Girdi yapan Nurköy

DUASI KABUL OLAN AHMED KÖROĞLU

Nur Postacılarından Ahmed Köroğlu, 1903 yılında Kastamonu’ya bağlı İnebolu’da dünyaya gelmiştir. Kastamonu kahramanları içinde yer alan İnebolu Nur Talebelerindendir. Şöförlük yapan, Ahmed Köroğlu, mesleği gereği Nur Risalelerini gittiği her yere rahatlıkla götürmüş, Nur Postacısı ünvanını almıştır. İnebolulu Ahmed Köroğlu, Kastamonu’da yazılan risaleleri, İnebolu’ya, İnebolu da çoğaltılan risaleleri de tekrar Kastamonu’ya taşıyordu. Kastamonu’da yazılan Nur Risalelerinin […]

ÜSTAD’IN KASTAMONU HAYATI

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin, Barla’dan sonra mecburi ikamete tabi tutulduğu yer olan Kastamonu ile ilgili hayatı nasıldır? Üstad Hazretleri bu ikinci sürgüne nasıl bakmaktadır? Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Eskişehir hapsinden sonra,  görsel olarak resmi belgesini de sunduğumuz, o devrin hükümetinin keyfi kararı ile,  1935 yılında Kastamonu vilayetine sürgün edilir. Uzun bir müddet polis karakolunda […]

HAPSİN ZAHMET VE SIKINTILARI

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ    وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ ”Aziz, sıddık kardeşlerim, Sair yerlere nisbeten en sıkıntılı ve en soğuk olan bu hapsin zahmet ve meşakkatini çeken, elbette bu hapsin sebebinde derecesine göre bir kaçınmak meyli olacak. Fakat onun zâhirî sebebi olan Risale-i Nur’un o zahmet çekenlere kazandırdığı iman-ı tahkikî ve iman-ı tahkikî ile hüsn-ü […]

DÜNYA BİR MESCİD

”Arkadaş! Hâlıkımızı tarif eden, pek büyük bir şahsiyet-i mâneviyeye mâlik, burhan-ı nâtık dediğimiz, “Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kimdir?” diye yapılan suale cevaben deriz ki: Hazret-i Muhammed (a.s.m.) öyle bir zâttır ki, azamet-i mâneviyesinden dolayı sath-ı arz, o zâtın mescid-i aksâsıdır. Mekke-i Mükerreme onun mihrabı, Medine-i Münevvere onun minber-i fazl-ı kemâlidir. Cemaat-ı mü’minîne en son ve […]

BÜYÜK İBRAHİM

İbrahim Mırmır, l905’de İnebolu’da doğdu. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin İnebolu Nur Talebelerindendir. l943’de Denizli Hapsinde Üstad Bediüzzaman’la birlikte hapis yattı. Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin, ”Sen Büyük İbrahim’sin” iltifatına nail olan Büyük İbrahim, hatıralarında, Üstad Hazretleri’ni Kastamonu yıllarında nasıl tanıdığını şöyle anlatır: ”l937 yılıydı. Kastamonu’da bir hayvan alma işimiz vardı. Onu mesele yaparak gittim. İlk gittiğim […]

ISPARTA’YI TAŞIYLA TOPRAĞIYLA SEVİYORUM

”Aziz kardeşlerim, Yakınınızda bulunmakla çok bahtiyarım. Sizin hayalinizle ara sıra konuşurum, müteselli olurum. Biliniz ki, mümkün olsaydı, bütün sıkıntılarınızı kemâl-i iftihar ve sevinçle çekerdim. Ben, sizin yüzünüzden Isparta’yı ve havâlisini taşıyla, toprağıyla seviyorum. Hattâ diyorum ve resmen de diyeceğim: Isparta hükümeti bana ceza verse, başka bir vilâyet beni beraet ettirse, yine burayı tercih ederim. Evet, […]

ENANİYET BİRLİĞİ BOZMASIN

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ  وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِ نَهُ  ”Kardeşlerim, Gaflet ve dünyaperestlikten çıkan dehşetli bir enâniyet bu zamanda hükmediyor. Onun için ehl-i hakikat-hattâ meşrû bir tarzda dahi olsa-enâniyetten, hodfuruşluktan vazgeçmeleri lâzım olduğundan, Risale-i Nur’un hakikî şakirtleri, buz parçası olan enâniyetlerini şahs-ı mânevîde ve havz-ı müşterekte erittiklerinden, inşaallah bu fırtınada sarsılmayacaklar. Evet, münâfıkların ehemmiyetli ve […]

CANLI BİR GÜNEŞ

”Arkadaş! O Zât (ASM), delâil-i âfâkiye denilen haricî delillerle musaddak olduğu gibi, delâil-i enfüsiye denilen Zâtında ve nefsinde sabit delil ve işaretlerle dahi musaddaktır. Çünkü o Zât Şems gibidir; Zâtını, Zâtıyla ziyalandırarak gösterir. Meselâ, bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri o Zâtta içtimâ etmiş olduğuna bütün âlem şehadet ediyor. Ve keza, en nezih hasletleri ve huyları […]

ASİYE HANIM

Asiye Hanım, 1885 yılında Afyon’da dünyaya gelmiştir. Babası, Mehmed Bahâüddin Efendi, annesi ise Zâkire Hanımdır. Mehmed Bahâüddin, Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî’nin hizmetinde bulunan ve Mevlânâ Hazretlerinin kendisine bir cübbe hediye ettiği Küçük Âşık’ın torunudur. Mevlana Halid’in giydirdiği cübbeyi dedesi, torunu  Asiye Hanıma, ”cübbenin sahibi var, o sende emanet” diyerek saklamasını istemiştir. Asiye Hanım, dedesinin emaneti cübbeyi  […]

AKLI BAŞINDA İNSANLAR

Toplum içinde bazı insanları  ”mecnun(deli)” gibi tabirlerle sıfatlandırıyorlar? Bu aklı başında olan insanlara niye böyle deniliyor? Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Risale-i Nur Külliyatından Şualar adlı eserinde bu konuya yer vererek şöyle istifademize  sunmaktadır: ”Kırk sene evvel ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkate isnadıyla tımarhaneye sevk ettiler. Ben onlara dedim: Sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben […]