Girdi yapan Nurköy

ÇOK İSTİFADE ETTİM

Yirmi Altıncı Mektubu büyük sevinçle aldım. Defaatle, dikkatle, merakla, muhabbetle, lezzetle okudum ve neticede, “Duanız olmazsa ne değeriniz var?” ferman buyuran Zât-ı Zülcelâle ubudiyetle intisabım hasebiyle ve abdiyetin tazammun ettiği lisanla, kemâl-i acz ve fakr ve şevkle, tamamen hasbî, bütün mânâsıyla Allah namına, bütün vuzûhuyla ehl-i iman ve Kur’ân nef’ ve hesabına olan maddî, manevî, […]

İYİLİĞE TEŞEKKÜR ETMEK

İşte, ey arkadaş! Madem şu memlekette, yani şu saray-ı muhteşemde bir birlik alâmeti vardır, bir vahdet sikkesi var. Çünkü bir kısım şeyler, bir iken, ihâtası var. Bir kısım müteaddit ise, fakat birbirine benzediği ve her tarafta bulunduğu için, bir vahdet-i nev’iye gösteriyor. Vahdet ise bir vâhidi gösterir. Demek, ustası da, mâliki de, sahibi de, sânii […]

SAV KAHRAMANLARINDAN MUSTAFA GÜL

Mustafa Gül, 1915 Isparta Sav Köyünde dünyaya gelmiştir. Sav Köyünün en sadık en çok hizmet eden ailelerinden birine mensuptur. Sav Köyünün, Nur Katipliğini yapan Hafız Mehmed Gül, Ali Gül, Mustafa Gül ve Ahmed Gül olarak dört kardeşler, ayrıca İbrahim Gül, İsmail Gül, Tevfik Gül’de amcaoğullarıdır. “Medrese-i Yusufiye” ismi verilen Denizli Hapsinde Sav’dan da on beş […]

AMEL VE İBADETİN SAFHALARI

Niyet ve amellerimizin derece safhaları, aşamaları nelerdir? İnsan en çok neye dikkat etmelidir? Niyet ve amelin çok değişik manevi derece ve safhaları, aşamaları vardır. İnsan her safhada bir imtihan ve engel ile karşılaşır. Bu engelleri aşmak için mücadele eder. Zira insanın fıtratında nihayetsiz yükselme ve alçalma kabiliyeti vardır. İnsan için, niyet ve amelin ilk derecesi […]

KİMİ KİME ŞEKVA EDEYİM

  Hâkim, kendisi müddeî olsa, elbette “Kimden kime şekvâ edeyim, ben dahi şaştım,” benim gibi biçarelere dedirtir. Evet, şimdiki vaziyetim hapisten çok ziyade sıkıntılıdır. Bir günü, bir ay haps-i münferit kadar beni sıkıyor. Bu gurbet ve ihtiyarlık ve hastalık ve yoksulluk ve zafiyetle, kışın şiddeti içinde herşeyden men edildim. Bir çocukla bir hastalıklı adamdan başka […]

KENDİNİ ÂKIL ZANNEDEN AKILSIZ ARKADAŞ

Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu saray-ı muhteşemin sahibini tanımak istemiyorsun. Halbuki herşey onu gösteriyor, ona işaret ediyor, ona şehadet ediyor. Bütün bu şeylerin şehadetini nasıl tekzip ediyorsun? Öyle ise bu sarayı da inkâr et ve “Âlem yok, memleket yok” de ve kendini de inkâr et, ortadan çık. Yahut aklını başına […]

SAFİ KALBLİ, MEHMED GÜLIRMAK

Mehmed Gülırmak, 1911 yılında Isparta’da doğmuştur. Çok safi kalbli ve sadakatlı bir yapıya sahip olan Mehmed, 14-15 yaşlarında iken Risale-i Nur!ları ve Üstad Hazretlerini tanır. 1935 senesinde Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte tevkif edilerek Eskişehir’e sevk edilen yüz yirmi kişiden birisidir. 25 Temmuz 1934 yılında Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Barla’dan Isparta’ya getirilir. Hem evinin kapısına, hem […]

KUR’AN VE İMAN İLAÇLARI

Risale-i Nurların, tevhid üzerinde bu kadar durmasının hikmeti nedir? Tevhide dair bir iki risale olsa yeterli olmaz mıydı? Risale-i Nurlar, büyük bir yıkıma karşı büyük bir tamirat yapıyor. Elbette böyle büyük bir tamirde çok alet ve edevatlar gerekecektir. Risale-i Nurların iman ve tevhide dair yığınakları bu ihtiyaçtan ileri geliyor. Tevhidin bütün makam ve dereceleri Risale-i […]

FENDEN, İLİMDEN GELEN DALALET

Efendiler! Dalâlet ve fenalıklar cehaletten gelse, def etmesi kolaydır. Fakat fenden, ilimden gelen dalâletin izalesi çok müşküldür. Bu zamanda dalâlet fenden, ilimden geldiği için, ancak onları izale etmeye ve nesl-i âtiden o belâya düşen kısmını kurtarmaya, karşılarında dayanmaya Risale-i Nur gibi her cihetle mükemmel bir eser lâzımdır. Risale-i Nur’un bu kıymette olduğuna delil şudur ki: […]

ÇOK SEVAP KAZANMANIN YOLU

”Ey sevaba hırslı ve a’mâl-i uhreviyeye kanaatsiz insan! Bazı peygamberler gelmişler ki, mahdut birkaç kişiden başka ittibâ edenler olmadığı halde, yine o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar. Demek hüner, kesret-i etbâ’ ile değildir. Belki hüner, rıza-yı İlâhîyi kazanmakladır. Sen neci oluyorsun ki, böyle hırsla “Herkes beni dinlesin?” diye, vazifeni unutup vazife-i İlâhiyeye karışıyorsun? Kabul […]