise, görünmeyen, haller öne çıkıyor. Yani […]

İMAN HAKİKATLERİ KALBLERİ FETHEDİYOR

Aziz ve sıddık ve hâlis kardeşlerim; Rabb-i Rahîmime hadsiz şükür olsun ki, sizin gibileri Risaletü’n-Nur’a sahip ve nâşir ve muhafız halk etmiş; benim gibi âciz bir biçarenin zaif omuzundaki ağır yükü çok hafifleştirmiş. Kardeşlerim, bu defa üç mektubunuzda birden üç Hulûsi, üç Sabri, üç Hakkı gibi kıymettar dokuz kardeşi gördüm. Hapiste, Abdurrahman’ın pederi yerinde benim […]

MÜMİN’İN ÜÇ BÜYÜK İMTİHANI

هَلَكَ النَّاسُ اِلاَّ الْعاَلِمُونَ وَهَلَكَ الْعَالِمُونَ اِلاَّ الْعَامِلوُنَ وَهَلَكَ الْعَامِلُونَ اِلاَّ الْمُخْلِصُونَ وَالْمُخْلِصُونَ عَلٰى خَطَرٍ عَظِيمٍ “İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.”(Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ 2:415; Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn 3:414.) Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü […]

KELEPÇE TAKMAYINCA

Rasim Güden,Afyon’da karakol jandarma kumandan vekili,vazifesi gereği Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini, hapishaneden mahkemeye getirip götürmektedir. Üstad Bediüzzaman Hazretlerini beş altı kez hapishaneden mahkemeye getirip götürdüğünü hatıralarında anlatan Rasim Güden, “Bediüzzaman başına şapka giymezdi. Mahkemeye girdi. Hakim doğu kökenliydi. Bediüzzaman’a: “Şapkayı niçin giymeden geldin? Kanunen şapka giymemenin yasak olduğunu bilmiyor musun?” dedi. Bediüzzaman ona: “Sen […]

İMAN KURTARMA HİZMETİ

Şu fıkra Mesud Efendinindir. Ey benim muhterem Üstadım; Hadd-i bülûğumdan bu âna kadar, lâîn şeytanın zırhından mâmul bir sanduka derûnunda kilitlemiş olduğu akl-ı uhrevî ve imanımı tazyik altına almıştı. Duanız sayesinde ve bana karşı göstermiş olduğunuz hüsn-ü niyet ve nasihatlerin semeresi olarak, ancak yedi senede, Üstadımın dua yumruğuyla lâîn şeytanın zırh sandukası kırılarak, imanımı tekrar […]

AY,GÜNEŞ VE YILDIZLAR

HAMİSEN: Bir mektupta, buradaki hissiyatıma hissedar olmak arzusunu yazmıştın. İşte binden birini işit. Bir gece, yüz tabakalık irtifada, bir katran ağacının başındaki yuvada, semânın yıldızlarla yaldızlanmış güzel yüzüne baktım; Kur’ân-ı Hakîmin  فَلاَ اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ – اَلْجَوَارِ الْكُنَّسِ “Yemin olsun gizlenen ve açığa çıkan yıldızlara.” (Tekvir Sûresi,15-16 ayeti) kaseminde ulvî bir nur-u i’câz ve parlak bir […]

SELAM VERİNCE HAPSE ATILAN ŞEFİK SARIOĞLU

Şefik Sarıoğlu 1905’de Milâs’ta doğdu. Milâs’ta “Şefik Bey” olarak bilinen bu Eskişehir maznunu Üstad Bediüzzaman Hazretlerine selam verdiği için tutuklanarak hapse atılmıştır. Sekiz arkadaşı ile beraber 26 Nisan 1935 yılında tutuklanmış ve daha sonra Isparta’ya gönderilmiştir. O gün yayınlanan Tan gazetesinde bu haber şöyle yer almıştır: Tan, 5 Mayıs 1935 “İrtica hazırlayan bir şebeke tutuldu. […]

KONYA ULEMASINDAN MEHMED VEHBİ EFENDİ

Mehmed Vehbi Efendi, (Vehbi Çelik), 1862 yılında Konya’nın Hadim kazası Kongul köyünde dünyaya geldi. Ulemadan Çelik Hüseyin Efendi’nin oğludur. Tahsiline köy mektebinde başladı. Ambarlıza-de Mehmet Efendi’den Kur’an-ı Kerim’i hatmetti, tecvid ve ilmihal okudu. 1882 yılında da Konya’ya gelerek Şirvani-ye Medresesi’ne kaydoldu. Konya Müftüsü büyük âlim Kadınhanlı Hacı Hüseyin Efendi’den Molla Cami, Tavaslı Osman Efendi’den de […]