Girdi yapan Nurköy

MANEN BİZLERE HEDİYESİ

Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Sizleri, birinci vazife-i Nuriyeyi, Asâ-yı Mûsâ’ya ait hizmete başlamanızı tebrik ve Isparta’nızı, diyanette ve âdâb-ı İslâmiyede geri değil, ileri gitmesini ruh u canımızla tahsin ve tebrik ediyoruz. Saniyen: Denizli’nin Hüsrev’i Hasan Feyzi’nin Risale-i Nur hakkında ve Risale-i Nur’un aslı ve esası ve mâdeni olan hakikat-ı Kur’âniye ve sırr-ı iman ve nur-u […]

OKÇU VAKID BİN ABDULLAH (RA)

Abdullah bin Abdi Menaf’ın oğlu olan Vakıd bin Abdullah Mekke de dünyaya gelmiştir. Peygamber Efendimiz(ASM)ın insanları gizlice İslama davet ettiği dönemde müslüman olmuştur. Vakıd, müşriklerin müslümanlara yaptığı her türlü eza, baskı ve işkelere karşı imanı ile gögüs germiş daha sonra da Medine’ye hicret etmiştir. Rasulullah, Medine’ye Hicretlerinin İkinci senesinde Mekke ile Taif şehri arasında bulunan […]

SİNEĞİ KARTAL SİSTEMİNDE YARATAN

Dördüncü Hakikat: Mevcudatın vücutları ve zuhurları, beraberlik ve birbiri içinde birlik ve birbirine benzemeklik ve biri birinin misâl-i musağğarı ve nümune-i ekberi ve bir kısım küll ve küllî ve diğer kısım onun cüzleri ve fertleri ve birbirine sikke-i fıtratta müşabehet ve nakş-ı san’atta münasebet ve birbirine yardım etmek ve birbirinin vazife-i fıtriyesini tekmil etmek gibi, […]

SAVLI MARANGOZ AHMED BÖNCÜ

Ahmet Böncü veya Risale-i Nur’daki adıyla Marangoz Ahmed 1904 yılında Isparta’ya bağlı Sav Köyünde doğmuştur. Sav Köyünün faal Nur Talebeleri arasında yer alan Ahmed Böncü, mesleği marangozluk olduğu için bu lakabla tanınmıştır. Hacı Hafız Mehmed vasıtasıyla Risale-i Nur’ları tanıyan Marangoz Ahmed, Sav Köyünde gece gündüz Nur Risalelerini yazmış ve neşretmiştir. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ”Masumların çavuşu” […]

BEN ŞEYH DEĞİLİM! BEN HOCAYIM

Eğer derseniz, “Şeyhler bazan işimize karışıyorlar. Sana da bazan şeyh derler”; ben de derim: Hey efendiler, ben şeyh değilim. Ben hocayım. Buna delil: Dört senedir buradayım. Birtek adama tarîkat verseydim, şüpheye hakkınız olurdu. Belki yanıma gelen herkese demişim: “İman lâzım, İslâmiyet lâzım. Tarîkat zamanı değil.” Eğer derseniz, “Sana Said-i Kürdî derler. Belki sende unsuriyetperverlik fikri […]

ZARARIN NERESİNDEN DÖNSEN KARDIR

Sabri Efendinin bir fıkrasıdır. Eyyühe’l-Üstad; Kelâmullahi’l-Azîzi’l-Mennân olan Hazret-i Kur’ân, şeâir-i İslâmiyenin hâdimlerini cenâh-ı himaye ve re’fetine alarak, bu defaki hâdise-i elîmede bir seneden beri mülhidlerin çevirdikleri plânlarını akîm bırakıp, zahiren üç kardeşimizi beraat ve mânen milyonlar mü’min muvahhidînin zümresine nişâne-i beraatini bahş ve mülhidlere ebediyet ve ezeliyeti izharla kendini müdafaa ve hadimlerini muhafaza ve himaye […]

UHUD GAZİSİ FATMA BİNT-İ ALKAME (R.ANHA)

Mekke’de dünyaya gelen Fatıma bint-i Alkame’nin babası Alkame bin Abdullah, annesi de Atike bint-i Esad’dır. Kocası Salit bin Amr ile birlikte, İslamiyeti tebliğin gizli yapıldığı ilk yıllarda kabul edip, Rasulullah’a biat etmiştir. Fatıma bint-i Alkame, Peygamber Efendimiz (ASM)ın İslamiyeti Darrü’l Erkam’da halkı davet etmesinden önce müslüman olanlar arasında yeralır. Kocası ile birlikte müşriklerin bütün baskı […]

DÜNYA VE AHİRETTE MUTLU OLMAK

İşte, bak: O iki kardeş ise, biri ruh-u mü’min ve kalb-i salihtir. Diğeri ruh-u kâfir ve kalb-i fâsıktır. Ve o iki tarikten sağ ise, tarik-i Kur’ân ve imandır. Sol ise, tarik-i isyan ve küfrandır. Ve o yoldaki bahçe ise, cemiyet-i beşeriye ve medeniyet-i insaniye içinde muvakkat hayat-ı içtimaiyedir ki, içinde hayır ve şer, iyi ve […]

KARADENİZ TALEBELERİNDEN YUSUF OKUMUŞ

Rize’nin Çayeli ilçesi Yenice Köyünde 1926 yılında dünyaya gelen Yusuf Okumuş, kendi yöresinde ”Dehri Yusuf Hoca” diye tanınır.  Hatıralarında yaşadığı 1930 lu yılları anlatan Yusuf Hoca,  o günleri şöyle dile getirir: ”o dönemin tek parti devri, CHP iktidarda, Kur’an okumak yasak. Köyümüzdeki medresede Molla Feyzi Hoca ders verirdi. Biz Kur’an öğrenirken iki arkadaşımız gözcülük yapardı. […]

İMAN ŞUURU İLE BAKMA

Kainata iman şuuruyla bakılmazsa ne olur? İman ile bakılırsa ne olur? İnsan iman şuuruyla, Allah’ın zatını sever, O’nun kainatta yarattığı mülküne, mevcudata bakar ve iman gözüyle manen istifade eder. İnsanın kabiliyeti ve potansiyeli, iman suyu ile gelişir. Eğer iman yoksa, kainat ve herşey ona bir nevi azap ve sıkıntı verir. İman insanı, bütün kainat ve […]