Girdi yapan Nurköy

GÜNEŞ IŞIĞI GİBİ

Risale-i Nur Külliyatında birçok yerde ”sırren tenevveret” tabiri geçiyor. Acaba bu sözle ne anlatılmak istenmektedir? Risale-i Nur  Külliyatından Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lahikası mektublarında daha çok geçen, ”sırren tenevveret” bir kaide,kuraldır. Önce bu tabirin geçtiği yerlere bir bakalım: ”İnşaallah bir halt edemezler. Fakat ihtiyat her vakit iyidir. Sırren tenevveret düsturu devam ediyor. Tâ bunun gibi […]

İMAN ETMEK BÜTÜN BÜTÜN BAŞKADIR

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُاَ   لسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ Aziz, sıddık kardeşlerim ve Nur şakirtlerinin küçük pehlivanları; Asâ-yı Mûsâ âhirlerinde, bazı nüshalarında mübarekler pehlivanı büyük ruhlu Küçük Ali namında bir kardeşimizin sualine karşı verdiğim bir cevap var. Onu okuyunuz ki, o zâta bazı muterizler Risale-i Nur’un kıymetini bir derece kırmak için demişler: “Herkes Allah’ı bilir. Âdi bir […]

KAİNAT, SARAY, ŞEHİR, MEMLEKET

Ey vesveseli arkadaş! Gel, bu azîm sarayın nakışlarına dikkat et. Ve bütün bu şehrin ziynetlerine bak. Ve bütün bu memleketin tanzimatını gör. Ve bütün bu âlemin san’atlarını tefekkür et. İşte, bak: Eğer nihayetsiz mu’cizeleri ve hünerleri olan gizli bir zâtın kalemi işlemezse, bu nakışları sair şuursuz sebeplere, kör tesadüfe, sağır tabiata verilse, o vakit, ya […]

ABBAS MEHMED : ÜSTAD KİMSEYİ BOŞ GÖNDERMEZDİ

Abbas Mehmed Kara, 1906 yılında isparta’ nın Barla nahiyesinde doğmuştur. Köyde marangozluk yaparak geçimini sağlamıştır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Barla yıllarında evinin odununu kırmak,sobasını yakmak ve suyunu getirmek O’nun vazifeleri arasındaydı. Üstad’ın kaldığı evi ve caminin de tamiratını Abbas Mehmed yapmıştır. Risale-i Nur’un ümmi talebeleri arasında yeralan Abbas Mehmed, okuma yazması olmasada gece, gündüz çalışır üstüne […]

İNSANLARIN TAKDİRİ NASIL ZARARLI OLUR

”İnsanlar beni saysın, beni sevsin, beni dinlesin duygusundan nasıl kurtulabiliriz? Bu huylardan kurtulup vazgeçmemiz için neler yapmalıyız? Sevilmek,sayılmak, hürmet görmek güzel bir duygudur. İnsanlar beni sevsin, beni saysın diye hareket etmek, doğru ve iyi bir davanış değildir. İnsanı ikiyüzlülüğe sevkeder. Böyle bir arzu insanın uhrevi amellerini iptal eder. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Lahika mektublarında […]

HAYATINI VE RAHATINI TERKETMEK

”Size hayatımda vefattan sonra elinize geçecek mânevî malımı ve hukukumu size vermeye ve  مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا  “Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvet ve nefsî arzularınızla ilgili duygularınızı terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz.” sırrına binaen, ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair bir Nur şakirdi sordu ki: “Hikmet nedir? Sizi daha çok zaman aramızda görmek […]

TURRA VE SİKKE İLE TEVHİD DERSİ

”Gel, bütün bu ovaları, bu meydanları, bu menzilleri süslendiren şeyler üstünde dikkat et. Herbirisinde o gizli zattan haber veren işler var. Adeta herbiri birer turra, birer sikke gibi, o gaybî zattan haber veriyorlar. İşte, gözünün önünde, bak, bir dirhem pamuktan (HAŞİYE:1) ne yapıyor: Bak, kaç top çuha ve patiska ve çiçekli kumaş çıktı. Bak, ondan […]

ABDURRAHMAN NURSİ

Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin Ağabeyi Molla Abdullah’ın oğlu Abdurrahman Nursî, 1903 yılında Nurs’ta dünyaya geldi. Henüz çok genç yaşlarda iken İstanbul’a yerleşen Abdurrahman, Amcası Üstad Hazretleri’nin Rusya’daki esaretten geldikten sonra yerleştiği İstanbul Çamlıca tepesindeki bir köşkte hayatını birlikte geçirmeye başlamıştır. Amcası Üstad Bediüzzaman Hazretleri o günlere ait hatıralarını şöyle ifade eder: “Bu hayatım, hayat-ı dünyevîye cihetinde […]

HANİFE, HANEFİ İSMİ NERDEN GELİR

Hanefi Mezhebinin ismi nereden gelmektedir. Niçin Hanefi Mezhebindeniz denilir? Mezhebin ismi kurucusunun künyesi olan Ebû Hanife’den gelir. Hanife sözcüğü Hanif kökünden gelir. Hanif sözcüğü İslam öncesinde Allah’ın birliğine inanan ve Hz. İbrahim(AS) ın dininden olanları tanıtmakta kullanılırdı. Ebû Hanife’nin bu künyeyi nasıl aldığı konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. En çok kabul görmüş açıklama, Hanif sözcüğünün kullanımlarından […]

GÜNEŞ IŞIĞI KARANLIĞI DAĞITIR

Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Cennetü’l-Firdevsin meyveleri ve Medresetü’z-Zehranın heyet-i fa’âlesinin sahaif-i amelleri ve defter-i haseneleri olan Zülfikar ve arkadaşlarını, selâmetle Cuma gecesi serçe kuşunun verdiği müjdeden iki saat sonra kemâl-i sürurla aldık. Sizlere onların harfleri adedince بَارَكَ اللهُ وَوَفَّقَكُمُ اللهُ وَاَسْعَدَكُمُ اللهُ فِى الدَّارَيْنِ deyip ruh u canımızla sizi tebrik ettiğimiz gibi, bu memleketi de […]