Girdi yapan Nurköy

LAHİKALARDAN BİRKAÇ MEKTUP

Sabri’nin Yirmi Birinci ve Yirmi İkinci Sözleri yazdığı vakit yazdığı mektubun bir fıkrasıdır. Bilumum Risâlâtü’l-Envâr herbiri ayrı ayrı mevzularda, had ü hesaba gelmeyen müşkülleri halletmeleriyle beraber, bendeniz şöyle tasavvur ediyorum ki: Nur deryasından nûş etmek isteyen bir kimse, Birinci ve Yirmi Birinci ve Yirmi İkinci Sözleri alsa, diğerlerine eli yetişmezse dahi maraz-ı kalbîyi def ve […]

SANA, BANA HERKESE ŞİFA DERSİ

  بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ – وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ “Ey Rabbim, şeytanların vesveselerinden Sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da, ey Rabbim, Sana sığınırım.” Mü’minûn Sûresi,  97-98 ayeti” EY MARAZ-I VESVESE İLE MÜPTELÂ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük […]

POLİSLER YILLARCA YAKUP CEMAL’İ ARAR

Yakup Cemal,1900 senesinde Denizli’de doğmuştur. Nüfus kütüğünde adı Yakup Özkan’dır. Cemal ismini, Üstad Bediüzzaman Hazretleri vermiştir. Köyün çobanı olan Yakup Cemal, aynı zamanda köyün tek okuma yazma bileni olduğu için köy muhtarlığı görevinde de bulunmuştur. Daha sonra bir imtihana giren Yakup Cemal, Devlet Demir Yollarında memur olarak işe başlar. 1929 yılında Isparta’ya bağlı Kuleönü istasyonunda […]

HANEFİ MEZHEBİ VE RE’Y YOLU

Mezhepler içinde Hanefi Mezhebinin dini meseleleri çözümünde ortaya koyduğu kaide ve usuller nasıldır? Dini problemler nasıl halledilmiştir? Hanefi mezhebinde İmam-ı A’zam, talebelerinin ve kendisine sual soranların dini müşküllerini hallederken ortaya dört esas koymuştur. Ortaya konan bu usul, Hanefi mezhebinin temel kaideleri olmuştur. İmam-ı A’zam, dini müşküllerin hallinde sırasıyla şu kaynaklara başvurarak,insanların problemlerini çözmüştür: 1. Kur’an-ı […]

HADİ, RİSALE-İ NUR’DUR

Şu fıkra Hulûsi’nindir. Esasen siyaset anlamadığım bir iş; şunun bunun âmâline hizmet, menfurum. Zilletle yaşamak, tahammül edemediğim hallerdir. Felillâhilhamd, Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, dînimiz bir, ilâ âhir. Bu bir birler, bize yekdiğerimizi Allah için sevmek kaydını sağlamlaştırmakla beraber, ruhî, kalbî, ebedî, lâyemût bir birlik temin etmektedir. Hamd ve şükürler olsun, mü’miniz. Hayatta tesadüf […]

KIRK VEFİYATTAN BİRKAÇ TANESİ

Herkesin, iman mukàbilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor. Hattâ bir ehl-i keşif ve tahkik, bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını […]

ÇALIŞKAN AİLESİNDEN, HALİL ÇALIŞKAN

1930 Emirdağ doğumlu Halil Çalışkan, Çalışkan Hanedanından Osman Çalışkan’ın oğludur. Üstad Hazretlerinin, 1944 yılında Emirdağ’da bulunduğu zamanlarda, Çalışkanlardan Ceylan Ağabey’in yanına Halil’inde iman Kur’an hizmeti ile meşgul olmasını istemiştir. Halil Çalışkan’da, bir süre  sonra Ceylan Ağabey gibi Üstad Hazretlerinin hizmetine girmiştir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri o yıllarda iki amca oğluna Ceylan ve Halil Çalışkan’a yazdığı bir […]

KABE, BİR KALB GİBİDİR

Kabe’yi insan kalbine benzetilebilir miyiz? Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan müslümanların, ibadet, zikir ve tesbihlerini Kabe’ye yönelerek yaparlar. Kabe, bütün müslümanların kıblesidir, merkezidir. Kabe’nin bu konumunu bir kalb şeklinde yorumlayabiliriz. Kabe, Allah tarafından tayin edilmiş kudsi bir mekandır.Buraya hac ve umre için ziyarete giden müslümanlar samimi bir niyet ile, Allah rızası için giderler. Bu da buranın […]

MÜHİM BİR SUALE HAKİKATLİ BİR CEVAP

Mühim bir suale hakikatli bir cevaptır. Büyük memurlardan bir kaç zât benden sordular ki: “Mustafa Kemal sana üç yüz lira maaş verip, Kürdistana ve vilâyât-ı Şarkiyeye, Şeyh Sinûsî yerine vâiz-i umumî yapmak teklifini neden kabul etmedin? Eğer kabul etseydin, ihtilâl yüzünden kesilen yüz bin adamın hayatlarını kurtarmaya sebep olurdun” dediler. Ben de onlara cevaben dedim […]

GENÇLİĞİ NASIL KULLANMALIYIZ

Hergün ve her yerde ve her vakit vefiyatların gösterdikleri dehşetli hakikat-i mevt ise, size-başka gençlere söylediğim gibi-bir temsil ile beyan ediyorum. Meselâ, burada, gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango-fakat pek büyük bir ikramiye biletleri veren-dairesi var. Biz, buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz, bizi çağıracaklar. […]