Girdi yapan Nurköy

RİSALE-İ NUR KAİNATIN TILSIMINI AÇAN ANAHTAR

Âsım Beyin fıkrasıdır. بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 44 ncü ayeti” اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ ذَرَّاتِ الْكَاۤئِنَاتِ اَبَدًا (Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.) Üstadımı bu fakire lütuf ve kereminden ihsan buyuran Kadîr-i Mutlak, Ezel ve Ebed Sultanı Cenâb-ı […]

SEVDE BİNT-İ ZEM’A (R.ANHA)

Mekke’de doğan Sevde bint-i Zem’a’nın babası Kureyş’in Amir bin Lüey oğullarından Zem’a bin Kays annesi Medine’li Neccaroğullarından Şemus bint Kays’tır. Sevde ilk evliliğini amcasının oğlu Sekran bin Amr ile yapmıştır. İslamiyetin ilk tebliğ yıllarında kocası Sekran ile birlikte iman edip müslüman olmuştur. Mekke’li müşriklerin müslümanlara yaptıkları eza cefalar çekilmez hale gelince, Sevde, kocası Sekran ile […]

RİSALETİ VAHYE İSTİNAD EDER

İKİNCİ ESAS: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, hem beşerdir, beşeriyet itibarıyla beşer gibi muamele eder; hem resuldür, risalet itibarıyla Cenâb-ı Hakkın tercümanıdır, elçisidir. Risaleti, vahye istinad eder. Vahiy iki kısımdır: Biri vahy-i sarihîdir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onda sırf bir tercümandır, mübelliğdir, müdahalesi yoktur: Kur’ân ve bazı ehâdis-i kudsiye gibi. İkinci kısım, vahy-i zımnîdir. Şu […]

SAV KÖYÜNDEN MEHMED SOYLU

Mehmed Soylu, 1890 yılında Isparta’nın Sav Köyünde dünyaya gelmiştir. En korkulu günlerde Risale-i Nur’ları elle yazıp çoğaltmış, insanlardan birisi de Mehmed Soylu’dur. O dönemde ”Bin kalem”le hizmet edenler arasında yeralmıştır. Risale-i Nurların doğuşuna, çoğaltılmasına şahitlik edenler arasına yeralan Mehmed Soylu, oğlu Ahmed ile 1943 yılında Denizli de hapis yatmıştır. Sav Köyünde Risale-i Nur vasıtasıyla Kur’an […]

ÖLÜM GERÇEĞİ İLE YAŞAMAK

İnsanın ölüm gerçeği ile bir hayat yaşaması için neler yapmalı? Ölüm gerçeği sadece biz insanlar için değil bütün canlıların ve bütün kainatın gerçeğidir. İnsan altmış-yetmiş yıl yaşar ölür, bazı canlılar birgün, bazısı bir hafta, bir kısmı ise yüz sene bin sene yaşar ve netice de ölür. Kainat milyonlarca yıl yaşar ve kıyametle o da ölür. […]

DİNSİZLİĞİ KALDIRACAĞIM

Birinci cihet: Din-i İsevînin hakikîsini esas tutan İsevî ruhanîlerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice başlayan cemaat tecessüm etseler, bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında, bir çocuk kadar da olamaz. İkinci cihet: Resmî ilânıyla, “Allah’a istinad edip dinsizliği kaldıracağım, İslâmiyeti ve İslâmları himaye edeceğim” diyen bir hükûmet yüz milyon küsur iken, dört yüz milyona yakın […]

HARİS BİN EBU HALE (RA)

İslamiyetin ilk tebliğ günlerinde müslüman olan Haris bin Ebu Hale, Hz. Hatice (RA)ın ilk eşinden olan oğludur. Peygamber Efendimiz (ASM)ın terbiyesinde büyümüş olan Haris bin Ebu Hale, O’nun ile yıllarca yanyana bir hayat yaşamış ve bu yakınlıktan çok şeyler öğrenmiştir. Peygamber Efendimiz’in üvey oğludur. İbn-i Hacer kitabı El İsabe’de, Haris bin Ebu Hale ile Hind […]

HER BİD’AT DALALETTİR, ATEŞTİR

ALTINCI NÜKTE Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلُّ ضَلاَلَةٍ فِى النَّارِ “Her bid’at dalâlettir ve her dalâlet Cehennem ateşindedir.” Müslim, Cum’a: 43; Ebû Dâvud, Sünnet: 5; Nesâî, Î’deyn: 22; Yani, اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ “Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim.” Mâide Sûresi,3 ncü ayeti) sırrıyla, kavaid-i Şeriat-ı Garrâ ve desâtir-i Sünnet-i […]

HANIM TALEBELERDEN HATİCE SOYLU

1930 Isparta Sav doğumlu Hatice (Altuğ) Soylu, Sav Köyü Hanım Kahramanlarındandır. Savalı Ahmed’in kızıdır. On Üç yaşında iken Asa-yı Musa kitabını elle yazan Hatice Hanım, kitabı tashih için diğer yazılan kitaplarla beraber Üstad Hazretlerine Kastamonu’ya gönderir. Hatice Hanım’ın, güzelce süslediği ve ciltlediği Asa-yı Musa kitabını gören Üstad Hazretleri ”Bu yaşta bu koca kitabı hem dikkatli,tevafuklu […]

İMAN VE TAHKİKİ İMAN NEDİR?

ikİman etmek ne demektir? İman kaç türlüdür? İslamiyette, Peygamber Efendimiz(ASM)ın getirmiş olduğu dini, kalp ile tasdik, dil ile ikrar etmeye iman denilmektedir. Hz. Peygamber, ashabı ile otururken beyaz elbiseli bir adam gelir önüne diz çöküp oturur. Rasulullah’a,”İman nedir?”der. Rasulullah, ”İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe, öldükten sonra dirileceğine, kadere, hayrına ve şerrine inanmandır.” cevabını […]