Yazılar

ESKİŞEHİR NUR TALEBELERİNDEN ABDULVAHİD TABAKÇI

Abdulvahid Tabakcı, 1927 yılında Eskişehir'in Çifteler İlçesine bağlı Belpınar köyünde dünyaya gelmiştir. Ailesi Kuzey Kafkasya'da yaşayan Türk halklarından Karaçay kökenlidir. Eskişehir Risale-i Nur hizmetleri deyince…

BATAKLIKTAN KURTULAN İNSANLAR

''Sözler’le kuvvetü’z-zahr olduğunuz mü’minler, bataklıktan çıkardığınız mütehayyirler, ayılttığınız sarhoşlar, iade-i şuur ettirdiğiniz divaneler, şu zamanda Kur’ân’dan iyi mürşid olamayacağına inandırdığınız…

HAS ŞAKİRT URGANCI HİLMİ

Hilmi Kaytancı (Urgancı),1892 yılında Isparta'da doğmuştur. Geçimini urgan, bir nevi kalın ip yaparak temin ettiği için, halk arasında Urgancı Hilmi diye bilinir. Gündüzleri urgan büken Hilmi Bey, geceleri de risale yazarak hizmet…

ELLİDÖRT AY HAPİS YATAN MUSTAFA CAHİD TÜRKMENOĞLU

Mustafa Cahit Türkmenoğlu 1930 Afyon Dinar doğumludur.Risale-i Nur'un matbaa ile basımını yapan ilk naşirlerindendir. 1952 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okurken Üstad Bediüzzaman Hazretlerini Beyazıt-Gülhane…

ON BEŞ YAŞ ÇOK ÖNEMLİ

  İnsanların iman ve ibadet konusundaki yaşı On Beş yaşımıdır? Farklılıklar olabilir mi? Sinn-i teklif, yâni insanların iman ve ibadet konusunda mükellef olma yaşı on beş olarak kabul edilmektedir. Fakat, bu yaş…

İNSAN DÜNYA BENİM DİYEBİLİR

ALTINCI BURHAN Gel, bu geniş ovaya çıkacağız. (HAŞİYE) İşte, o ova içinde yüksek bir dağ var. Üstüne çıkacağız, tâ bütün etrafı görülsün. Hem herşeyi yakınlaştıracak güzel dürbünleri de beraber alacağız.…

LAHİKALARDAN BİRKAÇ MEKTUP

Sabri’nin Yirmi Birinci ve Yirmi İkinci Sözleri yazdığı vakit yazdığı mektubun bir fıkrasıdır. Bilumum Risâlâtü’l-Envâr herbiri ayrı ayrı mevzularda, had ü hesaba gelmeyen müşkülleri halletmeleriyle beraber, bendeniz…

KALBLE ŞAHİT OLMAK

Üçüncü Mektubun baş kısmı. بِاسْمِ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ بِكَلِمَاتِ النُّجُومِ وَالشُّمُوسِ وَاْلاَقْمَارِ وَالسَّيَّارَاتِ…

SARAY BİR SULTANI GÖSTERİR

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَيَضْرِبُ اللهُ اْلاَمْثاَلَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ وَتِلْكَ اْلاَمْثاَلُ نَضْرِبُهَا…

AKLINI BAŞINA AL, BENİ DİNLE

''Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu saray-ı muhteşemin sahibini tanımak istemiyorsun. Halbuki herşey onu gösteriyor, ona işaret ediyor, ona şehadet ediyor. Bütün bu şeylerin şehadetini nasıl tekzip…