Girdi yapan Nurköy

İMAN LEZZETİ HERŞEYİ UNUTTURUR

Hulûsi Beye hitaptır. بِاسْمِ مَنْ (تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ) وَعَلَيْكُمُ السَّلاَمُ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ عُمْرِكُمْ عَمَّرَكُمُ اللهُ بِالسَّلاَمَةِ وَالْعَافِيَةِ ”Öyle bir zâtın adıyla ki: “Yedi gökle yer ve onların içindekiler Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp tesbih etmesin.” (İsrâ Sûresi, […]

İNSAN TERCİHİNİ KENDİ YAPAR

Birgün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesat cihetinden gelen tehlikelerden sakınmak için tesirli bir ihtar almak isteyen bu gençlere, ben de, eskiden Risale-i Nur’dan medet isteyen gençlere dediğim gibi, dedim ki: Sizdeki gençlik kat’iyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup, başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette, […]

SELAM VERİNCE İKİ GÜN SORGULANAN, ÇAPRAZZADE ABDULLAH

  Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin Barlalı talebelerinden olan Çaprazzade Abdullah Efendi, l884 yılında Barla’da dünyaya gelmiştir. Ticaretle uğraşan Çaprazzade Abdullah Efendi, Üstad Hazretleri ile 1926 yıllarında Barla’da iken tanışmıştır. l943 ylında Üstad Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu’dan Ankara’ya, oradan da Isparta’ya getirilirken, Ankara-Isparta arasında trende Üstad Hazretleri ile görüşmüştür. Çaprazzade Abdullah Efendi, bu görüşmesinden dolayı Isparta’ya vardıklarında iki […]

HARAM AYLAR, HÜRMETE LAYIK AYLAR

  Haram aylar ne demektir? Haram aylar hangi aylardır? Arapça tabirle, EŞHURU`L-HURUM, Haram Aylar, hürmete layık aylar, Recep, Zilkâde, Zilhicce, Muharrem aylarıdır. Bu aylarda insanlar hac için hazırlık yapar ve Zilhicce ayında da Kabe’ye hac etmeye gelirlerdi. Haram aylar, Hz. İbrahim(AS)den beri arapların kullandıkları, Kameri aylardandır. Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için bu adı […]

GERÇEK VE HAYALİ SEVGİ

(Ehemmiyetlidir.) Risale-i Nur talebelerinden bir kısım kardeşlerimin, benim haddimin çok fevkinde hüsn-ü zanlarını ve ifratlarını tâdil etmek için ihtar edilen bir muhaveredir. Bundan kırk elli sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (rahmetullahi aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum. O merhum kardeşim, evliya-i azimeden olan Hazret-i Ziyaeddin’nin (k.s.) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane […]

DÜNYA YARATILIŞI İLE YARATICI’YI İSPAT EDER

  Yirmi İkinci Pencere اَلَمْ نَجْعَلِ اْلاَرْضَ مِهَادًا – والْجِبَالَ اَوْتَادًا – وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجًا 1 فَانْظُرْ اِلٰۤى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللهِ كَيْفَ يُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا 2 Küre-i arz bir kafadır ki, yüz bin ağzı vardır. Her bir ağzında yüz bin lisanı vardır. Her lisanında yüz bin burhanı var ki, herbiri çok cihetle Vâcibü’l-Vücud, Vâhid-i Ehad, […]

AĞIR CEZA DA YARGILANAN İLK HANIM

  1908’de Isparta’da doğan Fitnan Güngör, Risale-i Nur’da Isparta’daki evini Üstad Hazretlerine kiralıyan kişi olarak tanınır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri yedi yıl boyunca bu ev de kiracı olarak oturmuştur. 1953’ün Mart ayında Üstad Hazretleri, Isparta’ya gelir ve bir otel odasında kalmaya başlar. Bu otelde rahat edemeyen Üstad Hazretleri, Emirdağ’ına gitmek ister. Talebeleri ise Üstad’ı Emirdağ’a göndermemek […]

RİSALE İ NUR VE DİĞER KİTAPLAR

Bir suale cevap olarak yazdığım bir fıkrayı, size de fâidesi olur ihtimaliyle beyan ediyorum: Evliya divanlarını ve ulemanın kitaplarını çok mütalâa eden bir kısım zâtlar taraflarından soruldu: “Risaletü’n-Nur’un verdiği zevk ve şevk ve iman ve iz’ân onlardan çok kuvvetli olmasının sebebi nedir?” Elcevap: Eski mübarek zâtların ekseri divanları ve ulemanın bir kısım risaleleri imanın ve […]

GENİŞ VE DAR DAİRE

Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir. Aziz kardeşlerim; Mahrem sırr-ı   اِنَّاۤ اَعْطَيْنَا  “Biz verdik.” (Kevser Sûresi,1 ayeti) da, cifirle istihracım aynen Münâzarat risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz?” diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni düşündürüyordu. Münâzarât ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i nuriyeyle Risale-i […]

TOHUM VE ÇEKİRDEKLER

  ”Ey muannid arkadaş! Gel, sana daha acibini göstereceğim. Bak, bu memlekette bütün bu işler, bu şeyler değişti, değişiyor. Bir halette durmuyor. Dikkat et ki, bu gördüğümüz câmid cisimler, hissiz kutular, birer hâkim-i mutlak suretini aldılar. Adeta herbir şey bütün eşyaya hükmediyor. İşte, bu yanımızdaki bu makineye bak.(HAŞİYE-1)Güya emrediyor; işte, onun tezyinatına ve işlemesine lâzım […]