Girdi yapan Nurköy

BİR SAAT TEFEKKÜR

Üçüncü mesele: Geçen üç sene evvel Ramazan’da telif edilen ve yine bu sene Ramazan’da serbest intişar eden Âyetü’l-Kübrâ’nın bir hülâsası olan Hizb-i Nuriyeyi okudum. Fakat bir saatten fazla çekerdi. Birden o hülâsanın da bir hülâsası, on veya onbeş dakika aynı Ramazan’da tezahür etti. Onu okuduğum zaman, bütün Âyetü’l-Kübrâ’yı okuyorum gibi bir inkişafat-ı imaniye ve  “Bir […]

ÜMMÜ KÜLSUM BİNT SÜHEYL (R.ANHA)

Kureyş’in Abdulmenaf oğulları koluna mensup olan Ümmü Külsum bint Süheyl, Mekke’de İslamiyetin ilk yıllarında müslüman olan hanım sahabilerdendir. Kocası Ebu Sebre ile birlikte Peygamber Efendimize giderek, biat edip iman davetini kabul etmişlerdir. Babası Süheyl bin Amr, İslamiyete karşı olup müslümanlara düşmanca davranıp onlara hertürlü eziyet ve işkence ediyordu. Bu işkencelerin karşısında dimdik duran Ümmü Külsum […]

İMANIN SABAH AYDINLIĞI

BEŞİNCİ VECİH Mesâil-i imâniyede şüphe suretinde gelen vesvesedir. Biçare vesveseli adam, bazan tahayyülü taakkul ile iltibas eder. Yani, hayale gelen bir şüpheyi, akla girmiş bir şüphe tevehhüm edip, itikadına halel gelmiş zanneder. Hem bazan tevehhüm ettiği bir şüpheyi, imana zarar veren bir şek zanneder. Hem bazan tasavvur ettiği bir şüpheyi, tasdik-i aklîye girmiş bir şüphe […]

İNEBOLU FEDAKARLARINDAN ZİYA DİLEK

İnebolu Nur talebeleri arasında yeralan Ziya Dilek 1901 yılında İnebolu’nun Karaca Mahallesinde dünyaya gelir. Eşraf ve memur kesiminden olup ilim ve irfan sahibidir. Rüştiye mezunu olan Ziya Dilek, etrafında kibar, beyefendi, abid bir zat olarak bilinir. 1930 lu yıllarda Ziya, birkaç arkadaşı ile biraraya gelir dini kitaplar okurlar. O günlerde Ezan ve Kur’an yasaklanmış, tekke, […]

ZÜBEYR AĞABEY’DEN GELEN ÇÖZÜM

Zübeyir Ağabey’i tanıyan hemen herkesin hayatına çok önemli etkileri olmuştur. O’nun en büyük özelliği birine ders vermek istediği zaman o konuyu sohbetin içine gizlerdi. Bu konuda Hekimoğlu İsmail Ağabeyin, hanımı ile aile içerisindeki ufak bir münakaşalarına Zübeyr Ağabey bakın nasıl yaklaşmış. Aile hayatımızda bizlerin de istifade edebileceğimiz bu konuyu sizlerin dikkatine sunuyoruz: “Bir gün hanımla […]

BİRİSİNİ ELDE EDERSE

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ الْقُرْاٰنِ Aziz kardeşlerim ve sıddık arkadaşlarım; Var olunuz, bahtiyar olunuz. Sizin pek ciddî sa’y ü gayretiniz hem burada, hem başka yerlerde şevk ve gayreti uyandırıyor. Cenâb-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, gittikçe Risale-i Nur’un fütuhatı ziyadeleşiyor. Ehl-i iman yaralarını hissedip ilâçlarını ondan buluyorlar. Hâfız Ali’nin mektubunda yazdığı iki […]

FİRAS BİN NADR (R.A)

Mekke’de doğan Firas bin Nadr, Kureyş kabilesinden olup, İslamiyeti ilk günlerde kabul edenlerdendir. Babasının ismi, Nadr bin Haris, künyesi ise, Ebu’l-Haris dir. Kureyş müşrikleri, Habeş ülkesinden Mekke’ye dönen muhacir müslümanların Habeş Necaşi’si tarafından çok iyi korunduğunu öğrenip, onlardan yakaladıklarını en ağır işkencelere uğratmaya başladıkları zaman, Peygamberimiz onların Habeş ülkesine ikinci kez hicret etmelerini tavsiye etti. […]

AHİRZAMANDA DİNSİZLİĞİN İKİ CEREYANI

DÖRDÜNCÜ SUALİNİZİN MEÂLİ: Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm Deccalı öldürdükten sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler. Halbuki, rivayetlerde gelmiştir ki, “Yeryüzünde Allah Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz.”(Müslim, Tirmizi) Böyle umumiyetle imana geldikten sonra nasıl umumiyetle küfre giderler? Elcevap: Hadîs-i sahihte rivayet edilen, “Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın geleceğini ve şeriat-i İslâmiye ile amel edeceğini,Deccalı öldüreceğini”(Buhari,Müslim) imanı zayıf olanlar […]

EMİRDAĞLI SAĞLIKÇI HAYRİ DİNÇER

Risalelerde ismi geçen Sağlıkçı Hayri Dinçer, Emirdağ Nur Talebeleri arasında yeralmaktadır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1950 yılının ilk aylarında Emirdağ’a geldiği günlerde, Emirdağ’daki Çalışkanlar hanedanı, Hamza Emek, Mustafa Acet, Mustafa Bilal, Sadık Kalender ve Sıhhiye memuru Hayri Bey, sahip çıkıp nöbetle Üstad Bediüzzaman Hazretlerine hizmet etmişlerdir. Bayram Yüksel Ağabey o yıllara ait hatıralarında Hayri […]

DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ

Laik nedir, kısaca, Risale-i Nur’da bu konu nasıl geçmektedir? Laikliğin ortak ve genel bir tarifinde bugün insanlık ittifak edemediği için, en genel tanımı din ve vicdan hürriyeti şeklinde ifade edilebilir. Ama maalesef Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğü tam manasıyla uygulanmıyor. Laiklik daha çok, mason ve dinsizlerin istibdat ve inkarlarına bir perde olarak kullanılıyor. Laiklikle ilgili […]