GIYBET, DEDİKODU ASRIN HASTALIĞI

 

Gıybet,dedikodu birisinin hata ve kusurunu arkasından konuşmak çekiştirmek. Orada olmayan kişi hakkında hoşuna gitmeyen şeyi söylemek. Kişi konuştuğumuzu duyunca, üzülür ve darılırsa o konuşulan şey gıybettir,dedikodudur, bu da caiz değildir.
”Yorum yapıyorum, ben doğruları söylüyorum.” işin kamuflajı bahanesi. ”Yüzüne de söylerim..” ”Git o zaman söyle”deyip dedikodunun önünü kesmeliyiz.
Ayet, gıybeti dedikoduyu, ”Sizden biri,ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” diye sorarak, bir kimsenin etini yemek şeklinde anlatıp yapılan işin çirkinliğine dikkat çekilmekte.
Risale-i Nur’da: ”Gıybet odur ki,gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi,kerahet edip darılacaktı. Eğer dogru dese,zaten gıybettir. Eğer yalan dese hem gıybet hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.”
Gıybet eden kişinin ahirette sevaplarından azalma olacak. Allah insanı bundan korusun.Orada bir bakacak sevap hanesi boş, iflas etmiş.Merak edecek araştıracak. Namazım,
orucum,zekatım nerede yaptığım hizmetler diyecek,ona işlediği gıybet sebebiyle bu amellerinin halka dağıtıldığı, ve kendisinin müflis olduğu söylenecek. Rabbim, İnşaAllah bizi böyle bir iflastan korusun.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Hucurat Suresi 12 ayeti ile Kur’an’ın mücizeliğini ispat ettiği risalede. ayetin 5 kelime ve 1 harfle, dedikodudan gıybetten uzak durmamızı veciz bir şekilde izah ederek mucizeliği göstermekte.
Üstad,ayetin herbir kelimesine soru sorarak her kelimeden çıkan manaları ortaya koymakta.
İlk kelimede aklımıza soruyor,”Aklınız yok mu?”.Demekki,
dedikodu edilirken akıl başta değil. Sonra soruyor,”Kalbiniz bozulmuş mu ki?”.Demek bu işe girenin kalbi bozuluyor. Üstad ölçü koyuyor.Kalb sevgi yeri saglamsa sevgi dolar, bozulmuşşa nefret dolup, dedikodu yapar. Sorular devam ediyor.

Asrın hastalığı,dedikodu ve gıybetten kurtulmanın yolu ise Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin eserlerinden Mektubat, 22 Mektub’un Hatimesi Gıybet Hakkındadır, bölümünün bol bol okuyup bu illetten kurtulmanın yollarını aramalıyız. Malum maddi hastalığın ilacını kullanıp iyileştiğimiz gibi, manevi hastalıgımıza karşı yazılan bu reçeteyi ve ilacı alıp kullanalım ve tedavi olalım.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir