KUR’AN VE İMAN İLAÇLARI
Risale-i Nurların, tevhid üzerinde bu kadar durmasının hikmeti nedir? Tevhide dair bir iki risale olsa yeterli olmaz mıydı?
Risale-i Nurlar, büyük bir yıkıma karşı büyük bir tamirat yapıyor. Elbette böyle büyük bir tamirde çok alet ve edevatlar gerekecektir. Risale-i Nurların iman ve tevhide dair yığınakları bu ihtiyaçtan ileri geliyor. Tevhidin bütün makam ve dereceleri Risale-i Nurlarda beyan ve ispat edilmiştir.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin bu soruya verdiği cevap şöyledir:
“Risale-i Nur’un iman ve tevhid için büyük tahşidatları ve küllî techizatları gittikçe çoğalıyor. Ve en muannid bir dinsizi susturmak için yüzde birisi kâfi iken, neden bu derecede hararetle daha yeni tahşidat yapıyor?”
Ona cevaben dediler:
“Risale-i Nur, yalnız bir cüz’î tahribatı, bir küçük haneyi tamir etmiyor; belki küllî bir tahribatı ve İslâmiyeti içine alan dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kaleyi tamir ediyor. Ve yalnız hususî bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor; belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsit âletlerle dehşetli rahnelenen kalb-i umumî ve efkâr-ı âmmeyi ve umumun, bâhusus avâm-ı mü’minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla, bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi Kur’ân’ın i’câzıyla o geniş yaralarını, Kur’ân’ın ve imanın ilâçlarıyla tedavi etmeye çalışıyor.
“Elbette böyle küllî ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hâsiyetinde mücerrep ilâçlar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyânın i’câz-ı mânevîsinden çıkan Risale-i Nur, o vazifeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkişafata medardır, diyerek uzun bir mükâleme cereyan etti. Ben de tamamen işittim, hadsiz şükrettim. Kısa kesiyorum.” (Kastamonu Lahikası)
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!