CANLI BİR GÜNEŞ

”Arkadaş! O Zât (ASM), delâil-i âfâkiye denilen haricî delillerle musaddak olduğu gibi, delâil-i enfüsiye denilen Zâtında ve nefsinde sabit delil ve işaretlerle dahi musaddaktır. Çünkü o Zât Şems gibidir; Zâtını, Zâtıyla ziyalandırarak gösterir. Meselâ, bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri o Zâtta içtimâ etmiş olduğuna bütün âlem şehadet ediyor. Ve keza, en nezih hasletleri ve huyları ve en yüksek seciyeleri câmi bir şahsiyet-i mâneviye sahibi olduğuna icmâ vardır.

Ve keza, o Zâtın en yüksek derecede bulunan zühd ve takvâ ve ubudiyeti, şehadetleriyle mâlik olduğu kuvvet-i imaniyeyle musaddaktır. Ve keza, siyer-i nebeviyenin şehadetiyle derece-i vüsûku ve kemâl-i ciddiyet ve metaneti ve bütün işlerinde ve harekâtında kuvvet-i emniyeti, hakka mütemessik ve hakikate sâlik olduğunu tasdik eden kat’î delillerdir. Evet, yaprakların yeşilliği, çiçeklerin tarâvet ve güzelliği ve semerelerin tazeliği, ağacın canlı, hayatlı, hayy olduğuna sadık şahittirler.”( Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, güneş misali ile aklımızı, Efendimiz (ASM) ın manevi azametine, büyüklüğüne hazırlıyor. Güneş, ısısı, ışığı ile kendini bize gösterip, kendini ispat eder. Peygamber Efendimiz (ASM) ın da Zatında ve şahsiyetinde bulunan mükemmel sıfat ve ahlaklar, O’nun Hak Peygamber olduğunun en büyük şahididir. Yahudi alimler, Efendimiz (ASM)ı görünce ”Bu simada yalan olmaz” diye iman etmişlerdir.

Dost ve düşman en yüksek ahlaklı insan olarak Peygamberimiz (ASM) göstermektedir. Adaleti, şefkati, alçak gönüllülüğü, merhameti, insafı, ikramı, takvası, ibadeti, ubudiyeti hep O’nun Peygamberliğine şahidlik edip, ispat ediyor.

”Arkadaş! O hutbe-i ezeliyeyi okuyan Zât, kâinatın kemâlâtını keşfeden canlı bir güneştir; saadet-i ebediyeyi ihbar ve tebşir ediyor. Nihayetsiz rahmeti keşfetmiş, ilân ediyor. Saltanat-ı Rububiyetin mehâsininin dellâlı ve esmâ-i İlâhiyenin gizli definelerinin keşşâfıdır.

Evet, o Zât (ASM) vazifesi itibarıyla, hakkın burhanı, hakikatın ziyası, hidayetin güneşi, saadetin vesilesidir. Şahsiyet ve hüviyet cihetiyle, muhabbet-i Rahmâniyenin misali, rahmet-i Rabbâniyenin timsali, hakikat-i insaniyenin şerefi, şecere-i hilkatin en kıymettar ve kıymetli bahâdar bir semeresidir. Tebliğ ettiği dini de harika bir sür’atle şark ve garbı ihata etmiş, nev-i beşerin beşte biri kabul etmiştir. Acaba böyle bir zâtın dâvâlarında nefis ve şeytanın münakaşa ve itirazlarına bir imkân var mıdır?”(Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, güneş benzetmesi yapıyor. Nasıl güneş karanlıkta kalmış eşyayı ışığı ile aydınlatır, keşfeder ve keşfettirir. Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam’da, kainatın gizlenmiş, kaybolmuş rahmet hazinelerini keşfetmiş ve müminlere keşfettirmiştir.

Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam, Allah’ın rahmetine ulaşmış, ilan ediyor. Ebedi mutluluğu bulmuş, insanlığa haber verip, müjdeliyor. Allah’ın isimlerinin gizli hazinelerini keşfetmiş, bunu insanlığa ilan etmiştir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir